09 Ağustos 2024 15:25

Altındağ’daki köpek katliamına yaşam savunucularından tepki: Öldürmeyi meşru kıldılar

Yaşam hakkı savunucuları Altındağ'daki köpek katliamına isya etti. Evrensel'e konuşan savunucular "Hayvanlar sistematik olarak katlediliyor. Hayvanları öldürmeye kenetlenmişler" dedi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Niğde'de katledilmiş çok sayıda köpeğin bulunmasının ardından benzer bir vahşet bu kez Ankara'nın Altındağ ilçesinde yaşandı. Çevresi çitlerle kapalı bir alanda onlarca köpek katledilmiş halde bulundu.

Altındağ'da yaşanan katliamda yaşam hakkı savunucuları bazı köpeklerin gömüldüğünü, diğerlerinin ise poşetler içerisinde çukurlara atıldığını tespit etti. Olayın ortaya çıkması üzerine avukatlar bölgeye giderek durumu kolluk kuvvetlerine ve savcılığa bildirdi.

İhbarlar doğrultusunda harekete geçen hayvan hakları savunucuları, Altındağ Belediyesine ait barınağa gittiklerinde, barınağın birkaç kilometre ötesindeki bir arazide açılmış çukurlarda öldürülmüş köpeklerle karşılaştı.

Evrensel'e konuşan hayvan hakları savunucuları yeni yasanın katliamları artıracağına dikkat çekerek, "Onlar öldürmeye odaklanmışlar, biz ise yaşatmaya odaklanacağız" dedi.

“BELEDİYE YALAN SÖYLÜYOR”

Altındağ Belediyesi, köpek katliamı görüntülerine dair açıklama yaptı. Belediye söz konusu alanın ölen hayvanların toplanarak gömüldüğü yer olduğu savunmasını yaptı. Belediyenin açıklamasına tepki gösteren Sokaktayım Yanındayım İnisiyatifi Temsilcisi Devrim Aden, "Büyük bir yalan. Belediyenin yayımlamış olduğu basın metinleri tek düze, ezbere yazılmış. Eğer bu hayvanları onlar öldürmediyse neden bu hayvanların kafaları bedenlerinden ayrılmış. Hepsi ispatlı, elimizde fotoğraflar var. Alana bir de TOMA soktular, bariyer koydular daha fazla yaptıkları katliamın görülmesini istemiyorlar. Altındağ Belediyesi katildir" dedi.

“İŞKENCEYLE KATLEDİLMİŞLER”

Köpeklerin şiddet uygulanarak toplandığına ilişkin ihbarlar aldıklarını bunun üzerine çalışmalara başladıklarını anlatan Aden, "Kedi köpekler vardı. Daha çok yasaklı ırkların bulunduğu köpekler ama kangal denilen köpekler de vardı. İşkenceyle öldürülmüş. Yeni katletmişler, sayı belirlenemiyor. Çukurların içerisi büyük. Alanda çok feci bir koku var" ifadelerini kullandı. Aden, "Hayvanlar şiddetle toplanmış ve planlı bir şekilde katledilmiş. Çukurların içerisinde hayvanların kafası koparılmış. Çok berbat bir durumdaydı. Çoğunun küpesi ve çipi yok. Barınağa birkaç arkadaşlarımız zorla girdi. Barınağın içerisinde temizlemişler, yıkamışlar, yaptıkları katliamdan sonra, katliamın izini silmişler" dedi.

“KONTROLSÜZ BİR ŞEKİLDE TOPLAMA YAPIYORLAR”

Yasadan önce de belediyelerin katliamlar yaptığını ama bu denli olmadığını ifade eden Aden, "En azından sokaklarda hayvanları görebiliyorduk, beslemelerini yapabiliyorduk. Beslemelerini yaparken sayılarına hakimdik, ne kadar hayvan var, kimler ilgileniyor, bunları hepsini biliyorduk ama şu an kontrolsüz bir şekilde toplama yapıyorlar ve kontrolsüz bir şekilde katlediyorlar. Şu an yasa yürürlüğe yeni girmesine rağmen bu denli facialar, bu denli olaylar yaşanıyorsa daha birkaç ay sonra neler neler yaşanır ben çok merak ediyorum. Yani bu korkunç olaylar gerçekten daha da büyük sınırlara ulaşacak diye düşünüyorum. Yasa onların elini meşrulaştırdı, yasa tasarısı onlara istedikleri yapmak için bir kapı açtı" diye konuştu.

“20 YILDIR BU İKTİDAR HAYVANLAR İÇİN NE YAPTI?​”

Bu yasanın akla, vicdana ve bilime uymadığını aktaran Aden, "Doğa boşluğunu doldurur her zaman. Bu canları katlettikten sonra yakalanamayan, dağda, bahçede yaşayan hayvanlar bu sefer sokağa inecek. Salgın olayları daha da çok artacak. Kendi elleriyle aslında şu an toplumu facianın içerisinde sokuyorlar. Ve dediğimiz gibi barınakların durumu ortada. 20 yıldır bu iktidar hayvanlar için ne yaptı katliamdan başka? Hak savunucuları olarak mücadelemizi bırakmayacağız. Gerekirse canımızdan oluruz ama mücadeleyi bırakmayacağız" diye konuştu.

Aden ayrıca, "Yasa hastalığı olan hayvanları katletmeye izin veriyor. Bu yasayla hasta hayvanlar içerisinde bir ayağı olmayan, görmeyen, bir ilaç ile tedavi edilebilen hayvanları da katledeceklermiş. Gerçekten hiç akla mantığa uymuyor. Bir ilaçla tedavi ediliyorsan neden katlediyorsunuz? Sonrasında besleme yapan kişiler besleme yapamayacak artık. Besleme yapanlarsa ceza keseceklermiş. Bu da kabul edilebilir değil. Bu yasa sadece sokak köpeklerini değil, kedileri ve sokakta yaşayan diğer hayvanları da kapsıyor" dedi.

YASA GERİ ÇEKİLENE KADAR...

Son olarak Aden, "Bizim talebimiz canların kısırlaştırması, yerinde yaşatılmasını istiyoruz. Çünkü bu çocuklar zaten sürekli yerleri değiştirdiği için, oradan oraya taşındıkları için zaten agresifleşiyorlar. Yani biz kendimizden pay biçelim. Sürekli yerimizin değiştiğini ve sürekli yerimizi değişirken şiddete maruz kaldığımızı düşünelim ve ister istemez kendimizi savunacağız ve agresifleşeceğiz. Biz kendi gözlerimizle gördük. Küpeli bir hayvan doğum yaptı. Sözde kısırlaştırılmış bir hayvanın doğum yapması imkânsız. Bu kısırlaştırma görevini dahi düzgün yerine getirmemiş bu belediyeler. Bizim tek istediğimiz de popülasyonu artırmadan sabit tutarak olabildiğince kısırlaştırmak da tek amacımız ama kabul etmediler. 70 küsur gündür sokaktayız ve yasa geri çekilene kadar mücadele edeceğiz," dedi.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi'nden Güliz Gündüz, yeni yasanın hayvan haklarını ciddi şekilde ihlal ettiğini belirterek, "Niğde'deki ölüm çukurlarını dün Altındağ'da gördük" dedi. Gündüz, yasaklı ırklar olarak tanımlanan hayvanların öldürülmesine derhal başlandığını ifade etti. Gündüz, "Bu yasa, yasaklı olarak etiketledikleri hayvanların direkt öldürülmesini emrediyor. Huyuna suyuna bakılmadan, rehabilite edilip edilemeyeceğine bakılmaksızın direkt öldürülmesini emrediyor. Genellikle dövüşlerden kurtarılmış köpekler de oluyor. Dövüşleri durdurmayıp, üretimi durdurmayıp var olan bütün hayvanları bir şekilde öldürmeyi amaçlıyor bu yasa" dedi.

“YASANIN GERİ ÇEKİLMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

Gündüz, bu duruma sessiz kalmayacaklarını vurgulayarak, yasaya karşı direnişlerinin süreceğini, mahalle örgütlenmeleriyle bu mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti. Gündüz, "Yıllardır gözümüzün içi gibi baktığımız bu çocukların işkenceyle öldürülmesini istemiyoruz. Yasanın geri çekilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız," şeklinde konuştu. Gündüz, yeni yasanın hayvanlara yönelik şiddeti meşrulaştırdığına dikkat çekti: "Bu yasa hayvana yönelik şiddeti bir nevi yasal hale getiriyor, ancak hayvana şiddet hâlâ suç. 20 yıldır uygulamadıkları yasayı bir anda uygulamaya başladılar. Öldürmeye odaklanmışlar, biz ise yaşatmaya odaklanacağız."

“HER YERDE BU ŞİDDETLE KARŞILAŞACAĞIZ”

Yasadan öncede hayvan katillerine ceza verilmediğini ifade eden Gündüz şunları söyledi: "Bu yasayla beraber sokakta katil potansiyeli olan insan önce hayvandan başlayacak. Şimdi Eros'un katiline ceza verilmedi. Bir sürü hayvanın katiline ceza verilmedi zaten bu süreçte. Şimdi iktidar kendi eliyle öldürmeye başlayınca bu tamamen suç olmaktan çıkınca sokaklarımızda her yerde biz bu şiddetle karşılaşacağız" dedi.

“KORKUNÇ BİR KATLİAM İZLETİYORLAR”

20 yıldır kendi sorumluluğunu yapmayan iktidarın tek tek hayvanları katlettiğini söyleyen Gündüz, yeni yasa ile birlikte sokaklardaki hayvan popülasyonunun hızla azalmasına rağmen, hayvan üretiminin durdurulmadığını belirtti. Gündüz, "Belediyeler, yasa değişmeden önce bile toplamalar yapıyordu ve biz bunu engelleyemedik. Sokak hayvanlarının popülasyonu ciddi şekilde azaldı, ancak üretim durdurulmadığı için bu sayı yeniden artacak. Yasaklı dedikleri ırkları üretenler bile ceza almıyor. Ve sistematik olarak sürekli bize katliam izletmeyi planlıyorlar. Sürekli onları öldürecekler sonra üretecekler. Bundan para kazanacaklar. Sonra tekrar öldürecekler. Sonra tekrar para kazanacaklar. Böyle bir şeye dönüşecek. Korkunç bir şiddetle karşı karşıyayız, korkunç bir katliam izletiliyor bize ve bu toplumun yapısını da çok ciddi şekilde bozacak bir yandan".

Gündüz, yasa tasarısının hayvanlara yönelik şiddeti artıracağını ve toplum yapısını olumsuz etkileyeceğini de sözlerine ekledi. Özellikle Ankara'daki olayda, hayvanların işkenceyle katledildiğini belirten Gündüz, "Hayvanların boğazlarından kesildiğini, vücutlarında kesilme ve darp izlerinin olduğunu gördük. Bu, belediye personelinin nasıl seçildiği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor," diye konuştu. Son olarak, Gündüz taleplerini şu şekilde dile getirdi: "Yasanın geri çekilmesini, hayvana şiddetin derhal hapis cezasıyla cezalandırılmasını ve hayvan üretiminin durdurulmasını istiyoruz. 5199 sayılı yasa aynı şekilde korunmalı, özellikle 6. maddesi. Ancak geri kalan her şey geri çekilmeli. Kuduz riski bahanesiyle öldürmeyi meşrulaştırıyorlar. Bu yasa derhal geri çekilmeli ve hayvanların korunması sağlanmalıdır."

"BU ŞİDDETE ALIŞMAYACAĞIZ"

Ankara Tabip Odası'nın yaptığı yazılı açıklama da şu ifadeler yer aldı: "Altındağ Belediyesi'ne bağlı barınakta yetkililer ve hayvanseverler tarafından tespit edilen, uzuvları koparılmış ve parçalanmış hayvan cesetleri, yaşananın bir katliam olduğunu ortaya koymaktadır. Yaşamı savunan bir mesleğin mensupları olarak tüm canlıların yaşam hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Kamuoyu vicdanını yaralayan söz konusu katliamın sorumluları yargı önüne çıkarılmalı ve gerekli cezayı almalıdır. Merkezi ve yerel kamu otoriterleri harekete geçmelidir. Bizler; bu şiddete alışmayacağız ve kanıksamayacağız."

ÖNCEKİ HABER

Irak’ta evlilik yaşını 9'a düşürecek yasa teklifi Mecliste!

SONRAKİ HABER

Çorum'da "Dionysos" kabartmalı ağırlık taşı bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa