29 Temmuz 2024 05:30

Meclisten geçen Somali tezkeresini yorumlayan Doç. Dr. Hakan Güneş: İktisadi amaçlar için riskli sahaya giriliyor!

Meclisten geçen Somali tezkeresini yorumlayan Doç. Dr. Hakan Güneş, “Türkiye'nin bölgeye girişi öyle dostluk kardeşlik çerçevesinde değil, bölgede kendi iktisadi çıkarlarını gerçekleştirmek için” dedi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar(sağda), Somali Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Abdirizak Omar Mohamed (solda) | Fotoğraf: AA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Somali tezkeresi Meclisten geçti, Türkiye askeri bu tezkere ile birlikte 2 yıl daha Somali’de bulunacak. Son dönemde AKP iktidarı, Doğu Afrika ülkesi Somali ile askeri üs kurmaya kadar varan bir yakınlaşma içinde... Doç. Dr. Hakan Güneş, iktidarın iktisadi amaçla riskli olan Somali sahasına girdiğini ifade etti. Güneş, Türkiye’nin el Kaide bağlantılı Eş Şebap’ın hedefi olabileceği uyarısında da bulundu.

Uluslararası siyaseti yakından takip eden isimlerden biri Doç. Dr. Hakan Güneş ile Meclisten geçen Somali tezkeresi ve iktidarın Somali ve bölgeye dair politikasını konuştuk.

Türkiye’nin ilk olarak 1991 Birleşmiş Milletler misyonu içerisinde yer aldığını ve bunu devam ettirdiğini belirten Güneş, 1993’te UNOSOM (United Nations Mission in Somalia) 2 kapsamında Çevik Bir liderliğinde bölgede olduğunu hatırlattı. Birleşmiş Milletlerin Somali politikasının başarılı olmadığını da belirten Güneş, etnik mücadelelerle birlikte siyasal İslamcı, radikal İslamcı grupların bölgede yükseliş sağladığını söyledi. Güneş, Türkiye’nin uluslararası misyonla beraber askeri olarak girdiği Somali’deki kaosa vurgu yaptı.

Güneş, “Batı açısından herhangi bir iktisadi avantaj sunmayan bu ülke, terk edilmişti. Fakat Türkiye bölgeye 2011 kuraklığından sonra yavaş yavaş tekrar yaklaşmaya başladı. Ve bu bir bakıma uluslararası büyük güçlerin terk ettiği alanda yeni bir bölgesel aktör olan Türkiye bir oyun sahası buldu. Liman işletmesi, havalimanının yeniden açılması bunun işletilmesi gibi faaliyetlerle bölgeye girdi. Dikkat çekici bir şekilde ardından da bunu askeri anlaşmalar izledi ve son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk askerinin bulundurulmasına ilişkin tezkerenin uzatılması ise aslında ta 90'larda başlayan bir sürecin, 2010'lardan itibaren ise kalıcı bir varlığa dönüşen Somali'deki Türk varlığının artık askeri boyutta da güçlendirilmesi anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.

EL KAİDE BAĞLANTILI EŞ ŞEBAP’IN HAKİMETİYETİ ARTIYOR

Bölgenin kaotik yapısına vurgu yapan Güneş, merkezdeki ılımlı İslamcı hükümet ile ayrılıkçı gruplar ve kabilelerin kontrol ettiği bölgeler olduğunu söyledi. Güneş, “Ama en önemlisi ülkede hâlâ çok güçlü bir el Kaidenin uzantısı olan Eş Şebap örgütünün büyük bir hakimiyeti var. Bu kırılmış değil. Ama giderek Eş Şebap karşısında merkezi hükümetin en azından ülkenin önemli bir merkezini, başkentini ve çevresini ve önemli lojistik merkezleri koruyabildiğini ve giderek bu etkinlik sahasını geliştirdiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

Türkiye’nin bir bölgesel güç olarak riskleri yüksek bir yere gittiğine vurgu yapan Güneş, çatışmanın yüksek bu sahalara yeni oyuncular girdiğine dikkat çekerek, “Türkiye işte bu oyuncu oldu. 2010'ların başından itibaren ve bölgede bir etkinlik kurdu. Şüphesiz Türkiye'nin bölgeye girişi de öyle dostluk kardeşlik çerçevesinde değil elbette iktisadi çıkarlar ön planda. Abdülhamit dizilerinde Diriliş Ertuğrul ve benzeri dizilerde anlattığı gibi bir İslam kardeşliğini yaymaya çalışan bir ülke gibi resmetmek herhalde en fazla TRT dizilerinde olabilecek türden bir durum. Türkiye'de, bölgede kendi iktisadi çıkarlarını gerçekleştirmek için gidiyor ve tabii ki küresel düzeyde de en azından bölgesel düzeyde de jeopolitik avantajlar elde etmek üzere gidiyor ki gayet elde etmiş görünüyor” ifadelerini kullandı.

