Belediye veteriner hekimleri anlatıyor: ‘Uygulanmayan yasayla 20 yılımız geçti’
Bir belediye veterineri "Uygulanmayan bir yasayla 20 yılımız geçti, 2028 yılına kadar yine uygulanmayan bir yasayla devam edecek hayat" diyor.
Fotoğraf: Pixabay
Şeyma AKCAN
Mecliste 17 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi. Bu kanunu, uygulanabilirliğini, belediyelerin durumunu ve kanunun veteriner hekimleri nasıl etkileyeceğini farklı iki belediyede çalışan iki veteriner hekimle konuştuk.
Bir belediyede çalışan veteriner hekim, kanunla ilgili “Kesinlikle uygulanabilir bir yanı yok, 20 yıldır çözülemeyen problemin bütün sorumluluğunu sadece belediyelere yüklemek çok ironik. Merkezi hükümet olarak 20 yıldır, yani yasa çıktıktan sonra 2004 yılından itibaren topyekun bir mücadele maalesef olmadı” diyor.
Başka bir belediyede çalışan veteriner hekim ise kanunun veteriner hekimlerin onayı alınmadan, bilimsel bir dayanağı olmadan çıkarıldığına vurgu yapıyor. “Veteriner hekimler olarak tamamen hayvan sağlığı ve hayvanları yaşatmak amaçlı yemin etmiş hekimleriz” diyen hekim, “Şu anki yasa bize adını bile kullanmak istemediğimiz bir uygulamayı yasal dayanakla mecbur bırakıyor. Ötanazi aslında veteriner hekimlik uygulamasında var ama bu uygulama bizim için artık yaşam mücadelesini kaybetmiş, yapacak hiçbir uygulamamızın kalmadığı, hayvanın ağrı ve acısını sonlandırmak amaçlıydı. Ama şimdiki yasa, bunu üstü kapalı bir şekilde sağlıklı bir hayvana da ötanazi yapılmasına yol açıyor” ifadelerini kullanıyor.
‘YETERLİ BARINAK, HEKİM VE BÜTÇE YOK’
Mevcut şartlardaki barınaklar içerisinde bu yasayı uygulayabilecek tek bir barınak olmadığını belirten veteriner hekim, “Neyle uğraştığımızın farkında değiliz, popülasyonu bilmiyoruz. Rehabilitasyon merkezlerinin kapasitesi bilinmiyor, yeterli veteriner hekim mevcut değil. Bırakın veteriner hekimi, kaç tane sağlıklı rehabilitasyon merkezi var, bu bile belli değil” diyor.
Veteriner hekim, kanunda öngörülen pratik süreci, “Sokaktan canı al, operasyondan önce kafeste uyansın, ertesi gün tekrar genel anesteziye al, kısırlaştır, çipini ve küpesini tak, kuduz aşısını yapıp iç/dış parazitini uygula, sahiplendirmeye çalış, sahiplenen olmadı, mecbur arazilere koy, sonra sosyalleşmeyen köpekler asosyal hale gelecek. İş sağlığı, güvenliği açısından personel içeri giremeyecek ve hayvanlar birbirlerini yiyecekler. Çok ironik… Sonra da olmadı, asosyal hayvanları tekrar sokağa bırak, ısırma vakaları daha da çok artsın, olacak iş değil. Aklı selim, bilime güvenen, insani duygulara sahip, veteriner hekimlik mesleğinin vizyonuna sahip olmak lazım” şeklinde anlatıyor.
Diğer bir veteriner hekimse şu ana kadarki uygulamayı şu şekilde aktarıyor: “Önceden kısırlaştırdığımız hayvanları geçici bakımevine alıyorduk, kısırlaştırdıktan sonra yaşadığı ortama bırakıyorduk. Şimdi bize diyor ki ‘Geri bırakmayacaksın, bunları geçici bakımevinde tutacaksın.’ Benim bir barınağım yok, geçici bakımevim var. Çalıştığım ilde en büyük barınak 50 kafes kapasiteli, her kafese 4 hayvan konulunca 200 hayvan kapasiteli hayvan barınağı oluyor. Bir ilçenin nüfusunun yüzde onu kadar sokak hayvanı yaşar diye bir kriterimiz vardır. 100 bin nüfuslu ilçede 10 bin sokak hayvanı olduğunu düşünürseniz hayvanları barınağa koyamayacaksınız. Yeni yer açmak gerekecek. Ya kafeslerdeki hayvan sayısını arttıracaksın ya da uyutmak zorunda kalkacaksın. Yasa bunu dayatıyor bize.”
