Can Atalay: Artık söz konusu olan Meclis'in saygınlığıdır
Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay hakkındaki kararının uygulanması çağrıları sürerken, TBMM’nin 14 Ağustos günü olağanüstü toplantıya çağrılması için partiler hazırlık yapıyor.
Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel
Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM) verdiği ihlal kararının uygulanmamasına yönelik tepkiler sürüyor. Can Atalay, Anayasa Mahkemesi kararının derhal uygulanarak hukuka dönülmesi çağrısı yaptı. CHP, Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin olarak TBMM’nin 14 Ağustos günü olağanüstü toplantıya çağrılması için Meclis Grubuna görev verdi. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB de yaptıkları ortak açıklama ile AYM kararının uygulanmasını istedi.
CAN ATALAY: ARTIK SÖZ KONUSU OLAN MECLİSİN HUKUKUDUR
Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos'ta TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla, milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etti.
Can Atalay sosyal medya hesabından AYM'nin hak ihlali kararına dair yeni bir paylaşım yaptı. Atalay şu ifadelere yer verdi: "Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın 'olmayan hükümlerle', 'olmayacak işlemlerle' seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini 'düşürdüler'. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine ortak ettiler. Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan 'anayasal kriz'dir. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum. Anayasa Mahkemesi’nin bir kez daha gelişmeyi hukuk zeminine çekme kararını hem kendim hem de ülkem için çok önemli buluyorum. Milli iradeye ve kolu bacağı budanmış dahi olsa demokrasiye zerre saygısı olanlar memlekete daha fazla zarar vermemelidir. Artık söz konusu olan meclisin hukukudur. Artık söz konusu olan meclisin saygınlığıdır. Artık söz konusu olan meclise talimatla işlem yaptırılmasına itirazdır. Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum. Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum. Ş. Can Atalay Seçilmiş Hatay Milletvekili Marmara (Silivri) Cezaevi, A 4"
August 5, 2024
TİP MECLİS'E DİLEKÇE SUNDU
Türkiye İşçi Partisi (TİP), Can Atalay'ın özlük haklarının tesis edilmesi talebiyle Meclis'e başvuru yaptı. Başvuru dilekçesinde "Hakkında kesin hüküm olmamasına rağmen bir mahkeme kararının okunması suretiyle, Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşme işleminin 'yok hükmünde' olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu AYM kararının, Anayasanın 138. maddesi uyarınca TBMM’nin de bağlayıcı niteliği göz önünde bulundurulduğunda, başkaca bir işleme gerek duyulmaksızın Şerafettin Can Atalay’ın milletvekili kaydının yapılarak özlük haklarının tesisi hususu Anayasal bir zorunluluktur" ifadelerine yer verildi.
CHP TBMM'Yİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRACAK
CHP dünkü (4 Ağustos) Parti Meclisi (PM) toplantısında tüzük kurultayının yanı sıra Can Atalay hakkındaki AYM kararını da gündeme aldı.
CHP, AYM'nin vekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna karar verdiği Can Atalay için TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıracak. PM, TBMM'nin 14 Ağustos günü olağanüstü toplantıya çağrılması için Meclis Grubuna görev verdi. En yüksek imza sayısı ile başvuru yapılması için Meclis'te bulunan siyasi partiler ile görüşülecek. Toplantı başvurusunun diğer parti temsilcilerinin katılımı ile Meclis Başkanlığı'na teslim edilmesi planlanıyor.
BAYHAN: SÖMÜRÜLEN VE EZİLENLERLER BİRLEŞMEK ZORUNDA
Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan Evrensel'e yaptığı açıklamada Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda yapılan haksızlığın düzeltilmesi için Meclis'in olağanüstü toplantıya çağrılmasına EMEP milletvekilleri olarak katılacaklarını bildirdi. Bayhan, "Başta ucuz emek sömürüsü ve iş cinayetleri olmak üzere üretim alanlarında içişleri ve emekçileri sermaye terörüne mahkum edenlerle, Can’ın vekilliğini tanımayanlar aynı güçlerdir. Bu ülkenin sömürülen ve ezilen halk kitleleri bu gerçeği mutlaka görmek ve bu politikaların sorumlularına karşı birleşmek zorundadır." dedi.
YÜCEL: AYM KARARLARINI UYGULAMAK TERCİHE BAĞLI DEĞİL
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel de Can Atalay hakkındaki kararı değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi:
"Kararda belirtildiği gibi; Anayasa'nın 84'üncü maddesine göre hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmaksızın bir kişinin milletvekilliğinin düşmesi mümkün değildir. Ancak burada çok daha önemli bir tespit vardı. TBMM’de Yargıtay 3.Ceza Dairesi Başkanlığı’nın yazısının okutulması işlemi yok hükmündedir. Anayasa Mahkemesi aslında şunu dedi, 'o kadar bariz, o kadar açık ve o kadar ağır bir hukuka aykırılık var ki; bu nedenle bu işlem yok hükmünde.' Hal böyleyken, isminin başında başdanışman ünvanı olan sarayın bir başka memuruysa AYM’nin bu kararının 'İcrai etkisi yoktur' diye abuk ve hukuk tanımaz bir açıklama yaptı. Bunu söyleyen kişinin özgeçmişinde bir de hukuk fakültesi bitirdiği yazıyor. Hukukçu olduğunu iddia eden bu saray danışmanına hatırlatalım, Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa’nın 153’üncü maddesinde yazıldığı gibi yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Dolayısıyla bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde AYM kararlarını uygulamak ya da uygulamamak tercihe bağlı değildir. Şunu kimse unutmasın. Kamu kurumlarının üzerinde; AYM kararlarını uygulatmamak için siyasi baskı oluşturanların hukuk önünde hesap verecekleri günler yakındır."
KADIGİL: ATALAY'IN TAHLİYE EDİLMESİ VE GÖREVE BAŞLAMASI LAZIM
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de Evrensel'e yaptığı açıklamada, AYM kararın gerekçesini bir ay sonra ve Meclisin kapandıktan sonra açıkladığını hatırlattı. Kadıgil, “Meclis açıkken yayımlamış olsaydı, zaten okunması talebiyle biz başvuruda bulanacaktık. Meclis tatilde olduğu için en az 120 milletvekilinin imzasıyla çağrılabilir. Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine dair yapılan işlemin yok hükmünde olduğunu tescil etti AYM. O yüzden Meclisin tekrar açılması, Atalay’ın tahliye edilmesi ve yeminini ederek göreve başlaması lazım” dedi.
CHP’nin ve Mecliste bulunan diğer partilerin büyük bir desteği olduğunu belirten Kadıgil, Erkan Baş’ın Meclisteki muhalefet partilerinin başkanlarıyla ayrı ayrı görüşmeler yaptığını da hatırlattı. Bu görüşmelerden olumlu sonuçlar aldıklarını, dayanışma ve halkın iradesinin tecelli etmesi yönünde görüş belirttiklerini anlatan Kadıgil, şimdi de bu çerçevede hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un üzerine düşen sorumluğu yerine getirmesi durumunda, milletvekillerinin Meclisi olağanüstü toplanması için imza vermelerine gerek kalmayacağına vurgu yapan Kadıgil, 15 Ağustos’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın konuşması nedeniyle Meclisin açılacağını da hatırlattı.
Atalay’ın durumunun TİP’in ya da bir siyasetçinin ne dediğinin ötesinde AYM tarafından tescil edilmiş bir esaret hali olduğunu dikkat çeken Kadıgil, “Atalay hukuken tutuklu biri değil, siyasi bir rehine olduğunu AYM bir değil, iki değil, üç kez teyit etti. Kamuoyu açısından önemi şudur: Bunu yapmazsa AKP, bu şu demektir: ‘Ben bu ülkede canımın istediği her şeyi yaparım. Ve sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yok.’ O yüzden buna tepki vermek sadece bir milletvekilinin tutukluğuna tepki vermek anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.
Kadıgil, farklı siyasi görüşlerden ve siyasi parti tabanlarından da ciddi destek ve dayanışma gördüklerine belirterek, kamuoyundan daha da fazla dayanışma beklediklerini söyledi.
CHP'Lİ EMİR: ARTIK SEMBOL BİR DURUMDUR
CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir de Can Atalay’ın Hatay halkının seçilmiş iradesi olduğunu dikkat çekti.
Milletvekili seçildiği andan itibaren dokunulmazlığının başladığını hatırlatan Emir, “Yargılanması ve hakkında verilen hüküm yok hükmünde. Anayasa Mahkemesi bunu üç defa tespit etti. Can Atalay’ın cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutulması, milletvekili görevini yapmasının engellenmesi hukuksuz. Anayasa Mahkemesi, Mecliste Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığı’nın yazısının okutularak, milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna karar verdi. Dolayısıyla yok hükmünde işlemler bunlar. Biz artık Meclisin bir an evvel toplanıp bu duruma müdahale edip, Atalay’ın görevine başlaması için gereğini yapmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Emir, “Haksız bir şekilde hapishanede tutulmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Hem demokrasimiz açısından hem de hukuk devletimiz açısından son derece önemli bir sembol niteliğini taşıyor Can Atalay’ın durumu şu anda. Dolayısıyla Can Atalay’ın bir an evvel görevine başlaması, bu adaletsizliğin son bulması tüm Türkiye açısından artık sembol bir durumdur” ifadelerini kullandı.
SENDİKALAR: ANAYASASIZLAŞTIRMA ÇABASINA SON VERİLMELİ
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği( TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yapılan ortak açıklamada, AYM kararının uygulanması istendi.
Sendikalardan yapılan açıklamada, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin AYM kararınca da "yok hükmünde" olduğu hatırlatılarak, alınan kararlara uyulmasının hukuk devletine bağlılık gereği zorunlu olduğunu vurgulandı. Açıklama da şu ifadeler yer verildi:
"Anayasa Mahkemesi, halkın oylarıyla seçilen Can Atalay'ın milletvekilliğinin TBMM'de tezkere okunarak düşürülmesine ilişkin kararın yok hükmünde olduğuna karar verdi. İletişim Başkanlığı’nın kuruluş ve yetkilerine ilişkin daha önce iki ayrı iptal kararının ardından son olarak ‘her tür manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyette bulunma’ yetkisi Anayasa Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğüne aykırı bulunarak iptal edildi.
Anayasa Mahkemesi’nin grev ertelemeleri, 1 Mayıs yasaklamaları, düşünce, ifade, basın ve örgütlenme özgürlüklerine ilişkin verdiği hak ihlali kararları sadece bireysel kayıpların giderilmesi için bir hukuki yol değildir. İhlallerin tekrarlanmaması için gereken idari ve yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. Aynı gereklilik yasa ve kararnameler için verilen iptal kararlarının gerekçelerine uygun düzenlemeler yapılmasını da gerektirir.
Ancak Anayasa Mahkemesi'nin anılan ve hak ihlallerine neden olduğu belirlenen düzenlemeler için verdiği kararları siyasi iktidar tarafından uygulanmamaktadır. Anayasal ve seçimle işbaşına gelen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak; bu hukuksuzlaştırma ve anayasasızlaştırma çabasına son verilmesi gerektiğini ve alınan kararlara uyulmasının hukuk devletine bağlılık gereği zorunlu olduğunu hatırlatıyoruz." (HABER MERKEZİ)