"Yunanistan sahil güvenliği temmuz ayında 1314 mülteciyi geri itti"
“Aegean Boat Report/Ege Tekne Raporu” tarafından yapılan açıklamaya göre temmuz ayında Ege Denizi’nde 1314 mülteciyi kapsayan 47 geri itme vakası tespit edildi.
Fotoğraf: @ABoatReport/X
“Aegean Boat Report/Ege Tekne Raporu” tarafından yapılan açıklamaya göre geçen temmuz ayında Ege Denizi’nde 1314 mülteciyi kapsayan 47 geri itme vakası tespit edildi. Rapora göre, temmuz ayında 100’den fazla küçük çocuk Yunan sahil güvenliği tarafından cankurtaran botlarına zorla bindirilerek denizde terk edildi.
Over 100 small children forced into life rafts and abandoned at sea by the Greek coast guard in July.
— Aegean Boat Report (@ABoatReport) August 4, 2024
In July Aegean Boat Report has registered 47 pushback cases in the Aegean Sea involving 1.314 people.
Of the 5.126 people picked up by the Turkish coast guard in July, 25.6%… pic.twitter.com/hiXsfurgpZ
YÜZDE 37'LİK ARTIŞ
Grubun açıklamasına göre, temmuz ayında kaydettiği 47 geri itme vakasının 23’ünde Yunan makamları cankurtaran botlarını sınır dışı etme aracı olarak kullandı. Erkek, kadın ve çocuk 645 kişi toplam 35 cankurtaran botlarıyla sürüklenirken bulundu. Temmuz ayındaki geri itme vakalarının yüzde 48,9’unda cankurtaran botları yasa dışı olarak sınır dışı etme aracı olarak kullanıldı ve bu oran şu ana kadar kaydedilen en yüksek oran.
Temmuz ayında geri itilen kişi sayısı ise haziran ayına göre yüzde 37,3 artarak son beş ayın en yüksek rakamına ulaştı.
AVRUPALI POLİTİKACILAR YASA DIŞI UYGULAMAYA SESSİZ
Ulaşılan 35 cankurtaran botunun tamamının, Yunanistan’ın Pire kentinde bulunan ve Yunan Sahil Güvenliğine ekipman sağlamak üzere sözleşme imzalamış olan Lalizas tarafından üretildiği tespit edildi. Rapora göre Yunan Sahil Güvenliği 2020 yılından bu yana 2 bin 500’den fazla kişiyi yasa dışı yollarla sınır dışı etmek için 1530 cankurtaran botu kullandı.
Raporda şu ifadeler kullanıldı:
“İnsanları zorla cankurtaran botlarına bindirmek ve çaresizce denizde sürüklenmeye bırakmak yasa dışıdır, ancak Yunan makamları işi bitirdiği, mümkün olduğunca çok sayıda insanın ‘Avrupa Kalesi’ne girmesini engellediği sürece Avrupalı politikacıları ilgilendirmiyor gibi görünmektedir. Avrupa Parlamentosu ve Frontex sadece görmezden gelmekle kalmıyor, aynı zamanda Avrupalı vergi mükelleflerinin parasıyla ödenen ‘sınır koruma’ adı altında bu yasa dışı operasyonları destekliyor ve finanse ediyor.” (DIŞ HABERLER)
