Vardiya çıkışlarında vergi tartışmaları üzerine

İlhami ŞAHBAZ

EMEP Kocaeli İl Başkanı

Vergi meselesi bugüne kadar işçiler de dahil olmak üzere ‘bordrolu’ kesimler için daha çok muhatap oldukları vergi dilimleri üzerinden gündem olmuştur. Haklı olarak kısa sürede ücretlerin düşmesine, yapılan ücret artışlarının anlamsızlaşmasına neden olan vergi dilimlerindeki haksızlık, vergi ile olan tanışıklığı buraya hapsetmiştir.

Öyle ki verginin neredeyse sadece ‘ücretliler’ tarafından ödenen, sermayenin ise vergi ödemek gibi bir derdi olmadığını, daha çok toplanan vergileri hortumlamakta olduğu gerçeği hep gözlerden uzak tutulmaya çalışılmış ve bu konuda başarılı da olunmuştur. Toplanan vergiler halka yol, su, elektrik olarak dönmüyor; ancak vergi indirimleri, vergi istisnaları, teşvik vb. uygulamalarla nasıl talan edildiğini Evrensel’in son günlerde yapmış olduğu haberlerden daha iyi anlamış bulunuyoruz. 

Sermayeye peşkeş çekilen vergileri sadece ‘biz’ anlamış olmuyoruz. Emek Partisi olarak bir süredir devam eden ‘vergide adalet’ kampanyası çalışmalarında karşılaştığımız emekçilerle sohbetlerin de ağırlıklı konusu vergi sistemindeki bu adaletsizlik oluyor. Vardiya çıkışına gittiğimiz ve sohbet etme imkanı bulduğumuz işçilerle konuşuyoruz. Konu ile ilgili kaleme aldığımız bildirileri uzattığımız her işçinin, istisnasız vergi konusunda ufkunun vergi dilimleri ile sınırlı olduğunu görmüş olmak, çarpıcı. Ülke ekonomisinin, devlet bütçesinin en önemli gelir kalemi olan verginin sermayeye nasıl peşkeş çekildiğini örneklerle anlattıkça, işçilerin ilgisine mazhar olmamız bu konudaki ihtiyacı da bizlere gösteriyor.

Saatin gece 12’yi geçmesine rağmen sorulan soruların temel noktası ekonominin etrafında şekillenmektedir. Talan edilenin sadece devlet bütçesinde biriken alın terimiz olmadığı, emeklilere reva görülenin açlık sınırının altındaki ücret olduğu, çocuklarımızın okula aç gittiği, ücretlere temmuzda zam yapılmaması gibi örnekler verdikçe sohbet derinleşmekte ancak işçilerde geleceğe dair umutsuzluk da sürmektedir. Sendikalı iş yerlerinde ise durum az da olsa farklılık göstermekte. Farklılık ise “Peki, sendikalar neden bu işe el atmıyor?​” sorularıyla kendini göstermektedir.

Anlıyoruz ki üç işçi konfederasyonun 9 Temmuz’da yapmış oldukları ortak basın toplantısı ve dile getirdikleri talepler, DİSK’in sınırlı da olsa vergi konusundaki çabası işçilere ulaş(a)mamış. Yine anlıyoruz ki üç işçi konfederasyonu bir araya gelerek önemli bir ‘çıkış’ yapmış ancak meseleyi işin asıl sahipleri olan işçilere, iş yerlerine taşıyamamış, bu önemli açıklama masa başında kalmış.

Sonuç olarak, tüm detaylarıyla ‘vergi meselesi’ başta işçiler olmak üzere tüm ücretlilerin ortak meselesi olarak varlığını sürdürmektedir. Sadece işçiler değil ‘bordrolu’ tüm toplumsal kesimlerin konuya ilgileri giderek artmaktadır. Yoksulluk arttıkça öfke de büyümektedir. Kent merkezinde konu ile ilgili yaptığımız açıklamalarda AKP tabanı diyeceğimiz toplumsal kesimlerce gösterilen ilgi, sorulan sorular, bu gözlemimizi doğrular niteliktedir...