Enflasyon ve vergi soygununa karşı işçileri ne bekliyor, ne yapmalı?

Gazetemiz İzmir Temsilciliği’nin Aliağa Kültür Merkezi’nde düzenlediği ve Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile Çalışma Ekonomisti Doktor Arif Koşar’ın katıldığı “Enflasyon ve Vergi Soygunu: İşçileri ne bekliyor, ne yapmalı” başlıklı söyleşide gündemdeki sorunlar ve müdahale yöntemleri tartışıldı.

Söyleşiye Petkim, Tüpraş, Star ve Büyükşehir belediye işçileri ile sendika, kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

"ÜCRETLERE ZAM YAPILMADIĞI HALDE ENFLASYON ARTIYOR"

İlk olarak söz alan Arif Koşar, Mehmet Şimşek programının işçilerin talebinin baskılanması adına işçilerin yoksullaştırılması  programı olduğunu belirterek, “İşçi ücretlerine zam yapılmadığı halde enflasyon artmaya devam ediyor ama bir taraftan da büyük tekeller bankalar yüzde 800 kâr elde ediyorlar. Enflasyonun sebebi işçi ücretleri değil, uluslararası finans kurumlarının da -imf dünya bankası gibi- yayınladıkları gibi yükselen maliyetler ve aşırı kârlardır”dedi. Şimşek programının saf bir sermaye programı olduğuna değinen Koşar, “Buna karşı emeği üreteni gözeten dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak halkçı emekten yana  bir programla ortaya çıkmak ve mücadele etmek gerekir” dedi.

Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da, bütçe açıklarının daha da artacağı bir döneme girildiğini belirterek, “Bunu işçilerin sırtına yüklemenin olanaklı olduğunu gördükleri; zayıf bir emek hareketi, zayıf bir sınıf mücadelesi sürecinden geçip bugüne geldik. Uzun bir zamandır özellikle ‘Temmuzda ücretlere zam’ kampanyası bouyunca konuşup tartıştığımız şeyleri yine konuşmak zorundayız” dedi.

"EMEĞİN MÜCADELE YÜRÜTECEĞİ KANALLARI AÇMAK ZORUNDAYIZ"

Koşulların nasıl değişeceğini işçilerin bildiğini, bu değişimi sağlayacak bir işçi sınıfı hareketi ortaya çıkmamasının nedenlerine ilişkin tespitlerin de yapıldığını ifade eden Karaca, “İşçiler sendikalarına güvenmiyor, işçiler bir sınıf olarak böyle bir çarka bir kama sokup durdurabileceğine olan inancını ve güvencini kaybetmiş durumda” dedi.

İşçilerin son süreçlerde gerçekleştirdiği eylemlerin, direnişlerin ve grevlerin yarattığı ufak bir  kımıldanıştan sonra uzun yıllardan sonra konferasyonların bir araya gelip bir program açıklamak zorunda kaldığını dile getiren Karaca, “Bizim gerçekten emek siyasetine, emeğin temsilcileri ve emeğin kendisi ile birlikte mücadeleyi yürüteceği kanalları açmaya ihtiyacımız var. Güvensizliği kırmadıkça sendikal bürokrasiyi harekete geçirecek aşağıdan mücadele örgütlemedikçe bu mekanizmayı siyasetin merkezine yerleştirmedikçe aynı zamanda milletvekili de olan aç gözlü patronların işçi ve emekçilerin aleyhine kararları alması devam edecek” dedi.

Söyleşinin tartışma bölümünde, bir işçi normalleşme söylemlerinden internet yasaklarına gelindiğine değinerek, “Faşizan politikalar artacak mı” diye sorarken, yabancı sermayeli bir işyerinde çalıştığını söyleyen bir işçi cebinden yüzde 35 vergi çıktığını dile getirerek, “Benim cebime giren sürekli eriyor brüt maaş üzerinden, net maaş sağlayacak mısınız” diye sordu. Başka bir işçi “Türkiye’deki işsizlik koşullarında işçi elindeki işini kaybetmeden nasıl sokağa çıkacak” diye sorarken bir başka işçi de uygulanan eknomi programının sadece işçiyi değil, çiftçiyi, esnafı da etkilediğini belirterek 2001 krizinde içinde sendikaların da ziraat odalarının da olduğu emek platformlarının ortaya çıktığını kendi programını hazırladığını hatırlattı.    (İzmir/EVRENSEL)