Muhalefetten Can Atalay çağrısı: 16 Ağustos'ta Meclis olağanüstü toplansın
CHP, DEM Parti, TİP, EMEP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA ve Demokrat Parti, Can Atalay hakkında AYM'nin "yok hükmünde" kararının ardından TBMM'yi olağanüstü toplanmaya çağırdı.
Fotoğraf: ANKA
Anayasa Mahkemesinin (AYM), Türkiye İşçi Partisinden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin "yok hükmünde" kararının ardından muhalefet partileri, verdikleri ortak dilekçe ile TBMM Genel Kurulu'nu 16 Ağustos Cuma günü saat 14.00'te olağanüstü toplanmaya çağırdı.
Dilekçede CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkan Vekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır, DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Saadet Partisi Grup Başkan Vekilleri Selçuk Özdağ ve Bülent Kaya, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEVA Partisi Milletvekili İdris Şahin, Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca'nın da imzaları yer aldı.
Toplantı çağrısının gerekçesinde Yargıtay ile AYM arasında ihtilaf doğduğuna dikkat çekilerek AYM kararlarına rağmen Can Atalay'ın hürriyetinden mahrum bırakılmaya devam edildiği vurgulandı.
DAHA ÖNCE TOPLANMASI TALEP EDİLİYORDU
Meclis'te 15 Ağustos'ta AKP'nin çağrısıyla, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın katıldığı bir olağanüstü oturum yapılacak. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Can Atalay için talep edilen olağanüstü görüşme için 16 Ağustos tarihini önermişti. Kurtulmuş ile görüşen TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Meclisin AYM kararı doğrultusunda değil, başka bir gündemle toplanmasını uygun bulmadıklarını belirterek, şunları söylemişti: "Meclis'te temsil edilen partilerin tümüyle görüşmeler gerçekleştirildi. Takvim tartışması var. Bizim beklentimiz Mahmud Abbas'ın konuşma yapacağı 15 Ağustos'tan önce Meclis'in toplanması."
GÜNAYDIN: SİLİVRİ'DE TUTULARAK MİLLETVEKİLLİĞİ GASBEDİLDİ
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, muhalefet partilerinin temsilcileriyle birlikte Mecliste yaptığı açıklamada, "Meclis Başkanı en geç 7 gün içerisinde TBMM'yi toplantıya çağırmak zorundadır" dedi ve "Bu ayıbın Türkiye'nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
Günaydın şunları dile getirdi:
"Silivri'de tutularak adeta milletvekilliği gasbedilen Hatay Milletvekili Sayın Şerafettin Can Atalay'ın AYM kararı sonrası durumunun görüşülmesi ve uygun bir karar bağlanması amacıyla TBMM'yi 16 Ağustos günü saat 14.00'te toplantıya çağırmak üzere imzalarımızı ve çağrı metnimizi TBMM Başkanlığına teslim etmiş bir heyet olarak karşınızdayız.
CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, TİP ve EMEP'in temsilcilerinin genel başkan, grup başkan vekili ve milletvekili düzeyinde imzaları ile bu çağrı metni Meclis Başkanlığına teslim edilmiş bulunuyor."
"AYM KARARININ YAYIMLANMASI İÇİN NEDEN BEŞ BUÇUK AY BEKLENDİ?"
"AYM'nin hak ihlali kararı vermesi ve arkasından yeniden yargılama amacıyla dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesinden sonra, teammüllere ve hukuka tümüyle aykırı olarak tek imzalı şekilde Yargıtay'a gönderilen karar ve Yargıtayın yasamaya adeta parmak sallayarak, sen nasıl benim kararımı okutmazsın diyerek, AYM'yi terör örgütleriyle söz ve eylem birliğinde olmakla suçlayarak, üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına yönelik kararı maalesef 31 Ocak 2024 tarihinde TBMM'de okundu ve Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürüldüğü ilan edildi.
Tam 2 gün sonra AYM'ye verdiğimiz dilekçede TBMM'nin bu kararının yok hükmünde olduğunu ve her halükarda bunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ettik. Bu dilekçemizden yalnızca 20 gün sonra 22 Şubat 2024 tarihinde AYM, TBMM kararının yok hükmünde olduğunu tespit etti ve Yargıtay kararının kesin hüküm niteliğinde olmadığını ifade etti.
Anayasa'nın 153'üncü maddesi çok açık bir hükme sahip: AYM kararları Resmi Gazete'de hemen yayımlanır, diyor. Peki 22 Şubat tarihinde verilmiş olan AYM kararının yayımlanması için neden beş buçuk ay beklendi ve TBMM'nin kapanmasından hemen sonra 1 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete'de bu karar yayımlandı?
Bu bile Türkiye'nin nasıl bir adeta planlanmış hukuk kumpası ile karşı karşıya bulunduğunun çok açık bir göstergesidir."
"EN GEÇ 7 GÜN İÇERİSİNDE TBMM'Yİ TOPLANTIYA ÇAĞIRMAK ZORUNDA"
"Biz bugün AYM'nin kararı sonrasında bir kesin hükmün bulunmadığına yönelik de tespitinin neticesinde Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmediğini, 14 Mayıs'tan bu yana devam ettiğini düşünüyoruz. Hukuk bunu söylüyor. Bu çerçevede diyoruz ki 16 Ağustos tarihinde saat 14.00'te TBMM'yi lütfen çağırın ve bu görüşmeyi yapın. Bu Meclis Başkanı açısından bir takdir yetkisi değil bir bağlı yetkidir. Çünkü Meclisi tatil döneminde toplantıya çağırma yetkisi, Cumhurbaşkanı'na, Meclis Başkanı'na ve üye tam sayısının 5'te 1'i kadar milletvekiline verilmiştir. Biz çok daha fazla milletvekilinin imzasıyla bu başvuruyu yapmış bulunuyoruz. Meclis Başkanı en geç 7 gün içerisinde TBMM'yi toplantıya çağırmak zorundadır."
"BU AYIBIN TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDEN DERHAL KALDIRILMASI GEREKİYOR"
"Bu görüşmenin sonucunda umuyor ve diliyoruz ki hukuka uygun davranılır. Bu mesele yalnızca bir milletvekilliği meselesi olmaktan çıkmış, adeta Türkiye'nin demokratik düzeninin ve anayasal çerçevesinin ihlal edildiği bir noktaya getirilmiştir. Bu ayıbın Türkiye'nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir. Biz bu bağlamda 16 Ağustos tarihli görüşmeden Türkiye'nin anayasal düzenine ve hukuk çerçevesine uygun bir kararın çıkmasını bekliyoruz."
MHP KATILMAYACAK
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın bugün muhalefet partilerinin Meclis'e 'Can Atalay' gündemiyle olağanüstü toplantıya çağırmasına dair açıklamasında toplantıya katılmayacaklarını söyledi, "Can Atalay gibi bir vatan hainiyle gündemi işgal etmek abestir" sözlerini sarfetti.
NE OLMUŞTU?
TBMM Genel Kurulu'nda Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararı okunarak Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin AYM'nin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayınlanmıştı.
Kararda, Can Atalay ile ilgili kesin bir mahkumiyet kararı içermediği açık olan kararlara yer verilen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yazısının, TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla, milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlem tesis edilerek fiili (de facto) bir durum oluşturulduğu ifade edilmişti.
AYM, "Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına" hükmetmişti. (HABER MERKEZİ)