05 Ağustos 2024 22:21

"Kürkçüler Cezaevinde, acil ameliyat olması gereken hastalar hastaneye sevk edilmiyor"

Çukurova’da, 3 cezaevinde yaşanan hak ihlallerine dair mahpuslarla görüşülerek hazırlanan rapora göre 2021’de başlatılan ağız içi arama dayatması devam ediyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Çukurova’da bulunan 3 cezaevinde yaşanan hak ihlallerine dair mahpuslarla görüşerek hazırladıkları raporu paylaştı. Rapora göre 2021’de başlatılan ve o dönem İHD, ÇHD ve Adana Barosu’nun gündeme getirdiği ağız içi arama dayatması devam ediyor,  ameliyatlık mahpuslar uygulamayı kabul etmedikleri için hastaneye sevk edilmiyor.

"MAHPUSLARA, EVRENSEL VE YENİ YAŞAM GAZETELERİ VERİLMİYOR"

Dernek Binası’nda düzenlenen basın toplantısı ile Adana Kürkçüler F, 1 ve 2 Nolu T Tipi , Osmaniye 1 ve 2 Nolu T Tipi ve Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi Hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerini Hapishane Komisyonu Sözcüsü Av. Aziz Sari, paylaştı. Hasta mahpusların önemli bir yer tuttuğu rapora göre havaların sıcak seyrettiği bölgede mahpuslara yeterli su verilmiyor. Kürkçüler Cezaevinde musluktan kurt çıkıyor, talep etmelerine rağmen Evrensel, Yeni Yaşam gazeteleri verilmiyor. Acil ameliyat olması gereken, kendi yaşamını idame ettirmekte dahi zorlanan mahpuslar cezaevinde tutuluyor. Ağız içi arama dayatmasını kabul etmedikleri için hastaneye sevk edilmiyor.

Rapora göre İHD’nin daha önce de gündeme getirdiği Kürkçüler Cezaevinde hastaneye sevk sırasında tutukluların ağız içi araya maruz bırakılması baskısı devam ediyor. Bu uygulama hukuka aykırı ve kötü muamele olarak değerlendirildiği için birçok tutuklu hastaneye gitmeyi reddediyor.

"HASTA MAHPUSLARIN SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKI ENGELLENİYOR"

Görüşmelerde mahpusların aktardığına göre ağır hasta olan, acil ameliyat edilmesi gereken hastalar cezaevine giriş ve çıkışta ağız araması dayatmasını kabul etmedikleri için hastaneye sevk edilmiyor. Hasta mahpusların sağlığa erişim hakkı cezaevi yönetiminin keyfi ısrarı neticesinde ihlal ediliyor.

Kürkçüler F Tipi Cezaevinde kalan A.H. isimli mahpus raporda şunları aktarıyor “M.E.V. daha önce ATK sevki yapılmıştı, ATK’dan yaşamını cezaevinde sürdürebilir şeklinde rapor verilmiştir. Bu mahpus arkadaşım şuan tekli hücrede tutulmaktadır, hayati ihtiyaçlarını giderememektedir, yanına birinin verilmesi talepleri idare tarafından keyfi şekilde engellenmektedir. Anlattığım mahpusların durumu ağırdır ve bir an önce tedavi edilmeleri gerekiyor. Ancak cezaevi idaresince dayatılan ağız içi arama uygulaması sona erdirilene kadar hastaneye sevke çıkmayacağız”

YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI HAPİSHANE MAHPUSLARI YALNIZLAŞTIRMA ÜZERİNE TASARLANMIŞ

Yeni açılan Adana Suluca 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde tespit edilen hak ihlalleri arasında küçük ve kapalı havalandırma ve izolasyon koşulları öne çıkıyor. M.E.A. isimli mahpus başka mahpusların da ifade ettiği bu durumu şu sözlerle anlatıyor,

“Aynı koridorda tutulduğumuz bu 6 kişi ile günde 1 saat havalandırmaya çıkarılıyoruz. Çıkarıldığımız havalandırma oldukça küçük ve yüksek duvarlarla kaplı. Havalandırma denilmekte ama neredeyse gökyüzü dahi görünmemektedir. Havalandırmanın uzunluğu 17 adım genişliği 8 adımda adımlanacak bir mesafeye sahip. Metrekare hesabı yapıldığında havalandırmanın oldukça küçük olduğu anlaşılacaktır. Tutulduğumuz odalar ise yaklaşık 12 m² büyüklükte. Cezaevi tamamen hücre tipi odalar ve otomatik bir sistem üzerine inşa edilmiş. Odadaki telefon aracılığıyla gardiyanlarla iletişim kuruyoruz ve kendileri ile herhangi bir temasta bulunamıyoruz. Odaların kapıları dahi otomatik açılıp kapanıyor. Yani bu cezaevi tamamen yalnızlaştırma üzerine kurulmuş bir sisteme sahip. Bu cezaevine getirildiğimizden bu yana herhangi bir atölyeden veya kütüphaneden yararlanamadım. Spor faaliyetine dahi henüz çıkabilmiş değilim. Daha önce açlık grevi eylemine katılmış olmam ve yazmış olduğum bir mektup gerekçesiyle Kürkçüler T Tipi Cezaevinde bana verilen disiplin cezası çektirilmeye başlandı. Hücreye koyma disiplin cezası almıştım, bu cezaevinde hücre cezası odada bulunan elektronik aletlere el koyma ve aynı koridorda tutulduğumuz diğer kişilerle ortak havalandırmaya çıkarılmama şeklinde çektiriliyor”

Cezaevinde öne çılan diğer sorunlar ise şu şekilde, “Disiplin cezalarının keyfi ve aşırı uygulanması. Kirli su sorunu; mazot kokusu ve yağ benzeri maddeler içermesi. Yetersiz personel ve kirli koridorlar, önceki cezaevinde kullandıkları elektronik eşyaların verilmemesi ve pahalıya satılması, telefon görüşmelerinde yankı nedeni ile sağlıklı iletişim kurulamaması”

“MAHPUSLAR İSTEKLERİ DIŞINDA FARKLI CEZAEVLERİNE GÖNDERİLİYOR”

Osmaniye 2 No’lu ve 1 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanelerinde tutulan mahpuslar ile yapılan görüşmeleri aktaran Aziz Sari, mahpusların kendi istekleri dışında farklı cezaevlerine sürgün edilmesi, açlık grevlerine katılanlara vitamin verilmemesi ve disiplin cezaları, sağlık sorunları yetersiz ve gecikmiş tıbbi tedavi, keyfi aramalar ve radyo gibi kişisel eşyaların toplanması, gazete ve bulmaca dergisi taleplerinin karşılanmaması, sınırlı televizyon kanalları ve sansürlü haber erişimi, 3-4 kişilik odalarda 9 kişinin verilmesi, zorla çıplak arama gibi sorunları paylaştı.

“İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI İHLAL EDİLİYOR”

Komisyon sözcüsü Aziz Sari, yaşanan hak ihlallerine dair komisyonun hukuki değerlendirmelerini paylaştı. İşkence ve kötü muamele yasağının AİHM dahil uluslararası sözleşmeler ve ceza ve infaz kurumlarındaki mahpusların yaşam koşullarını, haklarını ve bu haklarını düzenleyen kanunlarda yasaklandığının ifade edildiği raporda, “5275 sayılı Kanun’un 6. maddesi, mahpusların insan onuruna saygı gösterilerek tutulmalarını öngörür. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Cezaevi Kuralları, mahpusların insan haklarına saygı çerçevesinde muamele görmesini gerektirir. AİHM içtihatlarında da devletin, kişilerin insan onuruna saygı gösteren koşullarda alıkonulmasını sağlamak zorunda olduğu belirtilir. İşkence suçu zamanaşımına tabi değildir ve soruşturulması için izin alınması gerekmemektedir” ifadelerine yer verildi.

Kürkçüler F ve T Tipi Kapalı Hapishanelerinde ağız içi arama uygulaması jandarma personeli tarafından gerçekleştirildiğini dile getiren Komisyon Sözcüsü Aziz Sari,  “Yasal düzenlemelere göre beden çukurlarında yapılacak arama işlemleri sadece hekim tarafından gerçekleştirilebilir. Ancak bu hapishanelerde yapılan ağız içi aramalar ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı şekilde jandarma personeli tarafından yapılmaktadır. Mahpusların mahremiyetini ve onurunu ihlal eden bu uygulamaya derhal son verilmelidir” dedi.

“SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKINA ERİŞİMİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”

Dünya Sağlık Örgütü Anayasası'na göre sağlık hakkı, bireylerin fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hallerini kapsadığının ifade edildiği raporda şunlara dikkat çekildi, “Mahpusların sağlık hakkı, yaşam hakkının temel koşuludur. Mandela Kuralları ve Avrupa Cezaevi Kuralları, cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin tıbbi bakıma eşit erişim hakkına sahip olduğunu belirtir. AİHM’e göre, bir mahpusun tıbbi yardıma ulaşımını engelleyen eksiklikler AİHS’nin yaşam hakkını ihlal eder. Kürkçüler F Tipi Kapalı Hapishanesinde uygulanan ağız içi arama ve diğer tedavi sorunları mahpusların sağlık haklarını ciddi şekilde engellemektedir. Bu nedenle hasta mahpusların tedavileri ve sağlık hizmetlerine erişimleri önündeki engeller kaldırılmalıdır”

“İFADE VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”

Mahpusların mektuplarının geciktirilmesi, sakıncalı diye gerekçesiz bir şekilde sansürlenmesi haberleşme özgürlüğünün ihlali olduğunun ifade edildiği raporda mahpusların gazete, kitap gibi yayınlardan faydalanmalarının engellenmesi ifade ve haber alma özgürlüğünü ihlal ettiği vurgulanarak mahpusların bu haklarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin altı çizildi.

“ÖZEL HAYATA VE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI İHLALİNE SON VERİLMELİ”

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Cezaevleri Kuralları, tutukluların dağıtılmasında hukuki ve fiziksel durumlarının dikkate alınması gerektiğini belirtilmesine karşın mahpusların ailelerinden uzak hapishanelere sevk edildiğine dikkat çekilen raporda,  “AİHM Avşar ve Tekin/Türkiye kararında başvurucuların ailelerinden uzakta uzun süre hapsedilmeleri ve aile ilişkilerine etkisi; aile hayatına bu müdahalenin, sağlanması istenen meşru hedef ile ölçülü olmaması sebebiyle demokratik toplumun gerekliliklerine uymayan bir tedbir olduğu görüşüne varılmıştır. Bu uygulamalara son verilmelidir” denildi.

“KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ HAKKI”

Yeni yönetmeliklerle denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme için iyi halin belirlenmesi konusunda pişmanlık kriterinin irdelendiği raporda, kişisel ve vicdani bir duygu olan ve samimiyeti ölçmesi zor olan bu kriter yerine iyi hal değerlendirmelerinde mahpusların tüm davranışları ve hapishane kurallarına uyumu dikkate alınması gerektiği ifade etildi. (Adana/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

"Beyan ettikleri adreslere dönmeyen Suriyeliler kamu hizmetlerinden yararlanamayacak"

SONRAKİ HABER

Paris 2024 | Buse Tosun Çavuşoğlu repesaj maçına çıkacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa