07 Ağustos 2024 09:50

Hilda Suadiye Gezgin’in sergisinden Filistin direnişi resimleri

Depremin yıktığı Samandağ’da Hilda Suadiye Gezgin’in resim sergisinde Filistin direnişi öne çıkıyor.

Fotoğtaf: Hilda Suadiye Gezgin'in kişisel arşivinden

Paylaş

Şahin KELLECİ

Depremin yıkıp geçtiği şehirlerden biri olan Samandağı’nda bir kum zambağı gibi insana umut veren bir resim sergisine gittim. Sergi Samandağ sahilinde Belediyeye ait bir sergi salonundaydı. Çok sade ve şık yapılmış. Serginin sahibi Hilda Suadiye Gezgin bizi karşılıyor. Sergiye her gelenle ilgileniyor, resimlerini anlatıyor, daha önce izleyenlerin görüşlerini de bize aktarıyor. İlk kişisel sergisi olmasına rağmen insanın gözlerinin içine bakıp resimlerini anlatıyor arkadaşlarına.

Halepçe katliamı ve Filistin direnişiyle ilgili resimler var ama depremle ilgili hiç resim yok. Bunun nedenini ayak üstü sorduğumda o anları hatırlamak istemediğini, hatırlatmak da istemediği için çizmediğini söylüyor. Belki daha sonra bir tane resim çizebileceğini söyledi. Sergiyi izledikten sonra Hilda Suadiye Gezgin ve resimleri hakkında merak ettiklerimi sordum.

“RESİM ÇİZERKEN BAŞKA BİR BOYUTTAYIM”

Kendini tanıtır mısın?

Altı yaşında resim yapmaya başladım. Resim çizerken sürekli beni başka bir boyuta çeken bir durum söz konusu olurdu. Babam benim öğretmen ya da doktor ya da bildik şeyleri okumamı çok istedi. Ama benim matematiğim yoktu. Ben çok yıllar sonra anladım ki aslında disleksi hastasıymışım. Bunu nerede fark ettim? Bir dönem dedemlerde oturuyordum. İki defa arka arkaya dayım bana telefon numarasını verdi. İkisinde de doğru yazamadım. Yazamayınca oğlum da bana şöyle baktı. ‘Anne niye kaydedemiyorsun?​’ dedi, ‘Kaydedemiyorum oğlum’ dedim. On sekizi seksen bir diye kaydediyorum.

Neden erken evlendin?

Görücü usulüydü. O dönemlerin gerekçesi şuydu; erken evlenmek gerekiyormuş. Çünkü eğer kız çok anne evinde durursa kız kurusu olur. Okursa yoldan çıkar. Erkek de okursa anarşist olur. Öyle bir durum söz konusuydu. O dönemlerde böyleydi. Neyse onlar da mazide kaldı. Yıllar sonra, bir dönem bir boya aldım. Ama sürekli kara kalemle bir şeyler karalıyordum. Ama beni rahatsız eden bir şey vardı. Pastel boyuyla resim yapamıyordum. Bir tuval aldım. Yağlı boya aldım. Dedim ki şöyle bir ufaktan bir şeyler çizeyim.

“SAMANDAĞI’NIN HER KÖŞESİNE ÇİÇEKLER ÇİZMEK İSTİYORUM”

Yaptığın başka şeyler var mı?

İki üç yıl öncesinde yeni teknik öğrendim (Soğuk porselen, hamur). Rus sanatı olarak geçiyor bu. Kimsenin aklına duvara dikmek gelmiyor ama. Bu meşakkatli bir iş, önce hamuru hazırlıyorsunuz, tutkalla yoğurduktan sonra renklendirip kurutup şeklin üzerine yerleştiriyorsunuz.

Duvarları yıkılan Samandağı’nın her köşesine çiçekler çizmek istiyorum. Güllerimin imzasıyla taze bir nefesle can vermek istiyorum.

Ne zaman yağlı boyayla çalışmaya başladın?

Bunlar ben otuz iki yaşındayken ilk oldu. Bize yatıya gelen oğlumun arkadaşı aynı zamanda manevi oğlumdur. Çok severim oğlum gibi. İçten bir çocuktu sağ olsun. Bir şeyler yapmak, o çocuğa vermek istedim. O benim ilk yağlı boya resmimdi. Resimde bir ev, nehir, yanında da su değirmeni yaptım. Ona hediye ettim.

Sonra sürekli bir şeyler çizmek istedim. Sürekli tuval aldım. Yağlı boyanın kokusu beni kendine çekti. O geçiş boyutları, o perspektif falan derken artık başka bir dünyadaydım. O kapıyı zorlayarak açtım. Her şeye rağmen.

“DÜNYANIN BÜTÜN RENKLERİ ORADA”

Çocuk büyüttüm ama çocuk büyütürken de resim çizdim. Bütün çocuklarım gitti. Eşim de gitti. Yanımda resim kaldı. Gitti derken evlenen oldu. Yurt dışına çıkan oldu. Ben öyle çok resim çizerken başka bir boyuta, başka bir aleme gidiyorum ki anlatılmaz. Mesela denizi hangi renk görüyorsunuz? Siz bana dersiniz ki yeşil, mavi. Ama orada turuncu da var. Orada kırmızı da var. Pembe de var. Dünyanın bütün renkleri orada. Ancak resim çizen bir insan fark eder.

Sergi süreci nasıl gelişti?

Perihan Hoca’yla tanıştım. “Sergimize katılmak ister misin?​” diye sordu. Tabii biz bu arada oğlumla kafe işletiyorduk, bütün duvar resimlerini ben yapmıştım. Perihan Hoca “resimlerin çok güzel ama çok hızlı yani alelacele resimler olmuş” dedi. “Bize katılsana. Ben senin çalışmalarını görmek istiyorum” dedi. O dönemde iki tane güzel resim yaptım. Hocam sağ olsun beni destekledi. Kültür merkezinde bir sergi yaptılar. Ben orada bir tanesini sattım.

ÖNCEKİ HABER

EngelliWeb: 2023'te 953 bin 415 web sitesi erişime engellendi

SONRAKİ HABER

Dersim'de çıkan orman yangını, 17 saat sonra söndürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa