30 Temmuz 2024 11:57

Mahkeme 'işkence' demedi ama ikna da olmadı

Lice’de 14 yaşındaki çocuğa dönük işkenceye dair 5 polis hakkında verilen tutuklama kararında, mahkeme 'işkence' demedi ama cezaları "işkence" suçu üzerinden temellendirdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 21 Mart 2023 Newroz kutlamaları sonrası 14 yaşındaki Y.D., polisler tarafından zırhlı araca bindirilerek kaçırıldı ve işkenceye maruz bırakıldı. Lice Asliye Ceza Mahkemesi, olaya dair İlçe Emniyet amirlerinden Aykut Oral ile polisler İsmail Akkuş, Emre Özcan, Gökhan Bay ve Hayrettin Çakmak hakkında hazırlanan iddianamede "görevsizlik" kararı verdi. Mahkeme, 5 polis hakkında hazırlanan iddianamede “işkence” ve “kasten yaralama” suçlarının yer almaması üzerine dosyayı Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ancak dosya yeniden Asliye Ceza Mahkemesi'ne iade edildi.

Mahkeme, 5 Haziran'da görülen karar duruşmasında 5 polis hakkında “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 8’er yıl hapis cezası verdi. Ayrıca polislere “Mala zarar verme” suçundan 4 bin 500 TL para cezası verildi. Tutuksuz yargılanan polisler hakkındaki cezanın gerekçesi açıklandı. Mahkeme, her ne kadar "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan ceza verse de, kararının gerekçesini "işkence" suçu üzerinden temellendirdi.

POLİSLERİN TEHDİTLERİ

Kararda,  Y.D.'nin ifadelerine yer verildi. Y.D., polislerin kendisini "Kürtlere küfür edeceksin, Abdullah Öcalan'a küfür edeceksin, İstiklal Marşı'nı söyle, mehmetçik şiirini söyle, mehmetçik şiirini sabaha kadar ezberleyeceksin. Eğer ezberlemezsen sırtına koyduğumuz GPS ile seni bulur ve öldürürüz. Ayrıca bizim seni dövdüğümüzü kimseye söylemeyeceksin, soranlara arkadaşlarınla kavga ettiğini söyleyeceksin, birine söylersen seni öldürürüz" sözleriyle tehdit ettiğini söyledi. Kararda, söz konusu tehditlere işaret edilerek, diğer tanık ifadelerinin de mağdurun ifadelerini destekler nitelikte olduğu vurgulandı.

"SUÇ DELİLLERİ GİZLENDİ"

Kararda, bazı sanıkların olay sonrası görevlerine aykırı bir şekilde Diyarbakır'a gittiği, hasta olmadıkları halde farklı hastanelerden rapor almaya çalıştıkları, rapor aldıktan sonra da amirlerine haber vermeden Ankara'ya hareket ettikleri ve yoldayken yakalandıkları hatırlatıldı. Kararda, "Suç tarihinin 21 Mart 2023 olduğu ancak sanık ifadelerinin 25 Mart tarihinde alındığı, mağdurun olay günü kafasına, gözüne ve sırtına tüfeğin dipçik kısmı ile vuran ve kendisini videoya aldığını ifade ettiği sanık Aykut Oral'ın cep telefonunun bulunamadığı, İlçe Emniyet Amiri olarak görev yapan ve bir çok adli soruşturmada görev alan sanığın bu süre zarfında cep telefonunun bulunamamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanığın suç delillerini gizlemeye yönelik davrandığı kanaati oluşturmaktadır" diye belirtildi. 

SAVCININ İDDİASINA YANIT!

Kararda, dikkat çeken bir başka nokta ise iddianamedeki iddialara dair değerlendirme oldu. Kararda, iddianamede mağdurun kim tarafından darp edildiğinin belirtilmediğine işaret edilerek, "İddianamede mağdurun kim tarafından darp edildiğinin saptanamadığı şeklinde belirtilmişse de sanıkların mağdur ile birlikte aynı araç içerisinde bulunduğu ve kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere bu sürecin yaklaşık 25-30 dakika sürdüğü, aracın sürekli hareket halinde olmadığı, araç içerisinde sanıkların görev yaptıkları amirlerinin de bulunduğu, bir kısım sanıkların emir komuta zincirine aykırı hareket ederek, amirlerinin emrinden bağımsız davranmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu ve sanıkların iştirak halinde hareket ettiği anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verildi.

"İNSAN ONURU İLE BAĞDAŞMAYAN HAREKETLER"

Kararda, mağdurun yaşı ve fiziki durumu dikkate alındığında plastik kelepçe takacak ve güç kullanımı gerektirecek herhangi bir olumsuz davranışın olmadığı vurgulandı. Kararda, mağdurun insan onuru ile bağdaşmayacak şekilde cezalandırıldığı, araç içerisinde silahlarla darp edildiği, zorla ve tehditle videoya alındığı, iradesine aykırı sözler söylettirildiği ve ve aşağılandığı ifade edildi. Yaşananların mağdurun bedensel ve özellikle ruhsal yönden acı çekmesine neden olabilecek eylemler olduğuna vurgu yapılarak, "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluştuğu" ifade edildi.

"SAVUNMALAR SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK"

Sanık polislerin beyanlarına da dikkat çekilen kararda, beyanların soyut ve çelişkili olduğu kaydedildi. Kararda, polisler arasındaki yazışmaların  "Suçtan kurtulmak amacıyla ortak savunma hazırlamaya yönelik hareket” olduğu belirtildi. Ayrıca sanıkların savunmalarının gerçeği yansıtmadığı, "suçtan kurtulmaya yönelik olduğu" ifade edildi.

"SANIKLARA DAİR OLUMLU KANAAT OLUŞMADI"

Kararda, “iyi hal” indirimine gidilmemesinin gerekçesine de yer verildi. Kararda, şunlar belirtildi: "(...) suçun silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlediği, sanıkların suçun inkarı, yargılama aşamasına bir katkılarının bulunmaması, bir takım delillerin yok edilmeye çalışılması, birden fazla nitelikli halin yer alması, mağdurun yaşı, mağdurdan herhangi bir şekilde özür dilenmemesi, işledikleri suçtan dolayı herhangi bir pişmanlığının olmaması, üstlenilen kamu görevine riayet edilmemesi ve bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkememizde olumlu bir kanaat oluşmadığı (...)" (Diyarbakır/MA)

ÖNCEKİ HABER

3 kızı tutuklandı, kendisi de ev hapsinde: Halay da mı terörist?

SONRAKİ HABER

Halay çektikleri için tutuklananlara 'Halaya kim müdahale ediyor?' sorusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa