02 Ağustos 2024 13:47

Abalıoğlu’nun Honaz’da planladığı tavuk tesisine köylüler ‘hayır’ dedi

Denizli’nin Honaz ilçesi Kızılyer mahallesinde Abalıoğlu’nun yapmak istediği tavuk tesisine köylüler ‘hayır’ dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Denizli’nin Honaz ilçesi Kızılyer mahallesinde Abalıoğlu Balık ve Gıda Ürünleri AŞ’nin yarka (Genç tavuk) yetiştirme çiftliği tesisi projesi için yürütülen ÇED sürecinde halk bilgilendirme toplantısında köylüler itiraz etti. Köylüler yaşadıkları önceki deneyimlerden örnekler aktararak, koku ve sinek nedeniyle köyün durulmaz hale geleceği için tesisi istemediklerini dile getirdi.

Kızılyer Mahallesi, 178 Ada, 40 Nolu parsel üzerinde, “Yarka Yetiştirme Tesisi (1 milyon 470 bin Adet/Dönem)” projesinin iptal edilmesini isteyen köylüler, Halkın Bilgilendirilmesi ve Sürece Katılımı Toplantısı’nda şirketi protesto etti. Büyük Menderes İnisiyatifi üyelerinin de katıldığı toplantıda halkın tesisi istemediği tutanak altına alındı. Şirket yetkililerinin tesisin çevreye zarar vermeyeceğini iddia etmesi üzerine öfkelenen köylüler, Abalıoğlu’nun pandemi öncesinde 4-5 yıl kadar işlettiği büyük baş hayvan tesislerinin yaşattığı mağduriyeti hatırlattı.

“BU KÖY BİZİM ABALIOĞLU’NUN DEĞİL”

Toplantıda söz alarak konuşan Kerem Yıldırım, “Biz Abalıoğlu’nun çok güzel baktığını daha önce tecrübe ettik. Sinekten geçemedik. Pislikten geçemedik” dedi. Şirket yetkilisinin söylemleri üzerine öfkelenen Seval Yıldırım da “Abalıoğlu kim ya? Ben burada yaşayan vatandaşım. Ben bunu canlı canlı yaşayan insanım. Ne Abalıoğlu gördüm ne yetkili gördüm. Evimden çıkamadım tozdan, kokudan. Bunları siz yaşamadınız bu insanlar yaşadı. Abalıoğlu’nun yaptığını buradaki insanlar yaşadı, evimin balkonunda oturamadık. Bu köy bizim Abalıoğlu’nun değil” diye konuştu.

“TARIMDAN DA ZARAR EDECEĞİZ SAĞLIKTAN DA”

Bülent Kabul ise ayva bahçesinin Abalıoğlu’nun kapanan işletmesinin akıttığı kirli su yüzünden zarar gördüğünü hatırlatarak şunları söyledi; “Ne amirle ne memurla işimi çözemedim tavukçuluk fabrikasına gittim. ‘Ben senin paranı verdim’ dediler. 64 fidanın sökülmesi, dikilmesi, büyümesi, işçiliği 3 yılda o hale geldi. Bu üç yılımı kim verecek dedim. Git mahkemeye dediler. Tavukçulukta da çalıştım burada danada da çalıştım. Danada bile kokudan durulmazken tavuktan hiç durulmaz. İster kapalı sistem olsun ne olursa olsun. Tarımdan da zarar edeceğiz sağlıktan da! İnsan sağlığı insan hayatı önemli değil diyorsanız Abalıoğlu bu fabrikayı buraya açsın!”

“PROJEDE ÇELİŞKİLİ İFADELER VAR!”

Avukat Onat Ötnü, sunulan projedeki çelişkilere değinerek, “Diyorsunuz ki 1 milyon 700 bin yarka yetiştireceğiz ve kendi hesabınıza göre günlük 86 ton kadar tavuk gübresini ‘Denizli Biyogaz’a göndereceğiz’ diyorsunuz. Denizli Biyogaz’ın ÇED raporuna baktım. Onlar sadece 98 ton işleyebiliyorlar. Yani bu kapasitenin yüzde 90’ını almış oluyorsunuz bu da hiç gerçekçi durmuyor. Bu gerçekçi durmayan kısımla bu insanlar birlikte yaşamak zorunda kalacak. Onun dışında bilgilendirmede problem var. Orada tarım arazisi deniyor burası mutlak sulak tarım arazisidir. Çevre düzeni planlaması ayrı yapılaşması ayrı hükümlere tabidir. İçerideki kokuya dair havalandırmadan bahsediyorsunuz ama dışarıya salınan kokuya dair ciddi ve gerçekçi bir planınız yok” ifadelerini kullandı.

Şirket yetkilisinin “Yasalar ne derse o, izin çıkarsa yapacağız çıkmazsa yapmayız” demesi üzerine söz alan Büyük Menderes İnisiyatifi’nden Ahmet Ergun, “Burada 200’den fazla insan var buranın yerlisi. Kızılyer’in yerlisi buna hayır diyor. ÇED sonucu evet çıksa ne olacak, burada yaşayanlar buna hayır diyor. Firma diyor ki dönemde 1 milyon 700 bin yarka tavuk yetiştireceğim. Bu bir dönem 20 hafta diyor. Yılda kaç dönem var 3 dönem var. Bu rakam devasa bir rakam. Bunun kokusu, pisliği, ölen hayvanı nereye gidecek? Buradan çıkacak atıklar Büyük Menderes Nehri’ne akacak. Bugün Uşak’ta Gedik Tavukçuluk, Büyük Menderes diye bir nehir bırakmadı. Sıra Abalı’ya mı geldi” diye konuştu. (Denizli/EVRENSEL)

Reklam