Alman menşeli sendika düşmanı: Hugo Boss
Tekstil tekellerinden Hugo Boss’un İzmir’deki fabrikasında çalışan işçiler, sendika haklarını istedikleri için baskı görüyor. Hugo Boss sendikalaşmaya öncülük eden işçileri işten atıyor.
Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel
Emirhan DURMAZ
İzmir
Türkiye’de 25. yılını tamamlayan Alman menşeli tekstil firması Hugo Boss, 2021’de 144 milyon avro, 2022’de 222 milyon avro, 2023’te 270 milyon avro net gelir elde etti. Gelirlerini artırmayı planlayan Hugo Boss’un 2025’teki hedefi ise 4 milyar avro ciro. Hugo Boss’un en yüksek üretim hacmine sahip, ‘akıllı ve mutlu fabrika’ adıyla lanse edilen İzmir’deki tesisinde ise işçiler sopa altında çalışıyor. Ücretlerin 22 bin ila 25 bin lira arasında olduğu fabrikada uzun yıllardır sendikalaşma mücadelesi veren işçiler baskılarla karşılaşıyor. Son bir ayda 60, son bir senede 660 işçinin işten çıkarıldığı fabrikada işçiler sendika haklarından vazgeçmeyeceklerini söylüyor.
"ÖRGÜTLENME ÇABASINI CEZALANDIRDILAR"
2015 yılında işe başlayan ve 9.5 buçuk yıl sonra işten atılan Kamer Ergun, içeride çalışkanlığıyla bilindiğini söylüyor. Bir gün serviste biriyle ufak bir tartışma yaşadığını belirten Ergun, “İnsan kaynaklarına bildirdim ve daha küçük bir servise alındım. Bu olay bahane edilerek ihbar ve kıdem tazminatım ödenmeden işten çıkarıldım” dedi.
Arkadaşlarıyla vedalaşmasına bile izin verilmediğini ifade eden Ergun, “Suçlu gibi güvenlik tarafından koluma girilerek çıkarıldım” diye konuştu.
“Madem ben problemli birisiydim, nasıl 9.5 yıl çalıştım” diye soran Ergun, şöyle devam etti: “İçerideyken her daim hakkımı aradım ve iş yerinin huzur ve kalitesini artırmak için çabaladım. Sendikalaşma ve örgütlenmeyi teşvik ettim. Onlar için ana sorun buydu. İçeride çalışma prensibi olarak bazı hedefler konuluyor ve bunları tamamladıkça crosslar alınıyor. Böylelikle maaşlarımıza ufak primler ekleniyordu. Ürün kalitem iyi, adetlerim yüksek ve tüm hedeflerimi tutturmuş olmama rağmen cross alamıyordum. Çok çalışıyordum, buradan vuramayınca yaşadığım tartışmayı öne sürerek işten çıkardılar ve aslında örgütlenme çabasını cezalandırdılar” diye konuştu.
"25/2 MADDESİNDEN ÇIKARILDIM"
İşçilerden Musa Mut da 14 senedir çalıştığı Hugo Boss’tan mart ayında çıkarıldı. İçeride günlük olarak yapılan işlerin tabletlere ve sisteme girildiğini belirten Mut, “Yaptığımız her bir işin belirli kodu var. O gün de kendi operasyonumun kodunu girmiştim. Yaptığım işe de iki yardımcı eleman geldi. Olaydan iki hafta sonra ise ‘kupon çalma’ ile yani başkasının operasyonumu kendi sistemime girmekle suçlandım ve işten çıkarıldım. Olaya ilişkin bilirkişi talep ettik ve bu sistemin oynanabilir olduğunu ispatladık. Kaldı ki arada iki hafta vardı. O iki haftada operasyon iptal edilebilir ve bir hata varsa sistemde düzeltilebilirdi. Ancak zaten çıkarmak istediklerini bu bahane ile çıkardılar” dedi.
İş Kanunu’nun 25/2 maddesi (ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) gerekçe gösterilerek tazminatsız şekilde çıkarıldığını vurgulayan Mut, “İçeride oldukça sevilen biriydim. İşçi temsilciliği yaptım. Zaten çıkarılmamın esas nedeni de bu. Arkadaşlarıma sendikaya üye olmalarını önerdiğim için çıkarıldım” dedi.
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALAMIYORLAR
10 yıl boyunca çalıştığı işinden 24 Haziran’da çıkarılan belirten Sevinç Taşdemir de şunları söyledi: “Bana ‘Hatalı iş ve verilen görevi yapmama’ bahaneleri sunuldu. Kesinlikle mesuliyet kabul etmedim. Ancak gerçek sebep sendikal faaliyetti. Bir cumartesi günü 10 kişiyi sendikaya üye yaptım, pazartesi günü işten çıkarıldım. İnsanlar gizli gizli üye oluyorlar. Sendikaya üye olan ‘hain’ gibi görülüyor.”
Kod 25 (işçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih) ve Kod 45 (İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, iş yerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da iş yerinde bu maddeleri kullanması) ile işten çıkarıldıklarını belirten işçiler, “Bu kodlar nedeniyle işsizlik maaşı da alamıyoruz” dedi.
Musa Mut, 3 çocuğu olduğunu ve masrafların katlandığını belirtirken, Kamer Ergun de “Annemin sağlık sorunları var. Evin yükü bendeydi” dedi. Sendika olmasa işe iade davası dahi açacak bütçesinin olmadığını dile getiren Sevinç Taşdemir de “Ev kira. Bir tek annemin emekli maaşı var. Şu an çalışmıyorum” diye konuştu.
"TUVALET SÜRESİNİ 3 DAKİKAYA İNDİRMEYİ HEDEFLEDİLER"
Sendikalaşma mücadelesi veren Hugo Boss işçilerinin çalışma koşullarına ilişkin baskılar, mobbing, tasarruf adı altında karşılanmayan malzemeler ve zorunlu fazla mesailer ön plana çıkıyor. Firmanın yaptığı memnuniyet anketinde çalışanların yüzde 55’inin iş yerinden memnun olmadığı sonucuna varıldığını belirten Kamer Ergun, “Fazla mesaiye kalmak istemediğime dair dilekçe vermiştim. Bana ‘Senin işin olduğunda görürsün, biz de sana izin vermeyeceğiz’ dediler. Performans değerlendirme toplantısında yanıma gelip, ‘Sen bizim duyamadıklarımızı da duyarsın, bize de anlat’ diyen ve insanları fişlememi isteyen yöneticiler oldu” dedi.
Bir gün eşinin önemli bir rahatsızlık geçirdiğini belirten Musa Mut da “Acilen çıkmam gerekti ancak ‘İzin veremeyiz’ dediler. Eşim bu, gitmem gerekir dedim, ‘Yanına gidebilecek başka akraban yok mu?’ dediler. Bir şekilde gittim ve mesaimin son bir saatine yetiştim. Çalışmadığım saatleri ise maaşımdan kestiler” ifadelerini kullandı.
Sevinç Taşdemir de “İçeride inanılmaz bir baskı ortamı vardı. Tuvalete gittiğimiz süre 5-7 dakikaymış, bu ortalamayı 3’e düşürmeyi hedeflediler. Biraz uzun kalınca arıyorlar, ‘Neredesin?’ diyorlar. Dönerken de birileri ‘Devam et’ diye bağırıyor” dedi.
"SENDİKA DİYEN İŞÇİYE SOPA GÖSTERİYORLAR"
Hugo Boss’ta 2015 yılından itibaren örgütlenme çalışmalarının sürdüğünü vurgulayan TEKSİF Gaziemir Temsilcisi İbrahim İpek, “Ancak Hugo Boss kural tanımıyor” dedi. Hugo Boss’un Avrupa’da işçileri sendikalı çalıştırdığını dile getiren İpek şunları söyledi: “Burada ise işçilere sopa gösteriyor. Sırf yetki alınmasın diye sendikalı işçileri işten çıkarıyorlar. Son bir ayda 60 kişi atıldı. İŞKUR’dan aldığımız verilere göre bir sene içinde çalışan sayısı 5 bin 800’den 5 bin 140’a düştü. İşten atmalara ilişkin hukuki süreç de devam ediyor. Açtığımız davaların yüzde 90’ı lehimize sonuçlandı. Kazanmaya da devam edeceğiz. Tüm baskı ve engelleme çabalarına rağmen, son bir üyemiz kalana kadar Hugo Boss’u terk etmeye niyetimiz yok. Şu an Lahey’e adım attık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurumuz var. Hugo Boss’u bir an önce TİS masasına ve ILO sözleşmelerine saygı duymaya davet ediyoruz.”
YÖNETİCİLERE KLİMALI TENİS KORTU
Kendilerine özel pilates hocaları tutan ve klimalı tenis kortu yaptıran yöneticilerin mevzu bahis işçiler olunca tasarruf moduna geçildiğini söyleyen İpek, “Devamlılık ve hedeflere ulaşma sonrasında işçilere çeyrek altın ikramiye verilirdi. 6 ay kadar önce kaldırıldı bu. Tuvaletlerde peçete yok. Arızalı tabletler yenilenmiyor. Tabletlere şarj kablosu dahi verilmiyor. Makineler arızalı, bakılmıyor. Üstelik hatalı ürün çıkınca da sonucu işçiye yıkıyorlar. Revirler eskiden 12’ye kadar açıktı, artık 6’ya kadar açık. Bir sorun olduğunda diğer fabrikaya yürütüyorlar işçileri. Ancak bunu öneren genel müdür ise kendisine özel pilates hocası tutuyor, klimalı tenis kortları yapılıyor. Tesislerde eğlenceler düzenleniyor” ifadelerini kullandı.