30 Temmuz 2024 04:54

"Porland’da 5 sene çalışanı hasta diye hiçbir fabrika almaz"

İşçilerin Cam Keramik-İş’te örgütlendiği Porland’da çalışma koşulları hasta ediyor. Sık sık solunum yolu hastalıklarına yakalanan işçiler, “Burada 5 sene çalışanı diğer fabrikalar işe almaz” diyor.

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

Paylaş

Latife KARTAL
Bilecik

Bilecik Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren, yaklaşık 1000 işçinin çalıştığı Porland fabrikası, bugünlerde Bilecikli işçilerin en çok konuştuğu iş yerlerinden biri. Zaten tüm Bilecik’te kötü çalışma koşulları ve işçilerin meslek hastalığına yakalanmasıyla bilinen fabrika bu kez, sendikalaşma (Cam Keramik-İş) nedeniyle yaşanan işten atmalarla gündemde.

Halihazırda fabrikadaki kötü çalışma koşullarına dayanamayan işçilerin kıdem tazminatlarını alarak işten ayrıldığı süreci yaşanırken, son dönemde ise işçiler “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış” gerekçeleriyle işten çıkarılıyor.

"TUVALETTE KİMLERLE KONUŞTUN?"

İşten atılanlardan biri de 11 yıldır Porland’da çalışan Nuray*. Bir gün mesai bitimine birkaç saat kala patron vekili tarafından görüşmeye çağrılıyor. Saatlerce odada adeta rehin tutulan Nuray sonunda işten atılıyor. Nuray işten çıkarıldığı günü şöyle anlatıyor: “İki kadın yönetici beni odalarına çağırdılar. Gittiğimde bana ‘Sen bir şeyler karıştırıyorsun bu ara, rahat durmuyorsun’ dediler. Ne demek istediklerini anlamaya çalışırken sendikadan bahsettiklerini anladım. ‘Benim bir şey çevirdiğim yok, ne demek istiyorsunuz?​’ diye çıkışınca da bana benden şikayetçi işçiler olduğunu, işçilere baskı yaptığımı söylediler. Böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını söylediğimde ise ‘Geçen hafta tuvalette kimleri gördün, kimlerle konuştun?​’ gibi komik sorular sormaya başladılar. Her işçinin tuvalete gittiğini, hemen hemen herkesi gördüğümü ama kimsenin kimseye baskı yapamayacağını anlatmaya çalıştım. Ama anladım ki kafalarına zaten koymuşlar, beni tazminatsız bir şekilde işten atmaya çalışıyorlar.”

"SENDİKA MÜDAHALE EDİNCE ODADAN ÇIKABİLDİM"

Görüşme sonunda kendisine ısrarla savunma yazdırılmaya, çıkış akdi imzalattırmaya çalışıldığını dile getiren Nuray, şöyle devam ediyor: “Ben suçsuz olduğumu ve hiçbirini yapmayacağımı söyledim. Odadan çıkmak istediğimde ise kapıyı kapatıp beni zorla içeride tuttular. Yaklaşık 3 saat boyunca resmen kendimi karakolda çapraz sorguya alınmış gibi hissettim. Yaptıkları şeyin suç olduğunu da bildikleri için ben odaya girer girmez zaten telefonumu da kapattırmışlardı. Herhangi bir kayıt almamdan korkuyorlar. Saatler geçti, mesai bitti, hâlâ izin vermiyorlar çıkmama. ‘Çocuklar merak eder, geç kalınca bari onlara haber vereyim’ dediğimde bile ancak çocuklarımla konuşacak kadar telefonumu açmama izin verdiler ve tekrar kapattırdılar. Sonra işçi arkadaşlarımdan biri sendikaya haber verince, avukatı aradılar, öyle çıkabildim o odadan. 3 saatin sonunda iki güvenlik eşliğinde özel eşyalarımı alıp, kimseyle konuşamadan fabrikadan çıkarıldım.”

"BURADA ÇALIŞAN İŞÇİLER HASTA"

Nuray işe başladığı günlerde fabrikada bir sendikanın (Çimse İş) örgütlü olduğunu ancak o sendikanın kendilerine hiçbir faydası olmadığını söylüyor. Bunun yanı sıra patronun “sendikadan istifa etmeleri karşılığında ücretlerde iyileştirme yapılacağı teklifi” sonrasında da tüm işçilerin sendikadan istifa ettiğini aktarıyor: “Baktık o sendikanın hiçbir faydası yok, çalışma koşulları yine kötü, ücretler düşük. İşveren de ‘İstifa ederseniz zam yaparım’ deyince hepimiz istifa ettik. Hem de noter tasdikli istifa ettik. Noter masrafını da işveren karşıladı. O dönem üç beş kuruş zam aldık ama hiçbir şey değişmedi sonrasında. Tozun pisliğin içerisinde çalışıyoruz. Porland’da 5 sene çalışanı Bilecik’te başka hiçbir fabrika işe alınmıyor bir daha. Biliyorlar çünkü hepsinin ciğerleri hasta. Pandemi zamanı bende de silikozis hastalığı çıktı. Normalde hastalık çıkanı hemen işten çıkarıyorlardı. Ama benim için 10 gün tartıştılar. Benden memnunlardı, çıkarmak istemediler. Her şeye rağmen ben de çalışmak zorunda olduğum için çıkmak istemiyordum. Pandemi dönemi olduğu için benim testlerim tam yapılamadı, meslek hastalığı teşhisi konmadı ama pandemi bitince yine gitmem gerektiği söylendi. Bilecik küçük bir şehir. Burada herkes birbirini tanır. Patronlar buranın sahibi gibidir. Pandemiden sonra bana sevk yazacak doktor bulup da tekrar Ankara’daki hastaneye gidemedim. Çünkü bence bunu patron engelledi.”

"ARKADAŞLARIM İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM"

Porland’dan çıkarılırken yöneticilerin kendisine işe iade davası açsa da kazanmayacağını söylediğini belirten Nuray, “Bana ‘Hiçbir şey kazanamazsın’ diyenler sonra arayıp çağırdılar, sana şu kadar tazminat verelim diye. Kabul etmedim. Sonuna kadar gideceğim. Sendikal tazminatımı da işe iade tazminatımı da kıdemimi de ihbarımı da alacağım. Beni sendikalaştığım için bin bir yalanla attılar. Hesabını verecekler” diyor.

Tabii bir yandan da yeni iş aradığını söylüyor: “Fabrikalara iş başvurusunda bulunuyorum. Önce çok iyi karşılıyorlar. ‘Evraklarını al gel’ diyorlar. Ama ertesi gün arayıp vazgeçiyorlar. Çünkü Porland’ı arıyorlar benden sonra. Orası da engelliyor işe alınmamı. Ya da açıkça soruyorlar ‘Burada da sendika peşinde koşacak mısın, bize de bulaşacak mısın’ diye. Patronlar birlik olmuşlar, hepsi el ele.”

Nuray sözlerini mücadele çağrısıyla tamamlıyor: “Ben işten çıkarıldım, döner miyim, dönmez miyim bilmiyorum. Ama Porland’daki arkadaşlarımın sendikalı çalışması için elimden geleni yapacağım. Bizim birlik olmaktan başka çaremiz yok. Hem Porland’da hem tüm fabrikalarda sendika olmalı. Sendika da sendika gibi olmalı.”

* İşçinin talebi doğrultusunda gerçek ismi kullanılmamıştır.

PORLAND İŞÇİSİ ÖRGÜTLENME HAKKINI İSTİYOR

300 bin metrekare alanda kurulu bulunan, porselen üretimi yapılan Porland’da yaklaşık 1000 işçi çalışıyor. Ücretlerin 21 bin lira civarında olduğu fabrikada işçiler düşük ücretlere, zorla fazla mesai dayatmasına, baskı ve mobbinge karşı DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’te örgütlenmeye başladı. Bu sebeple fabrikada işten atmalar yaşandı. Porland işçileri ise sendikalaşma mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini söylüyor.

ÖNCEKİ HABER

Gündem "Vergi arsızlığı" | Karaca: İktidar bu yüzden Evrensel'i çökertmek istiyor

SONRAKİ HABER

Neredeyse tüm Gazze saldırı altında: "Sanırım burada öleceğim"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa