Sefalet sözleşmesi çiftçiyi isyan ettirdi
Sözleşmeli tarım ile domates fiyatlarını tarlada baskılayan şirketler ve hükümetin ‘domates’ politikası üreticiyi isyan ettirdi. Çiftçiler İzmir-Bursa yolunu kapattı.
Fotoğraf: Karacabey çiftçileri
Murat UYSAL
Bursa’nın Karacabey Ovası’nda salçalık domatesleri ellerinde kalan çiftçiler, Bursa-İzmir Karayolu’nda eyleme yaptı. Emeklerinin karşılığını isteyen üreticileri, jandarma ve çevik kuvvet ekipleri engellemeye çalıştı. Gerginlik yaşanan eylemde, domates üreticileri “Çiftçiye uzanan eller kırılsın”, “Hükümet istifa”, “Çiftçi mahsulüne sahip çık” şeklinde sloganlar attı.
"FABRİKALAR GEÇEN SENEDEN DE DAHA DÜŞÜK FİYAT VERİYOR"
Evrensel’e konuşan Eskisarıbey Mahallesi’nde domates üreticisi Seçim Gezegen, çiftçinin malını ederiyle fabrikaya satmak istediğini söyleyerek, “Çiftçi malı tarlada kalsın istemiyor ancak uyanık fabrikalar hikayeyi biliyor. Çiftçi geçen sene mısırdan zarar etti. Bu sene mısır ekilmeyen tarlaların çoğuna domates ekildi. Geçen sene domateste ihracat yasağı vardı. Fabrikaların depolarında salça kaldı. Bu senenin başında ihracat yasağı kalktı, domates ekiminin de fazla olduğunu fark eden fabrikalar, geçen seneden de düşük bir fiyata domatesi almaya çalışıyor” dedi.
"BİR BARDAK ÇAY İÇİN 10-12 KİLO DOMATES SATMAM GEREK"
Karaçabey Ovası’nda hüküm süren patronların başında Tat ve Tamek’in geldiğini anlatan Gezegen, “Domatesin kilosunun maliyeti bana zaten 3 lira. Fabrikalar kilosuna 2.1 hatta 1.8 lira fiyat çekiyor. Kilo başına işçi parası zaten 1 lira. Bana kalıyor 0.8 kuruş. Düşünün 10-12 kilo domates satmam lazım ki Karacabey gibi bir yerde 1 bardak çay içebileyim” diye konuştu.
"PATRONLAR FABRİKAYI BEDAVAYA DOLDURMAK İSTİYOR"
Gezegen sözlerine şöyle devam etti: “Fabrikanın kafası rahat, salça fabrikada bekler ama domates tarlada bekleyemez. Çiftçi bu domatesi en geç 3-4 hafta içinde satmak zorunda, satamazsa yanıp gidecek domates. Patronlar fabrikalarını geçen seneden de ucuza yani bedavaya doldurmak istiyor. Çiftçi fabrikaların dediği fiyattan satarsa sonraki sene tarlayı yakıp gitmek zorunda kalır.”
SARIBAL: ÇİFTÇİ TARİHİN EN BÜYÜK MÜCADELESİNİ VERİYOR
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise Karacabey’deki domates üreticilerine dair yaptığı açıklamada: “Türkiye’nin en çok salçalık domates üreten bölgesinde, tarlada 3 liraya mal olmuş bir ürün maalesef şu anda serbest piyasada 2 lira 30 kuruşa kadar düşmüş. Çiftçi gerçekten çok büyük bir zarar ve umutsuzluk içerisinde. Onlarca tır ürün maalesef meralara döküldü, hayvan yemine gitti” dedi. Sarıbal eylemin yapıldığı Bursa-İzmir Karayolu’nda çiftçilerle beraber şunları söyledi: “Çiftçiler sesini duyurmak için sabah 10.00’dan beri burada. Her türlü engellemeye, müdahaleye karşı çiftçiler burada. Çiftçi tarihin en büyük mücadelesini veriyor. Tüketicinin enflasyonu çiftçinin batışı olamaz. Mehmet Şimşek enflasyonu düşürme iddiasıyla çiftçinin malının yerle bir olmasına göz yumuyor” diye konuştu.
TÜM KÖY SEN YÖNETİCİSİ: ÇİFTÇİLERİN MÜCADELESİ ODALARI HAREKETE GEÇİRDİ
Domates üreticilerinin eylemini değerlendiren Tüm Üretici Köylü Sendikası (TÜM KÖY SEN) Yöneticisi Şuayip Çetin, fabrikaların çiftçilere ürettikleri domates için verdikleri fiyatın geçen seneden de düşük olduğunu söyledi. Çetin, “Karacabey ve çevresinde bulunan salça fabrikalarının ellerinde geçen seneden kalan salçalar var. Bu yüzden çiftçilerin elindeki domatesi daha ucuza almak istiyorlar” dedi. Çiftçinin elindeki ürünü satamamasının yıllardır süregelen bir sorun olduğunu söyleyen Çetin, “Bu sorun artık çiftçilerin evlerinin geçimini sağlamasında ciddi bir engele dönüşmüş durumda. Karacabey’deki eylem çiftçilerin ziraat odalarına yaptığı baskının sonucudur” diye konuştu.
"ÜRETİCİYİ GÖBEKTEN BAĞLADILAR"
TÜM KÖY SEN Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak tarımdaki temel sorunun şirket egemenliği olduğunu kaydetti. Bursa’daki domates üreticilerinin salça fabrikalarına sattığını kaydeden Başkavak, “Köylü 3 liraya mal olduğunu söylüyor. Tüccarın verdiği fiyat 1.75 liraya kadar indi. Bir diğer mesele de bu fabrikalar kimi köylülere sözleşmeli üreticilik yaptırıyor. Allanıp pullanıyor. Ürününü kime vereceğin, kaç liradan vereceğin belli diye” ifadelerini kullandı.
Domates üreticilerinin sözleşme nedeniyle şirketlere istedikleri fiyattan ürün satamadığını kaydeden Başkavak, “Şirketler ‘Bu fiyattan almıyoruz’ dedi. Sözleşmeli üretim üzerinden sözleşme yaptığı şirketler de maliyetin altında fiyat teklif etti. Köylü ürününü maliyeti altında satmak zorunda kalıyor” dedi.
Köylünün domatesi fidesini dahi salça fabrikasından almak zorunda kaldığının altını çizen Başkavak, “Köylü fidesinden tohumuna ilaçtan gübresine şirketten alıyor. Şirkete bağımlı hale geliyor. Girdi için maliyete etki edecek borçlandığı için ürününü veriyor. Şirket kendi fiyatını dayatıyor. Asıl problem bu bağımlılık. Başta fidesini, gübresini, ilacını alacak parası olmadığı için ya şirketlere ve ilaç bayilerine borçlanacak ya da kendi adına sözleşme karşılığı taahhüt aldığı şirkete borçlanacak. Tarımsal üretimi kendi adına sürdürebilecek girdi maliyetlerini karşılayacak parası yok. Bu da üretici köylüyü o şirketle sözleşme imzalamayı zorunlu hale getiriyor” dedi.
Fiyatı baştan belirleyen ya da ‘Piyasa koşullarında alırım’ diyen şirketlerin olduğunu kaydeden Başkavak, “Sözleşme imzalanıyor ama sözleşme gelecek sene ve sonraki sene de mal vermek zorunda. ‘Benim zararımı karşıla’ diyebileceği bir mekanizma yok. Mahkemeye verir ama mahkeme uzar gider, köylünün bu süreci olanaklardan yoksun. Aynı durumda şirket olunca ben seni sözleşmeye uymazsan mahkeme yoluyla kabul ettiririm bunu senden alırım diyor. Şirket güçlü, köylünün olanağı yok” dedi.
Devletin sözleşmeli tarımı teşvik ettiğini kaydeden Başkavak, “İyi tarım uygulaması vb. diye kontrol altında. Türkiye’deki market zincirlerinden biri ‘İyi tarım uygulamasıyla denetliyoruz’ diyordu. Devlet de şirketlere ürün garantisini sağlamış oluyor. Kazanamayan tek kesim köylüler. Devlet bunun sorumluluğunu duymuyor. Devletin taban fiyat açıklamalı, bunun altında fiyat verilmesini de engellemeli. ‘Fiyatı piyasa belirler, biz belirlemeyiz’ diyor. Zaten şu anda taban dedikleri de tavan fiyatı işlevi görüyor. Çay, buğday, fındık… Mesela fındık 130 lira diyor ama şirketler 100-110 lira arasında belirliyor” diye konuştu.