03 Ağustos 2024 15:55

Ezidi Soykırımının 10. yılında Türkiye mahkemeleri ne vaat edebilir?

Ne yazık ki 10. yılında Türkiye Mahkemelerinin Ezidi soykırımı için adalet talebine tek yanıtı var: Soykırımın inkarı.

Fotoğraf: Nazım Daştan/MA

Paylaş

Av. Senem DOĞANOĞLU
Ankara

"Sarah O", öyküsü IŞİD'li kadınlarla ilgili Türkiye'deki yargılamalarda aşina olduğumuz bir hikaye. Reşit olmadığı bir yaşta Almanya'dan IŞİD'e katılmaya karar vermek, diğer arkadaşlarını teşvik etmek, Gaziantep'ten sınırı geçmek, IŞİD militanı ile evlenmek, IŞİD tarafından yağmalanan evlerde yaşamak, hilafet için ''aileyi'' büyütmek, savaşçı eşin herzaman destekçisi olmak, "kendini koruyabilecek" kadar bomba ve silah kullanma becerisine sahip olmak ve şeriata uygun bir yaşam sürmekteyken IŞİD mevzi kaybedince Türkiye'ye geçmek... 23 Şubat 2018'de Akçakale'de üç çocuğu ve eşi ile yakalanan Sarah O, 21 Eylül 2018'de Almanya'ya sınır dışı edildi. Bu sırada Türkiye'de hakkında örgüt üyeliğinden davaaçıldı.

Sarah O'nun yargı öyküsünü Türkiye'deki yargılamalardan farklı kılan ise Düsseldorf Yüksek Bölge Mahkemesince verilen karar oldu. 2021'in Haziran ayında mahkeme, Eylül 2015 ve Ekim 2017 tarihleri arasında ikisi çocuk olmak üzere toplam yedi Ezidi kadın ve kız çocuğunu Rakka ve Mayadin'deki evlerinde köle olarak tutmak, başka IŞİD militanlarınınevinde çalıştırmak, fiziksel şiddet uygulamak ve ikisi Mahkeme huzurunda dinlenen Ezidi kadınların tecavüze maruz kalmasına rıza göstermek, köle olarak tuttukları Ezidi çocuğunun içinde bulunduğu aracın kurşunlanması sonucu ölümüne neden olmaktan Sarah O'nun mahkumiyetine karar verdi.

Düsseldorf Bölge Mahkemesi, köleleştirme yoluyla ölümle sonuçlanan insanlığa karşı suç, zulüm yoluyla insanlığa karşı suç, tecavüz yoluyla insanlığa karşı suça yardım ve yataklık, bir haftadan uzun süre özgürlükten yoksun bırakma, ölüm ve bedensel zararla sonuçlanan özgürlükten yoksun bırakma suçlarından altı yıl altı ay cezaya hükmetti. Sanık hakkında hükmedilen ceza miktarı haklı olarak sert eleştirilere sebep oldu. Sarah O, 20 Ekim 2022 tarihinde şartlı tahliye edildi. Almanya'da ilk kez soykırım suçundan cezalandırılan "Taha a. J" davası sonrası insanlığa karşı suçtan ceza verilen beş yargılamadan biri olarakanılan bu davada Türkiye'nin özel bir yeri var.

SOYKIRIM FAİLLERİ TÜRKİYE'DE

Mahkeme, Sarah O'nun, ''I.B'' olarak kodlanan İsmail Sakarya isimli IŞİD militanı ile 2014 yılında Suriye'de IŞİD ritüellerine göre evlilik yaptıktan sonra 2015 Eylül itibarıyla "köle olarak tuttukları kadın ve kız çocuklarını Rakka'da ve Mayadin'de 'köle tüccarlarından' satın aldığını ve başkalarına sattıklarını" tespit etti. İsmail Sakarya da Türkiye asıllı Almanya vatandaşı olup Kasım 2013'ten beri abisiyle birlikte IŞİD savaşçısıdır. Mahkemenin "EYB" olarak kodladığı abisi Yunus Emre Sakarya ise 2014 yılında IŞİD'a savaş malzemeleri satmaküzere IŞİD'in izniyle Türkiye'ye geldi ve Suriye'ye geri döndüğü 2017 yılına kadar savaş bölgesinde ihtiyaç duyulan ekipmanların satışına devam ederek "ticari" faaliyetlerini sürdürdü.

Mahkeme kararında atıfta bulunulduğu üzere Yunus Emre Sakarya 25 Kasım 2017 tarihinde SDG tarafından tutuklandı. Türkiye Ticaret Siciline 9 Aralık 2015 tarihinde tescil edilen Ankara Keçiören'de kurduğu Profesyoneller Elektronik Ticaret İthalat ve İhracat Limited Şirketinin sahibi olarak kendisi 2 Eylül 2018 tarihinde ABD'nin yaptırım uyguladığı "Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Teröristler Listesi"ne alındı.

İsmail Sakarya, Sarah O ile birlikte gözaltına alındığında da İnterpol tarafından aranmaktadır. Düsseldorf'daki yargılamada ifade edildiği üzere "23 Şubat 2018'de Türkiye'de tutuklanmış ve 9 Ocak 2019'da diğer suçların yanı sıra silahlı terör örgütü (IŞİD) üyeliği nedeniyle mahkum edildiği Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/313 sayılı dosyasında birkaç yıl hapis ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanarak tahliye edilmiştir."

Sarah O davasında Ezidi kadınların vekilliğini üstlenen avukatlar Almanya tarafından iade edilmesinin beklendiğini not etmektedir. İsmail Sakarya'nın hakkındaki hukuki süreç ve nerede olduğu konusunda Düsseldorf Mahkemesi, "Türk makamlarından yeterli hukuki yardım alınamaması nedeniyle, kararın hukuki geçerliliği konusunda daha fazla bilgi edinilememiş" olduğuna kararında yer vermektedir.

DÜSSELDORF MAHKEMESİ: TECAVÜZ SURETİYLE İNSANLIĞA KARŞI SUÇA YARDIM VE YATAKLIK

Kararda, IŞİD'in imha kampanyasının bir parçası olarak Ezidi kadınları ve kız çocuklarını köle olarak satın alma ve evde tutmakla ilgili şu şekilde belirleme yapıldı: “Sarah O evindeki kadınları ve kız çocuklarını, Ezidi dini cemaatine mensup oldukları ve Ezidi kadın ve kız çocukları oldukları için IŞİD ideolojisine uygun olarak köleleştirmiştir”. _Aynı zamanda Düsseldorf Mahkemesi, İsmail Sakarya'nın davada X ve Y olarak kodlanan genç kadınlara yönelik tecavüz suretiyle insanlığa karşı suç işlediğini kabul etti ve Sarah O'yu duruşmada dinlenen X. ve Y.'yi “İ_smail Sakarya ile ilk zorla cinsel ilişkiye hazırlayarak ve IŞİD ideolojisi gereği ve ona uygun olarak cinsel saldırıları cesaretlendirerek tecavüz suretiyle insanlığa karşı işlenen bir suça yardım ve yataklık etmekten” cezalandırdı. Mahkemeyegöre; Sarah O, “X.'e kocasının köle sahibi olma ve onlarla cinsel ilişkiye girme hakkı olduğunu, tecavüze uğramayı reddetmenin günah olduğunu ve kendisinin İslam hukukuna göre kocasının tecavüz etmesini engellemesinin yasak olduğunu söyledi”. “X”, İsmail Sakarya tarafından Yunus Emre Sakarya'ya "bağışlandığını", canlı kalkan olarak kullandığıM2 kodu verilen kız çocuğunun ölümü dışında, diğer Ezidi kadın ve kız çocuklarını köle olarak sattığını tespit etti.

TÜRKİYE: TAHLİYE

İsmail Sakarya Türkiye'de soykırım ya da insanlığa karşı suçtan hiçbir zaman yargılanmadı. Almanya'nın iade talebini Türkiye tahliye kararı vererek yanıtladı. Yakalandığında Almanya'da hakkında yakalama kararı olmasına ve İnterpol tarafından da aranmasına rağmen Türkiye'de cezaevinde tutuldu ve iade edilmedi. Halen bu prosedürün işlemiş olduğuna dair bir veri yok. İsmail Sakarya Urfa Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edildi ve sadece 11 ay cezaevinde kaldı. Uzun yıllar Türkiye'den IŞİD'a gönderilecek silah ve diğer savaş ekipmanlarının ticareti Yunus Emre Sakarya tarafından Ankara'dan yürütüldü. Türkiye'nin Ezidi soykırımını mümkün kılan politik konjonktüre olan katkısı soykırım faillerine kucak açan bir yargı politikası ile devam ettiriliyor. Sarah O davasının da gösterdiği üzere Ezidilere yönelik soykırım vasıtasıyla günlük yaşamını devam ettirmiş olan yüzlerce IŞİD militanı kadın ise mahkemelerce beraat ettirilmeye devam ediyor.

Ezidi soykırımının dördüncü yılında, 3 Ağustos 2018 tarihinde, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 10 Ekim Ankara Gar Katliamının insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmeyeceğine karar verdi. Soykırımın 10. yılında aynı mahkeme, katliamın insanlığa karşı suçtan yargılanan tek sanığı hakkında beraat kararı verdi. Ankara'da, Antep'te aynı zamanda Ezidi soykırımını gerçekleştiren IŞİD militanları hakkında yargılamalar başladı. Hiçbirisi soykırım suçundan yargılanmadı, yargılanmıyor. Ne yazık ki 10. yılındaTürkiye Mahkemelerinin Ezidi soykırımı için adalet talebine tek yanıtı var: Soykırımın inkarı.

Bu yazıda Sarah O davasına ilişkin tüm bilgiler mahkeme kararlarından alınmıştır.

Yunus Emre Sakarya'nın kararda yer verilen kayıtlarına buradan bakabilirsiniz. 

Aynı zamanda ilgili haberlere buradan bakabilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

Paris 2024 | Milli atlet Ersu Şaşma, sırıkla atlamada finale kaldı

SONRAKİ HABER

Çorum Valiliği İl Özel İdaresinde işe alımlarda AKP’lilere torpil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa