İHD İskenderun Şubesi: Yaşamı savunmaya devam edeceğiz
İHD İskenderun Şubesi sürdürdükleri ‘Barış Nöbeti’nde, dünyada ve ülkedeki yaşanan gelişmelere dikkat çekerek “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Fotoğraf: MA
İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun ağustos ayı ‘Barış Nöbeti’nde bir araya geldi. Yapılan basın açıklamasında insan hakları savunucuları, savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edecekleri vurgulandı.
İHD Şubesinde yapılan açıklamayı şube Eş başkanı Coşkun Selçuk okudu. Selçuk, “Ağustos ayı Barış Nöbetimizi savaş çığlıklarının atıldığı işgal tehditlerinin suikastların yapıldığı, sokaklarda yaşayan canların katliamına sebep olacak yasanın çıktığı, halay çeken gençlerin tutuklandığı, caddelerdeki Kürtçe uyarı yazılarının Valilik kararlarıyla silindiği bir ortamda gerçekleştiriyoruz. Dünyada ve coğrafyamızda barışın ne kadar önemli olduğunu her gün can yakıcı bir şekilde hissetmekteyiz” diyerek sözlerine başladı.
“ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER İŞLEVSİZ HALE GETİRİLDİ”
İsrail’in saldırılarına değinen Selçuk, “Son günlerde gerçekleştirdiği suikast ve saldırılar savaşın bütün Ortadoğu’ya yayılması tehlikesini taşımaktadır. Bir yandan Filistin’e saldırılarla her gün onlarca insan yaşamını yitirmekte diğer taraftan İran ve Lübnan’da gerçekleştirilen suikastlar daha büyük bir savaşın haberini vermektedir. Bir daha büyük acıların yaşanmasını önlemek amacıyla İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan kurumlar ve yapılan Uluslararası sözleşmeler devletlerin ticari ilişkilerine kurban edilmiş ve işlevsiz hale gelmiştir. Bir an önce bu savaş ve çatışmaların önüne geçmek için mekanizmalar oluşturulmalıdır” dedi.
“KATLİAMI MEŞRULAŞTIRMA ÇABALARI KABUL EDİLEMEZ”
Sokak hayvanlarının katledilmesine yönelik çıkan yasayı eleştiren Selçuk, “Sokaklarda yaşayan canların tehlike oluşturduğu gerekçesi ile çıkarılan yasa sayıları milyonla ifade edilen canların yok edilmesi ve katliamına neden olacaktır. Daha önce yapmaları gereken kısırlaştırma, sahiplendirme çalışmalarını yapmayarak bu kadar çoğalmalarına neden olanların şimdi uyutma ötanazi vb kavramlarla katliamı meşrulaştırmaya çalışmaları kabul edilemez” diye konuştu.
“HALAY ÇEKEN İNSANLARIN TUTUKLANMASI AKIL DIŞIDIR”
Kürtçe şarkı eşliğinde halay çekenlerin gözaltına alınıp tutuklanmasına ilişkin de konuşan Selçuk, “Bu gözaltı ve tutuklamalar, ifade özgürlüğünün engellenmesi oluşturması yanında aynı zamanda insanların özel hayatlarına da müdahaledir. Düğünlerde sadece kendilerine ait olan alanlarda, her zaman çalınan şarkılarla, halay çeken insanların tutuklanması, akıl dışıdır. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, hem iç hukukuna hem de altına imza attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hükümlerine tamamen aykırı bir uygulamadır” dedi.
“BU TÜR YAKLAŞIMLAR ÇATIŞMACI POLİTİKALARI DESTEKLER”
Son olarak bir başka gündem konusu olan Diyarbakır ve Batman Valiliği tarafından alınan yaya geçitlerinde yazılı olan ‘Önce Yaya’ ve Kürtçesi olan ‘Peşi Peya’ yazılarının Kürtçesinin silinmesine de değinen Savaş, “Kürtçeyi serbestleştirmek radyo tv kurmakla övünen bir hükümetin İçişleri Bakanlığı’nın talimatı olduğu söylenen kararlarla böyle bir uygulama yapılması iki kelimelik Kürtçe bir uyarı yazısına tahammülsüzlüğün çözümsüzlük politikalarını derinleştirici bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bu uygulamadan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Bu tür yaklaşımlar, ancak çatışmacı politikaları destekler. İnsan hakları savunucuları olarak daima Kürt sorununun barışçıl şekilde çözümlenmesini isteyen bizler, bu tür uygulamalardan vazgeçilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Savaş son olarak, “İnsan Hakları Derneği olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, yılmadan savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz” diye vurguladı. (Hatay/EVRENSEL)