“EL KAİDE’NİN AÇIK HEDEFİ DURUMUNA GELECEK”

Türkiye'nin yurt dışındaki büyükelçilik ve konsolosluklar içerisinde düzenli olarak en çok saldırıya uğrayan yerin Mogadişu olduğuna dikkat çeken Güneş, saldırıları da el Kaide bağlantılı Eş Şebap örgütünün yaptığını ifade etti. Güneş, Ankara’nın Mogadişu merkezli, ılımlı İslamcı denilecek hükümeti desteklediğini hatırlatarak, “Dolayısıyla da Türkiye, el Kaide'nin Somali'deki açık hedefi durumundadır. Bu kaotik yapı devam etmektedir ve önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin hem bölgedeki Türk şirketleri hem Türkiye'nin askeri misyonları hem de diplomatik misyonları saldırı altında olmaya devam edecektir. Bu tabi kolay bir durum değil. Bu kaotik ülkede sorun bu anlamda devam edecektir” dedi.

Tezkeredeki, “Somali'nin denizdeki çıkarlarını korumak” ifadesine de dikkat çeken Güneş, “İşte bu nokta önemli. Giderek ciddi bir iktisadi varlık oluşturulacak gibi görünüyor. Bölgede, bölge üzerinden geniş bir deniz, münhasır ekonomik bölge sahası söz konusu Somali'de. Ama bunu işletebilecek bir altyapı yok. Türkiye'nin iktisadi gelişmişliği ise Somali'ye bunu sağlayabilecek ve dolayısıyla da Türkiye'ye bir sermaye ihracı oluşturabilecek durumda görünüyor” şeklinde konuştu.

“ULUSLARARASI GÜÇLER TÜRKİYE’Yİ DİKKATLE İZLİYOR”

NATO'nun önde gelen ülkelerinin Türkiye'nin Somali operasyonlarından rahatsız olmadığını da belirten Güneş, “Çünkü onların terk ettiği bir alanda riskler üstlenen Batı İttifakı'nın bir üyesi. Arada sorun yaşadıkları ama günün sonunda da NATO üyesi bir ülke. Fakat Afrika'da etkinliğinin artması aynı zamanda tabii kaygıyla da izleniyordur” dedi. Türkiye’nin mali sermayenin askeri araçlarla mücadelesi denilen ve emperyalist iç bölüşüm mücadelesinin tam da içine girmiş bulunduğunu anlatan Güneş, “Bunun NATO'nun NATO özelinde yani NATO zirvesinden özel bir izinle oluşmadığını söyleyebiliriz. Ya da özel bir ‘Somali'de operasyonunuza devam edin’ denecek bir durum yok” diye konuştu.

Güneş son olarak şunları söyledi: “Türkiye'nin dolayısıyla da bölgedeki bugüne kadar o kadar da dikkat çekmeyen askeri varlığı uluslararası güçler tarafından da biraz daha dikkatli izlenir hale geliyor. Bunun içine tabii ki Çin'i ve Rusya'yı da dahil etmeliyiz ama henüz ne Çin'le Rusya'yla ne de diğer ülkelerle radikal bir karşılaşma alanı değil. Örneğin nereye göre? Libya'ya göre. Libya'da çıkarlar daha çok somut. Petrol için, bir güç dizilişi içerisinde, çok da radikal şekilde karşı karşıya geldi. Ve bunların vekalet savaşları yapıldı.”

GEREKÇE KORSAN, ANLAŞMA HİDROKARBON

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Somali’de 2 yıl daha görevlendirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Buna göre, TSK iki ülke tarafından müştereken belirlenecek bölgelerinde çalışma yapacak. Tezkereye gerekçe olarak ise “terörizm, deniz haydutluğu, yasa dışı balıkçılık, her türlü kaçakçılık ve diğer tehditlere karşı güvenliğinin sağlanması faaliyetleri” gösterildi. 18 Temmuz’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Somali Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Abdirizak Omar Mohamed arasında Hidrokarbon Arama ve Üretim Anlaşması törenle imzalanmış. Bakan Bayraktar tören sonrası Türkiye'nin Somali denizlerinde hidrokarbon kaynağı arayacağını söyleyerek “Her bir blok 5 bin kilometrekarelik bir alanı temsil ediyor. Buralarda Türkiye münhasıran arama ve petrol bulduğumuz zaman da üretme yetkisine sahip olacak. Bunun için Oruç Reis gemimizi eylül sonu, ekim başı gibi bu bölgeye gönderiyoruz” demişti.

ÖNCEKİ HABER

Afşin-Elbistan iş cinayeti: Elektrik akımına kapılan işçi öldü

SONRAKİ HABER

Polonez işçileri kaymakamlığa yürüdü: Kaymakam işçiyi azarladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa