07 Ağustos 2024 02:24

İsrail gücünü emperyalistlerden alıyor

Bu savaşın tarafları ve kimin çıkarına olduğu, Türkiye dahil askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmalarla netleşiyor; savaşın emperyalist çıkarlarla şekillendiğini gösteriyor.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Zeynep ALGEDİK

ODTÜ

 

Siyonist İsrail, 10 aydır Filistin halkına yönelik saldırılarına devam ediyor. Güvenli bölgeler de dahil olmak üzere pek çok bölgedeki hava saldırılarıyla birlikte İsrail ordusu süreç içerisinde 40 binden fazla Filistinli’yi katletti. Bölgesel savaş riski de İsrail’in kışkırtmaları ile gündemden düşmüyor. İsrail’in ABD ve Batılı emperyalistlerin desteğini alması katliamları bunca zaman sürdürmesinin önemli bir nedeni. Peki emperyalistler neden İsrail’i destekliyor?

İSRAİL’İN VAROLUŞ SEBEBİ

Lenin’in tarif ettiği üzere kapitalizmin en yüksek aşaması olan emperyalizm aşamasında; kapitalizmin erken yıllarına kıyasla üretim ve sermayenin yoğunlaştığı bir süreçten bahsediyoruz. Kapitalizmin çelişkilerinin yoğunlaştığı koşullarda kapitalistlerin üretimini en düşük maliyet, en yüksek kâr ile gerçekleştirebilecekleri, sermaye birikimini yayabilecekleri yeni yer arayışlarını beraberinde getirmektedir. Kendi ülkelerine sığmayan kapitalistler sermayelerini başka bölgelere ihraç etmek üzere mevzilenir. Bugün en büyüğü NATO olmak üzere uluslararası kapitalist birlikler tarafından şimdiye dek iki kez bölüşüm savaşlarıyla dünyanın her bölgesi aralarında bölüşülmüştür. Bu birlikler etrafında mevzilenen kapitalistler amansız bir rekabet içindeyken dünyanın tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalar. İşçileri, kadınları, gençleri, halkın her kesimini kendi çıkarları ekseninde sömürmekten, savaşlara sürükleyerek katletmekten geri durmaz.

Dünyadaki tüm enerji rezervlerinin üçte ikisi, ticari geçiş alanları açısından tüm dolaşım alanlarının üçte biri Ortadoğu’da bulunmaktadır. Dünyada 2024’te askeri harcamalara ayrılan bütçenin 2,5 trilyon dolar olması savaşların yükseltildiği koşullarda emperyalistlerin silah ve savunma sanayi üzerinden zenginleşmesinin bir yoludur. Emperyalistlerin bölgede pek çok askeri üssünün olması, emperyalist çıkarlar ekseninde bölgede savaş geriliminin sürekli bir biçimde yükseltilmesi Ortadoğu’nun bir savaş arenası haline gelmesine neden olmuştur. İsrail ise ABD emperyalizminin en ileri karakolu görevini üstlenmesiyle bölgede önemli bir pozisyondadır. Biden’ın “Bir İsrail olmasaydı bir İsrail icat etmek zorunda kalırdık.” sözü de İsrail ve ABD ilişkileri açısından da bir özettir.

Bölgedeki son gelişmelerle de İsrail’in ve ekonomik, siyasal iş birliği içerisinde olduğu ABD ve Batılı emperyalistlerin çıkarları için Filistin halkını mülksüzleştirerek soykırım politikalarının sürdürülmeye devam ediyor. Bunun da ötesinde Ortadoğu’nun geri kalanı ve Ukrayna başta olmak üzere savaş atmosferinin yoğunlaştırılmasıyla; bölgenin emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından paylaşılıp halklarını ölüme, yoksulluğa itecek adımlarını daha da genişlettiğini görebiliyoruz.

İSRAİL’E DESTEK KARŞILIKSIZ DEĞİL

Amerikan Kongresi’ne katılan Netanyahu’ya karşı halk Washington sokaklarını doldururken: “Biz sadece kendimizi korumuyoruz. Biz sizi de koruyoruz. Bizim düşmanlarımız sizin düşmanlarınız, bizim savaşımız sizin savaşınız ve zaferimiz de sizin zaferiniz olacak” diye haykıran Netanyahu, kongre katılımcıları tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Filistin’e yönelik saldırıların ve bölgede savaş borazanlarının yükselen sesi elbette Netanyahu’nun sadece bu sözleriyle açığa çıkmıyor. Bu savaşın taraflarının kimler olduğu ve kimin çıkarına gerçekleştiği Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bir dizi askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmalarla çok net biçimde kendisini göstermesiyle bu savaşın emperyalist çıkarlar üzerinden şekillendiğini açıkça gösteriyor.

Türkiye de bölgedeki savaşlardan pay kapmak üzere 2024 yılı için askeri harcamalara ayırdığı bütçenin 1 trilyon 133 milyar lira olmasına rağmen halka 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, Kamuda Tasarruf Paketi gibi bir dizi ekonomi-politik plan ve programla halkın boğazına basmaktadır. Silah ve savunma sanayi üzerine yoğunlaşan şirketlerin de olduğu tekellere vergi affı ve teşviklerle milyarlar akıtmaya devam etmektedir. İktidar, yerli-yabancı sermayedarlara ülkenin tüm kaynaklarını peşkeş çekerek, sermayedarların çıkarı için tüm koşulları halkın yaşamlarından eksilterek, halkı çatışmalara ve tarafı olmadığı savaşların merkezine iterek ABD emperyalizminin işbirlikçisi olma pozisyonunu koruyor. Türkiye’nin İsrail’le ticaret hacmi son 20 senede yüzde 532 artış gösterirken, burjuvazinin çıkarları doğrultusunda ne ABD ve batılı emperyalistlerle ne de İsrail’le kurduğu ilişkiye zeval gelsin istiyor. Ülkede büyüyen tepkiyi söndürmek için “Filistinli kardeşleri” için sahte gözyaşları döküyor.

Buna karşın bugün dünyanın pek çok yerinde halklar sokaklara çıktı; Türkiye de dahil olmak üzere yine pek çok ülkede üniversite öğrencileri ve akademisyenler Filistin halkının yanında yerini alarak üniversitelerinin bu katliamdaki payını, Siyonist İsrail’in yanındaki pozisyonunu teşhir eden protestolar düzenledi. Ancak bu yetmez. Türkiye açısından Filistin’e destek söylemleri ancak İsrail ile olan tüm ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi, Türkiye’nin üye olduğu savaş örgütü NATO’dan çıkması, ülkedeki yabancı askeri üslerin kapatılması, ülkeyi bağımlı hale getiren tüm ekonomik ve siyasi anlaşmaların iptal edilmesi gibi taleplerle anti-emperyalist bir mücadele büyütülmesi gerekiyor. Biz gençlerin eğitim hakkının gasbedildiği, temel ihtiyaçlarımıza dahi ulaşamadığımız koşullarda bu sorunların çözümü; bulunduğumuz her alanda tüm taleplerimizi anti-emperyalist taleplerle birleştirmemiz ve büyütmemiz gerekiyor. Emperyalistlerin ısrarlı bir biçimde körüklediği savaşların karşısında işçi sınıfı başta olmak üzere; gençler, kadınlar, sömürülen ve ezilen tüm halk kitlelerinin anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmediği takdirde bu savaşlardan Netanyahu ve kongrede nezdinde haykırdığı batılı emperyalistler ve işbirlikçi ülkelerin burjuvazileri zaferle çıkacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Çözüm sermayenin değil bizim programımızla

SONRAKİ HABER

Kıvılcımlardan kazanımlara giden yol: ÖTK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa