Brecht’in ‘Arturo Ui’sinden Gogol’un ‘Deli’sine Genco Erkal
Genco Erkal, Türk tiyatrosunun en güçlü maratoncularından biriydi. Dahası, ‘toplumcu duruş’unu ödünsüzce sürdürebilmiş önde gelen sanatçılarımızdandı.
Genco Erkal | Fotoğraf: Kadir İncesu
Ayşegül YÜKSEL
Selçuk Metin’in yönetmenliğini yaptığı ‘Genco’ belgeselinin sonunda Genco Erkal’ı Anadolu’nun antik tiyatrolarından birinde görürüz. Sahnedeki oyunu yeni bitmiş, Genco kutsal görevini yerine getirmiştir. Sakin adımlarla koşarak tiyatronun dışına çıkar. Kıvrıla kıvrıla uzayan yolda koşmayı sürdürür. Genco koşarken, tiyatro ve yol gitgide küçülmektedir. Kameranın bakış açısı daralır ve Genco neredeyse kadrajın dışına çıkarken, film son aşamasına ulaşır. Sanatçı, artık çok uzaktan görebildiğimiz yolda, gitgide küçülerek tek başına sonsuzluğa koşmaktadır. Genco’muz sanki gün gelip de bizimle nasıl vedalaşacağının provasını yapmaktadır.
Genco Erkal tiyatroya 64 yıldır hiç kesintisiz hizmet verdi. Türk tiyatrosunun en güçlü maratoncularından biriydi. Dahası, ‘toplumcu duruş’unu ödünsüzce sürdürebilmiş önde gelen sanatçılarımızdandı.
1963’te Arena Tiyatrosunda sahnelenen ‘Aslan Asker Şvayk’ ile üne ulaştı. Ionesco’nun ‘Sandalyeler’ ve ‘Ders’ oyunlarıyla ilk profesyonel yönetmenlik çalışmasında başarıya imza attı. 1964’te Gülriz Sururi ve Engin Cezzar Tiyatrosunda sahnelenen ‘Keşanlı Ali Destanı’ oyununun yönetmeni olarak ‘usta’lar arasına giriyordu. 1965-67 döneminde ise Ankara Sanat Tiyatrosundadır (A.S.T.). Oyunculuk çizgisi Brecht’in ‘Arturo Ui’sinden Gogol’un ‘Deli’sine uzanır.
1969’da bugün de genel sanat yönetmenliğini yaptığı Dostlar Tiyatrosunun kurucuları arasındadır. ‘Asiye Nasıl Kurtulur’ ve ‘Galilei Galileo’ gibi kalabalık kadrolu zor oyunları sahnelemek yanında ‘Rosenbergler Ölmemeli’de Ayla Algan, Brecht Kabare’de Zeliha Berksoy, ‘İkili Oyun’da Meral Çetinkaya, Fay Hattı’nda Sumru Yavrucuk, ‘Oyun Sonu’nda Bülent Emin Yarar ve son dönemdeki Nâzımlı ve Brechtli oyunlarda Tülay Günal ile ‘müthiş ikili’ler oluşturur. Son yıllarda ‘solo’ oyunları ağırlık kazanır.
Fazıl Say’ın ‘Nâzım Oratoryosu’ ve kendi kotardığı belgesel ‘Sivas ‘93’ ise onun farklı sanat eylemlerini buluşturduğu özel çalışmalardır. Genco Erkal oyunlarını yurt dışında çeşitli dillerde oynadı. Yabancı yapımlarda da görev aldı. Beyaz perdedeki çalışmalarıyla iz bıraktı. Erkal’ın yalnız ‘aktör’ ve ‘yönetmen’ olarak değil, dramaturg, çevirmen, araştırmacı, uyarlamacı ve yazar olarak da pek çok sahne olayında imzası vardır.
Ne mutlu bize ki ardında yazılı, görüntülü ve sesli pek çok belge, pek çok değerli anı bıraktı. Yine de yokluğuna katlanmak zor gelecek biz dostlarına…