‘MESLEK YEMİNİ ETTİK, UYGULAMAYIZ’
Bu uygulamayı yapmayarak karşı çıkacaklarını söyleyen veteriner hekimler var. Konuştuğumuz veteriner hekimlerden biri bu sürece dair öngörüsünü şu şekilde aktarıyor: “Yasal süreçler başlayacak. Sokaklarda kontrolsüz üreme ve yapılmayan kısırlaştırmadan dolayı, hayvanseverlerin de oluşturduğu popülasyonu da göz önünde bulundurursak, saldırılar devam edecek. “Neden almadın?” diye belediyelere dava açılacak. Bu dosyalar kabaracak ve buna görev ihmali eklenecek. Sokaktaki köpeği almamak bir suç olacak. Önceden kısırlaştırmamak suçtu, şimdi almamak suç olacak. Biz uygulamayız. Meslek yemini etmiş insanlarız, mümkün değil, uygulamayız. Uygulanmayan bir yasayla 20 yılımız geçti, 2028 yılına kadar yine uygulanmayan bir yasayla devam edecek hayat. Sadece veteriner hekimler itibarsızlaştırılacak.”
‘HEP BİRLİKTE HIZLI KISIRLAŞTIRMA YAPMALIYIZ’
Çözüm olarak hep birlikte çalışılması ve çok hızlı bir kısırlaştırma uygulamasının gerektiğini ifade eden veteriner hekim, “Belediyelerin sadece yüzde 30’unda barınak var, kısırlaştırma yapılıyor. Yüzde 70’inde üreme devam ediyor, barınak yok, hekim yok. Beş kere barınak için başvuru yaptım, Orman Bölge Müdürlüğü bize ‘Barınak yapabilirsiniz’ diye sundukları yerlere ret verdiler. Bazı belediyeler ön izin almadan barınak inşasını bitirdi. Bu konuda hiçbir yatırım yapmadıkları için böyle bir eksiklik oldu” diyor.
VETERİNER HEKİMLERİN YETKİ VE GÖREVLERİ
Bir belediyede geçici bakımevinde görevli veteriner hekim, yetki ve sorumluluklarına dair şu kapsamı kuruyor: “Sokak hayvanlarıyla ilgili çalışıyoruz. Sadece kısırlaştırma ve tedavide görevliyiz. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre bugüne kadar yaptığımız uygulama kapsamında hayvanları kısırlaştırıyorduk, mikroçip uygulaması, kuduz aşısı, parazit uygulaması yapıyor ve kulak küpesi takıp kayıt altına aldıktan sonra tekrar yaşadıkları ortama bırakıyorduk. Yasanın verdiği görev buydu.”
Veteriner hekimler hayvanların bakım ve beslenmesi, sağlıklarının korunması, hayvan ürünlerinin değerlendirilmesi konularında, hayvan yetiştiricilerini aydınlatmak amacıyla eğitim programları düzenliyor. Bu konularda yazılı kaynaklar hazırlayıp bunların basım ve dağıtımının gerçekleştirilmesini sağlıyorlar.
Veteriner hekimler aynı zamanda hayvan sürülerini ve mandıralarını kontrol etmek, hayvanların beslenmesi, hayvan refahı, yetiştirilmesi, hayvancılığın iyileştirilmesi adına çalışmalarda bulunmak, hayvan sahiplerini de bilgilendirerek destek olmak gibi çalışmalarda da bulunuyorlar. Hayvanların vasıfları ve sağlık durumları hakkında rapor veriyorlar.
Bunun yanı sıra veteriner hekimler salgın ve paraziter hayvan hastalıklarının önlenmesi için tıbbi çalışmalar yapıyor, gerekli tedbirleri alıp aşı, serum vb. ilaçlar üzerinde araştırmalar yapıyor. Zoonoz (hayvandan insana bulaşan) hastalıkların yayılmasını önleme ve tedavi yöntemleri geliştirme konusunda da çalışabiliyor.