26 Temmuz 2024 04:55

“Gemi sıcağı emiyor, hangar desen cehennem”

Kavurucu sıcaklarda alev topuna dönen gemilerde çalışan tersane işçileri, "Sıcaklar artıyor, sıcaklarla baş edebilmek adına herhangi bir önlem alınmıyor" diyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren YÜCEBOY
İstanbul

“Ölüyoruz... Mahvoluyoruz...”

“Artan sıcaklar tersanedeki çalışma koşullarını nasıl etkiliyor?​” diye sorduğumuzda tersane işçilerinin üzerinde ortaklaştıkları ilk cevap bu şekilde oluyor. Sıcaklar artıyor, sıcaklarla baş edebilmek adına herhangi bir önlem alınmıyor.

Yirmi yıla yakın süredir tersanede çalıştığını belirten Serkan, gördüğü en çekilmez sıcakları yaşadığını ekliyor: “Her yıl sıcak olurdu ama bu yılın sıcağı daha beter ediyor insanı. İnsanı çalışamaz hale getiriyor. Adım atmaya mecalimiz kalmıyor bazen.”

Devletin ve tersane patronlarının sıcaklara karşı önlem alması gerektiğini ama bu önlemlerin alınmadığını söylüyor: “Devletin çeşitli kurumları havalar ısındığı zamanlarda uyarı yapıyorlar bazen. Belirli saat aralığında insanların dışarı çıkmamaları gerektiğini söylüyorlar. E biz günün en sıcak vakitlerinde çalışıyoruz. İnsanları dışarı çıkmamaları için tembihleyene kadar bizim için bir önlem alsana. Almıyorlar. Devlet de almıyor, patronlar zaten almıyor.”

Sorumluların alması gereken önlemi almamalarının sonucu olarak tersane işçileri de kendince kimi önlemlere başvuruyor: “Kimisi günde on litre su içiyor, kimisi en ufak boşlukta gölgeye kaçıyor, kimisi kafasını iki dakikada bir suyun altına sokuyor... Çözüm olmuyor ama. Nasıl olsun? Kafanı ıslatıyorsun, aynı anda gidiyor suyun serinliği. Kafana döktüğün suyla kafandan aşağı akan ter birbirine karışıyor. Tersanede sıcaklardan kaçmak mümkün değil yani. Gemi dediğin sıcağı emiyor sürekli. Hangar desen, cehennem.”

Yirmi yaşındaki Mustafa ise tersanede daha yeni. İlk yazını geçiriyor tersanede: “Buranın sıcağı memleketin sıcağına hiç benzemiyor. Diyarbakır’da 45 derecede çalıştığımı bilirim. Tersanedeki kadar zorlamıyordu. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Otur bir soluklan diyen, gölgeye geç dinlen diyen de yok. Ha babam çalıştırıyorlar. Soğuk sıcak dinlemiyorlar.”

DEĞİYOR MU?

Tersanenin kışı da zor yazı da... Peki bunca zorluğa rağmen ellerine geçen yevmiye zora katlandıklarına değiyor mu?

Mustafa, “Hiç değilse verdikleri para para olsa canım yanmaz” diyor. “İnsan zora katlanır. Niye katlanır? Mecburdur da katlanır. Biz de çalışmaya mecbur olduğumuzdan katlanıyoruz. Ama hiç değilse aldığımız yevmiye biraz fazlası olsa dersin ki ‘İş zor ama parası da iyi.’ Öyle bir şey de yok...”

Serkan ise tersanelerde ücretlere mutlaka zam yapılmasını söylüyor: “Hava sıcak da olsa soğuk da olsa tersane işi zor iş. Memleketin ekonomisi ortada. Manavın yanından geçerken meyvelere bakabiliyoruz anca, alamıyoruz. Bu da sadece benim yaşadığım bir şey değil. Sorduğum birçok arkadaşımın durumu aynı. O yüzden ücretlere mutlaka zam yapılması gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

İnsanlığını alan Netanyahu’yu protesto etmeye gitti

SONRAKİ HABER

‘Batman’da kayyumun 2 yıllık borcunu bizden kestiler’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa