"Kalıcı, güvenli, bedelsiz konut istiyoruz!"

Dilek OMAKLILAR
Hatay

6 Şubat depremlerinde yıkımın en yoğun yaşandığı Hatay’da rezerv alan tartışmaları gündemdeki yerini koruyor. Rezerv alan tartışmaları sonrası kurulan Barınma Hakkı Platformu; kalıcı, güvenli ve bedelsiz konut talepleri için ranta, talana, doğa katliamına karşı 3 Ağustos’ta Antakya’da miting düzenleyecek. Barınma Hakkı Platform kurucularından Hülya Kavuk ile depremin üzerinden geçen 18 ayda nelerin değiştiğini, rezerv alan tartışmalarına karşı halkın mücadelesini ve taleplerini konuştuk.

"SÜREÇ ŞEFFAF İŞLETİLMİYOR"

Depremin ilk zamanlarında olduğu gibi rezerv alan konusunda da yetkililerden muhatap bulamadıklarını belirten Kavuk, “Rezerve ‘evet’ diyenlerle ‘hayır’ diyenler arasında bir çatışma yaratmaya çalışan bir zihniyet var. Rezerv alan ilanı neye göre yapılıyor, bilmiyoruz. Hiçbir somut veriye dayanmıyor. Bir gün rezerv alan içinde olduğu iddia edilen bir yer, ertesi gün olmayabiliyor” dedi. Demografik yapının değişmesine ilişkin tartışmaların yaygınlaştığını aktaran Kavuk, evleri sağlam olanların ciddi bir mağduriyet yaşayacağını vurguladı. Bazı bölgelerde Bakanlığın iki dudağı arasında, muğlak bir süreç işletildiğini söyleyen Kavuk, “Halkın barınma hakkını toplu bir şekilde savunması, rezerv mağduru ailelerin kendilerini ifade edebilmeleri, ortak bir zeminde talepler etrafında birlikte mücadele etmek için bu platformu düşündük” dedi. Evi yıkılmış veya hasarsız olanların taleplerinin ortak olduğunu belirten Kavuk, taleplerini şöyle anlattı: Depremzede olarak görülmek, Hatay’ın özel afet bölgesi ilan edilmesi ve bedelsiz konut.

"BU KOŞULLARDA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ"

Geçici barınma alanlarının 18 aydır nitelikli ve sağlıklı olmadığını söyleyen Kavuk, suya ve hijyene erişimde sorun yaşandığını aktardı. Küçük konteynerlerde 8-10 kişilik ailelerin yaşamak zorunda bırakıldığına, sosyal-kültürel etkinliklerin ve çocuklar, engelliler için güvenli alanların yokluğuna dikkat çeken Kavuk, koşulları şöyle anlattı: “Yaz aylarında sıcak ciddi problem. Kış aylarında soğuk ve su baskınları oluyor. Elektrik tellerinin birbirine değmesi sonucu çıkan yangınlar, ölümler…”

Kentin yeniden inşasında halkın dışlandığını belirten Kavuk, bilgilendirme toplantılarına davetsiz girilemediğini vurguladı. Halkın bu koşullarda yaşamamak için sesini duyurmak istediğini ifade eden Kavuk, söz hakkı talebini duyan yetkili olmadığını söyledi. Kira yardımının yanı sıra hızla sosyal konutların üretilmesi gerektiğini vurgulayan Kavuk, geçici barınma alanlarının insanca yaşanabilir hale gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

"BAKAN KURUM’UN İKİ DUDAĞI ARASINDA"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Çekmece Mahallesi’ndeki rezerv alan ilanını iptal etmesini değerlendiren Kavuk, “Bakan Murat Kurum gelmeden önce belediye başkanıyla yapılan buluşmada halk rezerv alan istemediğini söyledi. Evlerin yüzde 99’u sağlam; bölgede 3 yıkılmış bina var. İnsanlar evlerini terk etmek istemediler, mücadele ettiler” diye konuştu.

Kurum’un açıklamasına rağmen resmi bir belge olmadığını söyleyen Kavuk, “Sürekli ‘Proje bütünlüğünden dolayı evleri yıkmak zorundayız’ diyorlardı. Kurum’un iki dudağı arasındaymış bu mesele. Bizim asıl talebimiz depremzedelere ücretsiz konut verilmesi, sosyal konutların hızla yapılması ve verilen sözlerin tutulması” dedi.

"KENTİ EL ELE İNŞA EDECEĞİZ"

Mücadelelerini barınma hakkı üzerinden yürüttüklerini söyleyen Kavuk, “Buradaki insanlar yıllarca Ortadoğu’da, Arap ülkelerinde çalışıp evlerini yaptılar. Şimdi tek birikimleri olan evleri, arsaları ellerinden gidiyor. Bu kabul edilebilir değil. Asıl meselemiz, yıkılmış kentimizi el ele vererek yeniden inşa etmek ve halkın bu sürece dahil edilmesi. Dolayısıyla mülkiyet üzerinden değil, barınma hakkı üzerinden bir mücadele yürütüyoruz” dedi.