CHP’li belediyeler hangi hattan gidecek?

İlhan KARAKURT
Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı

31 Mart seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğrayan tek adam rejimi, halkın sesine kulak vermek ve dertlerine çözüm üretmek yerine, tercihlerinden dolayı seçmenden ve muhalif belediyelerden ‘intikam’ almaya çalışıyor.

En son Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalif belediyelerin SGK’ye olan prim borçlarının İller Bankası ödeneğinden doğrudan kesileceğine dair açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Erdoğan’ın, muhalif belediye başkanlarına yönelik bu idari ve mali ‘darbesi’ sürpriz olmadı tabii ki! Çünkü Erdoğan, geçen ay yayımladığı ‘tasarruf’ genelgesi ile muhalif belediyeleri iş yapamaz hale getirmenin ilk adımlarını atmış ve devamının geleceğinin de işaretini vermişti. ‘Kayyumvari’ operasyonların sadece bununla sınırlı kalmayacağı, aksine kapsam ve dozunun artarak devam edeceğini anlamak hiç de zor olmasa gerek!

Ama Erdoğan’ın, halkın tercih ve iradesini yok sayan bu girişimine karşı başta CHP’liler olmak üzere muhalif belediye başkanlarının Anayasa ve evrensel hukukun kendilerine verdiği hakkı kullanarak ‘direnmek’ yerine ‘idareimaslahatçılık’ yaparak, işten atma ve hak gasplarını içeren tasarruf genelgesini sorgusuz sualsiz uygulamaya koymalarını anlamakta da zorluk çekiyoruz.

KURT KUZU HİKAYESİ

Erdoğan’ın muhalif belediyelerin SGK’ye olan prim borçlarının doğrudan ve kaynağından kesilmesine ilişkin talimatı üzerine konuşan çalışma ve sosyal güvenlik bakanı, “Esasında bu milli bir kaynaktır. Vatandaşımızın çalışarak, üreterek, alnının teriyle bütçeye kazandırmış olduğu doğal bir gelir kaynağıdır. Ve yine vatandaşlarımızın yararına kullanılması gereken bir kaynaktır” diyerek aslında bir gerçeği ifade etmiş oluyor.

Şöyle ki AKP’nin 22 yıllık iktidarında 500 büyük şirket dahil yandaşlar için çıkarılan vergi muafiyeti ve SGK prim afları ile devletin milyarlarca liralık alacağının silindiği gibi, destek ve teşvik ödemeleri ile de yine halkın bütçesinden milyarlarca liralık kaynağın karşılıksız olarak aktarıldığı hepimizin malumudur.

Patronlara her türlü kıyağı çeken tek adam rejiminin, belediyelerin SGK’ye olan prim borçları için hamaset yaparak timsah gözyaşı dökmesi manidardır.

Açıkçası, Erdoğan kurt ile kuzu masalında olduğu gibi “Suyumu bulandırdı” diyerek muhalif belediyeleri yemek istiyor. Biz bu masalı yutmadık, ya siz?

TEK ADAM REJİMİ KENDİ AÇISINDAN GEREĞİNİ YAPIYOR

Tek adam rejiminin yarattığı hayat pahalılığı ve yoksulluğa bir tepki olarak halk size hak-hukuk ve adaleti sağlamanız için oy verdi. Şatafata ve savurganlığa karşı emekten yana, insanı esas alan, demokratik-halkçı bir belediyecilik yapmanız için sizi tercih etti. Yine, Saray’ın baskıları ve hukuksuz-keyfi uygulamalarından bunalan vatandaşlar, “Demokrasi ve insan haklarını sağlayacağız” sözünüze inandığı için sizi birinci parti yaptı. Yani sizlere bir ‘şans’ tanıdı.

Peki, üç aylık pratiğiniz ile halkın bu ‘mütevazı’ beklentilerine uygun bir davranış ortaya koyabildiniz mi? Bu soruya ‘kerhen’ de olsa ‘evet’ demeyi çok isterdik! Ama maalesef kendiniz de ‘evet’ demekten çok uzak olduğunuzun farkındasınız değil mi?

CHP başta olmak üzere, muhalif belediyelerin önünde iki yol var.  Ya tek adam rejiminin hukuksuz-keyfi politikaları karşısında ‘idareimaslahatçılık’ yaparak itiraz ettiğiniz ve halka değiştirme sözü verdiğiniz piyasacı-rantçı kokuşmuş belediyecilik sisteminin bir parçası olarak değersizleşeceksiniz!

Ya da sizlere oy verenlerin talepleri doğrultusunda demokratik-halkçı ve emekten, yana insanı esas alan belediyeciliği gerçekleştirme yolunda tarihsel bir ‘simge’ haline geleceksiniz! Unutmayın ki 31 Mart seçimlerinde olduğu gibi, tek adamı devirecek yegane güç halkın kendisinden başkası değildir. Halkın gücünü sadece ‘sandığa’ çağırarak değil, iş, ekmek ve özgürlük mücadelesi için alanlara-meydanlara çağırarak tek adamın her türlü ‘darbe’ girişimlerini boşa çıkarabiliriz. Tercih sizin!

HAYVAN HAKLARI İLE İNSAN HAKLARI BİR BÜTÜNDÜR

Muhalif belediyeler olarak, hayvan haklarına karşı çıkarılmak istenen yasaya karşı gösterdiğiniz ‘itiraz- direnme-uymama’ iradesi iktidarı geri adım atmaya zorlaması açısından önemlidir. İktidara zaman ve fırsat verecek olan ‘erken’ seçim balonunu üflemek yerine, ‘hayvan’ haklarına ilişkin gösterdiğiniz bu ‘mücadeleci’ tutumu, ‘insan’ hakları için de göstermenizi kamuoyu sizden bekliyor.

Sandıkta yenilen tek adamın ‘kayyumvari’ darbelerini de püskürtmek ancak böyle mümkün olabilir. Günlük kuru sıkı polemiklerin cazibesine kapılmadan, ferman padişahın ise meydanlar bizimdir deme zamanıdır artık. Bu konuda belediye emekçileri ve halk üzerine düşeni yaptı ve yapmaya çalışıyor. Ya siz?