07 Ağustos 2024 02:26

Kıvılcımlardan kazanımlara giden yol: ÖTK

Öğrenci mücadelesinde kazanımın yolu, ortak sorunlar etrafında bir araya gelen öğrencilerin en özelden en genele, bölümlerden üniversitenin tamamına yükselen ÖTK’lar örgütlemesidir.

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Paylaş

Dağlar Eren TEKŞEN

Boğaziçi Üniversitesi

 

Türkiye’nin içinde bulunduğu ve normalleştirilmeye çalışılan krizden kuşkusuz gençlik de payını alıyor. Hayat pahalılığının çemberine sıkışan biz öğrencilerin bursları ve okurken çalışarak kazandığı para enflasyon karşısında eridi. Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi ekonomik krizin yükü yemekhane ve yurt zamları üzerinden öğrencilere yıkıldı. Eğitime ayrılan bütçelerin giderek kısıldığı, özerk ve demokratik üniversite namına bir şey kalmadığı, eğitim ise dinci-gericileştiği bir durumu görüyoruz. Ancak yaşadığımız sorunlara karşı tepkimizi de ortaya koyduk. Gereken tedbirler alınmadığı için KYK yurdunda ölen Zeren Ertaş’ı andık, Boğaziçi’nde antidemokratik bir şekilde fakültemizin bölünmesine karşı “Üniversiteler de fakülteler de bizimdir.” sloganlarıyla kampüsümüzü çınlattık, “Şenlik ODTÜ’nündür.” dedik ve şenliğimizi yönetimin her türlü baskı zorlamasına karşı örgütledik. Peki ya sonra?

Tek adam yönetiminin sorumlusu olduğu üniversitelerimize yönelik baskı ve saldırılar karşısında nasıl bir mücadele rotası izlememiz gerektiği akıllara geliyor. Kimi sorunların ve taleplerin yakıcılığı etrafında kıvılcım ateşi misali parlayan geniş katılımlı eylemlilikler örgütleyebilirken bunun istikrarlılığını sağlayamadık. Bir araya gelişlerimizi olabildiğince kalabalık tutmak, birliklerimizi kalıcı hale getirmek, geçmiş mücadele deneyimlerinden yararlanıp geleceğe deneyimlerimizi aktarabilmek, herkesin sorunlarını rahatça gündem edebileceği demokratik bir ortam kurmak çözümün anahtarı. Tam bu noktada tarihin makarasını biraz geriye saralım ve 1968’de çıkan bir derginin Genç Sinema imzalı bir yazısındaki öğrencilerin taleplerini mercek altına alalım:

Yüksek öğrenim yapmak isteyenlerin üniversite okul, yurt… gibi gereksemelerini karşılayacak her türlü tedbiri almak.

Fakülte ve okul öğrenci temsilcileri ile uzmanların da katılacağı bir kurulun (…) bilimsel ve demokratik kaidelere uygun bir eğitim programı hazırlaması.

Üniversite ve yüksek okulların bilimsel özerkliğinin yanında politik özerkliğe kavuşması, bilimsel olan her türlü siyasi fikrin okul içinde rahatça konuşulması.

Öğrenci burslarının geçim koşullarına göre ayarlanması.

Öğrencilerin tüm beslenme ve sağlık sorunlarının Mediko-Sosyal Merkezlerince çözümlenmesi, denetimi ve yürütülmesi.

Bu zamana kadar birçok kazanım elde edilip kaybedilse de Türkiye gençliğinin bugünkü sorunları da talepleri de büyük ölçüde o zamankiyle benzer. Akabinde ‘70’lerin öğrenci mücadelesinin bir deneyimi olarak talepleri etrafında yan yana gelen ODTÜ’lü öğrenciler; kendi aralarından taleplerini taşıyacak, yönetimle müzakereler yapacak, öğrenci hareketini yönlendirecek ve birliği koruyacak bir yapı olarak Öğrenci Temsilciliği Kurulu’nu (ÖTK) ördüler. Öğrencilerin üniversite yönetimlerine katılmasını sağlayan, temel haklar ve talepler etrafında birleşilmesinin önünü açan ÖTK’lar, hem zamanın hem de mevcut koşulların karşısında biz öğrencilerin heybesinde geçmiş bir deneyim olarak duruyor. O dönem çeşitli kazanımlar elde edilmiş olsa da değişen vakitlerin iktidarlarının ve üniversitelerdeki elleri kolları olan üniversite yönetimlerinin baskı ve yıldırma politikalarıyla, ayak oyunlarıyla hakları için, yaşamları için mücadele eden kitleler dağıtılmış, elde edilen kazanımların bir kısmı kaybedilmiş durumda. Bunu, vaktinde elde edilen kazanımlardan bugün faydalanamıyor oluşumuzdan anlayabiliyoruz. Bu deneyimlere de ancak o döneme tanıklık eden kişilerden ya da o zamandan kalmış materyaller sayesinde erişebiliyoruz.

KAZANIMLAR İÇİN KALICI MEKANİZMA: ÖTK

Geçmişteki bu deneyimi, bugüne kalanları veya kalamayanları inceliyor oluşumuz geçmişe duyduğumuz özlemden değil, üniversite gençliğinin mücadelesinin güncel ihtiyaçlarından doğuyor. O zamanlardaki gibi bugün de koşullar çetinleşiyor. Topluluk ve kulüplerimize gelen sansür ve kapatma tehditleri, hakları için mücadele eden öğrencilere disiplin cezalarının verilmesi, laboratuvar ve asistanlara bütçe ayrılmayışı, yurt, kütüphane ve dersliklerin yetersizlikleri, kampüslerin güvensizleşmesini katmerlendiren CİTÖK kapatmaları ve işlevsizleştirmeleri gibi sorunlarımıza dair toplantılar alarak bölüm ve  üniversite sorunlarına karşı neler yapabileceğimizi tartıştığımız alanlardan birisi, kendi sesimizi duyurup kendi sözümüzü söyleyebildiğimiz ve daha geniş bir mücadeleyi nasıl örgütleyebileceğimizi konuşmamıza imkan sağlayan olanak olarak beliriyor temsilcilikler. Üniversitenin bölümlerden oluşan yapısı gereği sınıf ve bölüm temsilciliklerinden fakülte temsilcilerine kadar aşağıdan yukarıya denetimli ve demokratik bir şekilde örmemiz gereken mekanizmalar okulun en dar kılcallarına inerek güçlü bir temsiliyet imkânı sunuyor. Bölüm ve fakülte temsilcileriyle kurabileceğimiz ağ bölüme özel veya üniversite geneline ilişkin sorunlara karşı birlikte mücadele etmek için bir olanak yaratırken aynı zamanda fikirlerimizin çarpışarak uzlaşabileceği bir ortam da sunuyor. Bu şekilde ortaklaştığımız yoldan giderek kapsayıcı ve kitlesel birlikler kurabiliyor ve tepkimiz kitleselleştikçe de kazanım sağlayabiliyoruz. Her ne kadar farklı bakış açılarına sahip olsak da forumlarla, toplantılarla mücadele rotamıza karar vermek ve birlikte hareket etmek için ortaklaşmaktan başka çaremiz yok. İktidar, onun kampüsteki temsilcisi atanmış ve öğrencilere tatlı gözükmeye çalışan veya onunla bile uğraşmayan rektör, medya, özel güvenlik ve daha bilumum devlet aygıtıyla karşımızda birlik içinde olanlara karşı biz de birliğimizi sağlamalıyız.

Boğaziçi Üniversitesinde psikoloji bölümündeki istatistik dersine bir hocanın atanması sonucu ÖTK vasıtasıyla kitleselleşen boykot ile sağlanan kazanımlar, Moleküler ve Biyoloji bölümünde akademik eğitimde öğrencilerin de sesinin var olmasını savunan öğrenciler tarafından oluşturulan okuma grubu ve birçok bölümde yeni gelen öğrencilere danışmanlık ve oryantasyon etkinlikleri, mezun buluşmaları, taleplerimize dair birçok eylemlilik ÖTK mekanizmasının bu yıl başardıklarına örnek olabilir. Öğrenci mücadelesinin güncel ihtiyaçları ışığında örnekleri çoğaltmak, temsilciliklerde daha fazla sıra arkadaşımızın iradesini toplamak, temsilcisi olmayan ya da aktif çalışmayan bölümlerde faal bir ÖTK yapısı örgütleyebilmek kalıcı ve kitlesel öğrenci birliklerinin taleplerimizin etrafında birleşebilmesinin tek yolu.

ÖNCEKİ HABER

İsrail gücünü emperyalistlerden alıyor

SONRAKİ HABER

Kapitalizmde savaş ve bilim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa