30 Temmuz 2024 05:18
Son Güncellenme Tarihi: 30 Temmuz 2024 08:33

Patronların ‘çocuk’ hesabı: 5 MESEM’li 1 ustadan daha ucuz

Ankara OSTİM'de yapılan ankete göre bazı küçük işletme sahipleri deneyimli bir işçi yerine, asgari ücretin üçte biri kadar olan ücreti devlet tarafından ödenen 5 MESEM’li çırak çalıştırıyor.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Ekin Yoldaş KALI
Ankara

Ankara’nın sanayi bölgesi OSTİM’de çalışan işçiler, temmuz ayının bunaltıcı ve kavurucu sıcağında ekmek paralarını kazanmak için sabahın erken saatlerinde Ankara’nın dört bir yanından yola çıkarak fabrikalara gidiyor. Geçim derdiyle sinirleri yıpranan işçiler, çalışma koşullarının ağırlığı ve yaz aylarının bunaltıcılığı ile bir çelik tel misali gibi geriliyor.

Bu süreçte işçilerin ücret konusundaki güncel durum ve taleplerini tespit etmek üzere neredeyse tamamı metal iş kolundaki çocuk, genç ve deneyimli 63 işçiyle mini bir anket yapıyoruz. Verilerimiz tam olarak OSTİM’in tamamındaki duruma denk düşmese de ortalama fikir sahibi olmamıza yardımcı olacak düzeyde.

ATÖLYELER ÇOCUK DOLU

Ankete katılanların yüzde 38,29’u çırak, yüzde 17,02’si kalfa, yüzde 34,04’ü usta, yüzde 6,38’i ustabaşı, yüzde 4,25’i ise tekniker ya da mühendis pozisyonlarında çalışıyor. Çırak ve kalfaların tamamına yakını 18 yaşının altında. Bu da gösteriyor ki bizim yüz yüze geldiğimiz işçilerin yarısından fazlası çocuk işçilerden oluşuyor. Mesleki eğitim merkezleri (MESEM) aracılığıyla ortaokulu bitiren öğrencileri örgün eğitimden kopararak haftanın 4 günü patronlara bedava iş gücü olarak sunan MEB şimdi de yaz döneminde ‘beceri geliştirme programı’ adı altında 7-8. sınıftan itibaren tüm öğrencilerin katılabileceği ‘zanaat atölyeleri’ açıyor. OSTİM’deki tablo da çocuk işçiliğinin ne ölçüde yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Öyle ki bazı küçük işletme patronları deneyimli 1 işçi yerine 4-5 MESEM’li çırak ikame ederek, devletin verdiği teşvik dolayısıyla iş gücü maliyetini epey düşürmüş oluyor. Bu tip patronun bir yandan ustalık yaptığı sadece MESEM’lilerin olduğu atölyeler göze çarpıyor.

Eğitim durumlarını sorduğumuzda ise yüzde 25’inin MESEM programına kayıtlı, yüzde 28,84’ünün meslek liseli, yüzde 15,38’inin ortaokul mezunu, yüzde 26,92’sinin lise mezunu olduğu görüyoruz. Yüzde 3,84 oranında ise üniversite mezunu var. Yine 4 kişiden ikisi ya MESEM’li ya da meslek liseli. Bu veriler de yukarıdaki tespitimizi destekliyor.

YARISININ ÜCRETİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA

OSTİM’de özellikle deneyimli işçilerin son yıllardaki en yoğun tartışması ücretlerinin asgari ücrete yaklaşması, aradaki makasın kapanması. Bunu işe başladıkları yıllara yaptıkları kıyasla, “3-4 asgari ücrete çalışırken şimdi yıllarımızı bu mesleğe vermemize rağmen 2 asgari ücreti dahi bulamıyoruz” şeklinde ifade ediyorlar. Genç ve çocuk işçiler ise böyle bir deneyim ve birikime sahip değiller. Bu da ücret sorununa bakış açılarına doğrudan yansıyor. Ankete katılanların yüzde 15’i 5-10 bin TL, yüzde 23,3’ü 10-17 bin TL, yüzde 28,33’ü 17-25 bin TL, yüzde 28,33’ü 25-35 bin TL arasında ve yalnızca yüzde 5’i 35 bin TL ve üzeri ücret alıyor. Bu tablo işçilerin ortalama ücretinin asgari ücretin biraz üzerinde olduğu ve neredeyse yarısının açlık sınırının altında bir ücretle çalıştığını gösteriyor. Buradaki bir diğer önemli nokta ise genç ve çocuk işçilerin iş yerindeki diğer çalışanlarla aynı işi, hatta ek olarak angaryaları da yapmalarına rağmen çok daha düşük ücretler almaları. Bu da doğrudan çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılmasındaki temel amaçlardan birinin ne olduğunu gösteriyor: Ucuzlatılmış, uzun yıllarca sömürülebilecek ve güvencesiz iş gücü...

PATRONLARIN ELİNDEKİ KOZ

Yüzde 90,16’sı aldığı ücreti yeterli bulmuyor ve yüzde 91,80’i ise temmuz ayında zam yapılması gerektiğini düşünüyor. Ankete katılan işçilerin önemli bölümü bireysel olarak ya da iş yerindeki diğer arkadaşlarıyla birlikte zam talebi için patronla, yönetimle görüşerek çeşitli adımlar atmış ve hâlâ atıyor. Patronların elindeki en büyük koz ise iktidarın “Asgari ücrete zam yapmayacağız” açıklaması. Oysa ki ocak ayında zamlar belirlenirken patronlar temmuz ayındaki ikinci zammı gerekçe göstererek oranları düşük tutmuştu.

Kuşkusuz işçilerin ezici çoğunluğu daha iyi bir ücret ve çalışma koşulları istiyor. İstemenin ötesinde daha iyi bir ücret olmadan hayatını idame ettiremeyecek noktaya dahi sürükleniyor. Temmuzun son günlerindeyiz ancak yaz aylarının kalan günleri insanca bir yaşam için mücadelenin ne ölçüde başarıya ulaşacağı bakımından daha da önemli olacak.

ÖNCEKİ HABER

As Plastik işçileri ilk toplu sözleşmeleri için eylemde

SONRAKİ HABER

ABD, Ukrayna'ya yaklaşık 1,7 milyar dolar ek güvenlik yardımını duyurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa