Mülteci düşmanlığı ve iki sınıfın tutumu
Kayseri'de mültecilere yönelik saldırılara karşı patronlar : "Kayseri sanayisini mülteciler ayakta tutuyor" açıklamalarıyla, ucuz iş gücü olarak mültecileri sömürme detlerini açıkça ortaya koydular.
Kayseri’de başlayan Suriyeli mültecilere yönelik saldırıların üzerinden bir süre geçti. Olay anına ve hemen sonrasına dair bir dizi gözlem, analiz, değerlendirme yapıldı. Olay günü, olayın bir süre sonrası ve şu anki duruma dair gelişmeleri ele almakta yarar var. Olay günü yaşanan gelişmelere değinmeyeceğim. Suriyeli işçilerin bir hafta boyunca işe gidemediği, dükkanını açamadığı, sokağa çıkamadığı bir süreç yaşandı. Türk-Kürt komşularının, özellikle kiracısı Suriyeli olan ev sahiplerinin bir hafta boyunca mültecilerin evine gizli gizli ekmek götürdüğünü biliyoruz.
MUHALEFETİN TUTUMU AKP’YE YAKINLAŞTIRIYOR
Olayın yaşandığı mahalledeki işçiler işe gidemedi fakat başka mahallelerdeki Suriyeli işçiler mecburen işe gittiler. Yerli ve mülteci işçiler olayları değerlendirdiğinde, mülteci karşıtı olan muhalif partilerin karşısında, Suriyeli işçilerin “Erdoğan iyi, muhalefet nefreti körüklüyor” savunmasına geçtiğini görebiliyoruz. Bu tablo aslında bütün güçleriyle mülteci karşıtlığına yaslanan muhalif partilerin, oy devşirmeye, iktidarı buradan zayıflatmaya dair isteklerini gözler önüne seriyor. Muhalefetin bir biçimiyle körüklediği mülteci düşmanlığı karşısında Suriyeli işçiler AKP’ye, Erdoğan’a yakınlaşıyor.
Kayserili işçi ve emekçilerle yaşananlara dair ilk sohbetlerimizde mültecilere dair genel yaklaşım “Ne olursa olsun gitsinler” yönündeydi. Olayların şehrin çeşitli mahallelerine, ülkenin diğer kentlerine sıçradığı zaman, özellikle sanayi kentlerinde tepkilerin işçilerden gelmesi, “Ekmeğimizi küçültüyorlar”a kadar varan bir dizi tartışma yaşandı. Ortadoğu’da emperyalistlerin çıkar çatışmalarının yansıması olarak yaşanan göç, mültecilik ve sığınmacılık sorunu Türkiye’nin 10 yıllık yarasına dönüşmüş durumda.
PATRONLARDAN İSİMSİZ AÇIKLAMALAR YAPILDI
Emekçilerin süreci yoğunlukla hangi biçimiyle ele aldığı iyi biliniyor. Parçalı da olsa görüşlerde kardeşlik ve empati fikri de mevcut. Ancak Kayserili patronların mesajlarının düzeyi ve ekonomiye etkisi düşünüldüğünde esas yara patronların kasasında yatıyor. Yeni Şafak gazetesine isimsiz demeç veren patronların söylemlerini iyi anlamak gerekiyor. Genelde işçiler isimsiz demeç veriyor memlekette ama iş kasalarına gelince patronlar da kendini gizleyerek açıklama yapıyor. “Kayseri’de bazı fabrikalarda üretim durma noktasına geldi”, “Kayseri sanayisinin yüzde 30-40’ını mülteciler ayakta tutuyor”, “Üretim yapmakta zorlanıyoruz, ülke ekonomisi kötüye gidiyor”, “Kayseri’de 15 fabrikada üretim durdu. 1605 iş yeri etkilendi” vs. çeşitli açıklamalar yapıldı. Düşünün ki geri gönderme merkezindeki rakamları patronlar açıkladı: “3 bin Suriyeli Kayseri’yi terk etti.” Sorun şu ki, geri gönderme merkezlerindeki yaşananları yetkili kurumlar daha sonra açıkladı. Kentte olaylar sürerken devlet erkanının yaptığı “güvenlik toplantısında” gazetecilere “Dikkatli haberler yapalım” uyarısı da yapıldı.
PATRONLAR, SÖMÜRÜLECEK MÜLTECİ İŞÇİ ARAYIŞINDA
Kayserili patronlar diyor ki; “Suriyeli çalışanlar önemli bir boşluğu dolduruyor. Geri dönerlerse Hintli, İranlı ya da başka göçmen işçi almamız kaçınılmaz. Kayseri’de gençler masa başı iş arıyor, ara eleman bulunamıyor açığı Suriyeliler kapatıyor. Bizimkilerin çalışmadığı yerlerde, onlar çalışıyordu” yani aslında “Nerede berbat, merdiven altı, kötü ve sağlıksız koşulların olduğu işler var Suriyelilere yaptırıyorduk şimdi ne yapacağız?” diye kara kara düşünüyorlar. Patronların açıklamalarına ilişkin işçilerle sürdürdüğümüz tartışmalar patronların, hükümetin politikalarının, mülteci karşıtlığının temel sebebinin anlaşılmasına, işçilerin gerçekleri daha açık anlaşılmasına da katkı sağlıyor. Özetle; patron sınıfı, mültecilerin ucuz iş gücü, Avrupa ülkeleriyle pazarlıklarda elindeki koz olarak kullanmaya devam eden hükümetin yanında saf alırken, Suriyeli ya da başka ülkelerden gelen mültecilerin etini-kemiğini nasıl sömürürümün derdini açıkça ifade ediyor.
Evrensel'i Takip Et