Prof. Dr. Örnek: Amaçları muhalefete geçen belediyeleri çalışamaz hale getirmek
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek, Erdoğan'ın belediye borçları hamlesi için "Yapılmak istenen muhalefete geçen belediyeleri mali olarak çökertmek ve çalışamaz hale getirmektir" dedi.
Fotoğraf, Cangül Örnek'in kişisel arşivinden alınmıştır.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında muhalefet belediyelerini SGK borçları üzerinden hedef aldı. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek, “Yapılmak istenen muhalefete geçen belediyeleri mali olarak çökertmek ve çalışamaz hale getirmektir” değerlendirmesinde bulundu.
Siyasette 31 Mart yerel seçimleri sonrası “yumuşama” tartışmaları yapıladursun, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatta muhalefeti suçlayan ve hedef gösteren açıkmalardan vazgeçmiyor. Son olarak partisinin grup toplantısında CHP’li belediyeleri hedef aldı. Cumhur İttifakı dışındaki partilerin belediyelerini “iş bilmezlikle” suçladı. SGK borçlarının tahsiline başlayacaklarını söyledi. Erdoğan’ın aynı zamanda tehdit içeren açıklamalarını Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek’le konuştuk.
“İŞ BİLİRLİK SERMAYE İÇİN”
“İş bilir olmanın” siyasi bir meziyet olarak hayatımıza 1980’lerde girdiğine dikkat çeken Cangül Örnek, “Bunun siyaset dilindeki karşılığı kamu yararı ve mevzuat tanımaksızın kaynakları çeşitli sermaye ve rant çevreleriyle bölüşerek iş yapmaktır. Bu tür bir belediyecilik anlayışını en iyi sergileyenlerin başında AKP belediyeleri gelmiştir. Sonuç ise özellikle kentlerin ama aynı zamanda kırsal alanların hiçbir insani ve doğal kriter tanınmadan talan edilmesi olmuştur. Aynı zamanda belediyeler büyük bir borç yükü altına sokulmuştur. Bu yaklaşım tek başına Cumhur İttifakı belediyeleri ile sınırlı olmamakla birlikte, hukuken hesap verme korkusu olmadığı için en rahat onlar tarafından benimsenmiştir” ifadelerini kullandı.
“HALK İŞ BİLİR DEĞİL, HALKÇI BELEDİYECİLİK İSTİYOR”
2024 Mart seçimlerinde toplumun “iş bilir belediye” değil, “halkçı bir belediyecilik” anlayışı isteğini ortaya koyduğuna vurgu yapan Örnek, “Özellikle iktisadi krizin emekçileri ve yoksulları çok daha zor koşullara mahkum ettiği bugünlerde, belediyelerin sosyal hizmetlere ağırlık vermesi yurttaşlar için çok önemlidir. Aynı zamanda kamusal mekanların kamusal bir anlayışla yurttaşa açılması, emekçi ve yoksulların içine hapsoldukları büyük şehirlerde nefes alma olanaklarını artırmıştır. Bu tür bir belediyecilik hizmeti özellikle son birkaç yıldır AKP iktidarında büyük rahatsızlık yaratıyor. Bu rahatsızlık daha önce Halk Ekmek büfeleri, öğrenci bursları gibi uygulamalara çıkarılan engellerle de gösterilmişti” değerlendirmesinde bulundu.
Örnek, Erdoğan’ın açıklamalarını işaret ederek, “Şimdi yapılmak istenen muhalefete geçen belediyeleri mali olarak çökertmek ve çalışamaz hale getirmektir. Bu yaklaşımın arkasındaki siyasi hesapları bir tarafa bırakarak söylüyorum: Bu kadar büyük bir yoksullaşmanın yaşandığı koşullarda, SGK prim borçlarını ivedilikle tahsil ederek veya belediyelerin bütçe kullanımlarını hedef alan tasarruf önlemleri açıklayarak yapılan aslında halk yararına belediye faaliyetlerini kısıtlamak ve halkın yaşamını biraz daha çekilmez hale getirmektir. Üstelik herkesin bildiği gerçek, bu borçların büyük kısmının Cumhur İttifakı belediyeleri tarafından ödenmeyerek yeni yönetimlere devredildiğidir” şeklinde konuştu.
“İKTİDARIN MAKSADI SORUN ÇÖZMEK DEĞİL”
Sokak hayvanlarına dair yasa tasarısında da yasaya uymayan belediye başkan ve yöneticilerine hapis cezası öngörülüyor. Sokak hayvanları üzerinden de muhalefet belediyelerinin hedef alındığı yorumlarına dair sorumuza Örnek şu yanıtı verdi: “Burada kuşku yok. İktidar, halk yararına belediyecilik uygulamalarının muhalefete siyasi getirisi olduğunu en açık biçimde mart seçimlerinde gördü. Dolayısıyla bir yandan ana muhalefet partisi ile 'yumuşama' adı verilen ve inisiyatifin Erdoğan’ın elinde olduğu ve gündemi AKP’nin belirlemeyi sürdürdüğü bir süreç başlattılar” yanıtını verdi. Örnek devamla şu değerlendirmede bulundu: “Öte yandan perde gerisinde belediyeleri çalışamaz hale getirecek veya belediye ile halkı karşı karşıya getirecek her olanağı kullanmaya karar verdiler. Sokak köpekleri, eğer bu yasa geçer ve uygulanırsa, bu sürecin kurbanları olarak seçildiler. Uygulanmazsa belediye başkanları kanunen sorumlu tutulacak. Maksat kesinlikle bir sorunu çözmek değil; onu büyütüp karmaşıklaştırarak iktidarın siyasi çıkarları lehine kullanmak. Kan dökülecekse kan dökülmesini iktidar göze aldı. Ama kanı dökmeyi muhalefetin görevi haline getirmek, bu yasayı geçirirken iktidarın en büyük motivasyon kaynağı.”
“KAYYUM MESELESİ BİR GÜÇ MÜCADELESİ KONUSU”
Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya dair “CHP’li belediyelere kayyum” şeklinde yapılan yorumlar da oldu. İktidar son olarak DEM Partili Hakkari Belediyesine kayyum atadı. Kayyum yorumlarına dair Örnek, “Kayyum gibi uygulamalar iktidarın sürekli olarak gündeminde. Ben iktidarın niyetleri açısından son yerel seçimlerden sonra da bu konuda herhangi bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Ama mesele bu niyeti uygulamaya geçirecek siyasi gücü biriktirip biriktiremeyeceklerinde. Kayyum uygulamalarında hukuki bir saikle hareket edilmediği konusunda kimsenin şüphesi olabileceğini düşünmüyorum. Bu, bir güç mücadelesi konusu. Eğer muhalefetin direncinin düştüğünü sezerlerse her şeyi yapabilirler. Üstelik belediyelerin, özellikle büyükşehir belediyelerinin bu iktidar ve etrafında taşıdığı rant çevreleri için nasıl bir kaynak olduğu düşünülürse, yaşadıkları kaybı telafi edebileceklerini düşündükleri her durumda harekete geçeceklerdir” ifadelerini kullandı.