10 Ağustos 2024 04:42

Etlik Şehir Hastanesi: Ne kreş var ne de mola yeri!

Etlik Şehir Hastanesi, mağaza ve restoranlarıyla bir AVM’yi andırıyor. Ancak işçilerin kıyafetlerini değiştirebilecekleri bir giyinme odası, dinlenme alanları, çocukları için bir kreş dahi bulunmuyor.

Fotoğraf: Google Street View

Paylaş

Melodi TAŞ
Ankara

Kamu özel iş birliği olarak sunulan ancak rant projelerine dönüşen şehir hastanelerinden biri olan Etlik Şehir Hastanesi; İzmir Bayraklı ve Kocaeli Şehir Hastanesi gibi Türkerler Holding tarafından inşa edildi. İktidarın desteğini arkasına alan Türkerler, kendisine bağlı taşeron şirketlerle de hastanenin temizlik, teknik, güvenlik, yemek gibi birçok işini de sürdürüyor. İnşaat, enerji, sağlık, tekstil gibi birçok alanda varlık gösteren holding, Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemlerde; Ulus-Keçiören metro hattı, Ankara Spor Salonu, Kuzey Ankara TOKİ’leri, Mahal Ankara gibi projeler yapmış, iktidarla kol kola sermayesini büyütmüş şirketlerden biri olarak da öne çıkıyor.

Hastanenin açılışından bu yana hastanenin sahip olduğu imkanlar, hastalara verdiği sağlık hizmetinin kalitesi ve biricikliği iktidar eliyle sürekli propaganda ediliyor. Yapı itibarıyla 8 kulenin planı değişse de genel olarak -3’üncü katta yemekhane ve şirket odaları, -1 ve 0’da mağazalar, kafeler ve poliklinikler, üst katlarda yataklı servisler ve yoğun bakımlar, en üst katlarda ise VİP odalar bulunuyor. Hastanenin bu büyük ve birbirine bağlı kulelerden oluşan yapısı, boş ve atıl alanları ilk inşa edildiği günden beri herkesin gündeminde. Öyle ki şehir hastanesinde bir randevuya dahi yetişmenin güçlüğü, hasta ziyaret saatlerinde doğru yerde olabilmenin imkansızlığı veya bir hastanın ameliyathaneye götürülmesinin dakikalar alması birçok kişinin ifade ettiği bir durum. Hastanenin övgüyle bahsedilen büyüklüğü hastalar için sağlık hizmetine ulaşmayı zorlaştırırken sağlık çalışanları için artan iş yükü anlamına geliyor.

Peki bu Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise tüm birimleri tek seferde inşa edilen en büyük üçüncü hastanesi; içerisinde çalışan binlerce sağlık çalışanı için ne gibi koşullar sağlıyor? Bu sorunun cevabını mesai çıkışı sağlık çalışanlarına soruyoruz.

BÜYÜK HASTANE İŞÇİYE İŞ YÜKÜ GETİRİYOR

İşçilerin 15’er dakikalık iki çay molası ve bir de 45 dakikalık yemek molası var. Bu aralarda oturup dinlenebilecekleri, başka ihtiyaçlarını karşılayabilecek alanları olup olmadığını sorduğumuzda ameliyathanede çalışan bir işçi, “Molalarımızı düzenli bir şekilde kullanamıyoruz, ben en yoğun yerlerden birindeyim. Düşündüğünüzden çok daha fazla yoğun. Ameliyathanenin tam ortasında bir yer var bizim oturmamız için. Ama bizim oraya gitmemiz bile 10 dakika. Kamu çalışanlarının verdiği bir yer var. Orada kullanıyoruz molalarımızı. Ama iş o kadar yoğun ki bu molalar yeterli gelmiyor, dinlenebilmiş hissetmiyoruz” diyor. Konuştuğumuz çoğu işçi bu durumdan yakınıyor. Özellikle son zamanlarda artan işten çıkma ve çıkarılmaların iş yükünü artırdığına değinen işçiler, 4 bloka birden baktıkları zamanların olduğunu anlatıyor.

Hastane içerisinde kıyafetlerini değiştirebilecekleri, kendilerinin özel kullanabilecekleri lavabolar dahi olmadığını anlatan bir kadın işçi ise şöyle diyor: “Üstümüzü giyinip geliyoruz işe. Başımıza bir şey geldiğinde, üzerimize bir şey döküldüğünde kıyafetlerin üzerimizde kurumasını bekliyoruz. Yedek kıyafet bile alamıyoruz.”

MOLALAR YA BOŞ ODALARDA YA OTOPARKTA

Hastanenin dış alanında da işçilerin kullanacağı çalışma yerlerinin etraflarında molalarında kolayca ulaşabilecekleri çardak, oturma alanı gibi yerler de bulunmuyor. Erkek işçiler çoğunlukla otoparkta, kadın işçiler ise hastane içindeki boş odalarda veya kapının önünde molalarını geçiriyor. Sağlık çalışanları için bir servis de bulunmuyor. Hastanenin metro gibi ulaşım araçlarına uzaklığı özellikle üç vardiya çalışan taşeron işçiler için ulaşım sorununu beraberinde getiriyor. Ayrıca hastanenin kurulu olduğu arazinin büyüklüğü ve ışıklandırmanın yetersizliği nedeniyle kadın işçiler vardiya çıkışında güvende hissetmediklerini ifade ederken kendi kulelerindeki çalışma arkadaşlarını beklediklerini, hastane çıkışına kadar birlikte yürüdüklerini anlatıyor.

Yemekhanenin duruma ilişkin sorularımızda ise benzer yanıtlar alıyoruz: “Ben doyduğumu hissetmiyorum, yemekler çoğunlukla temiz ama porsiyonlar küçük. Hele erkeklerin bu yemeklerle doyması imkansız.” İşçiler genellikle et çıkan gün sayısını yeterli bulsalar da yemeklerin doyurucu olmadığını düşünüyorlar. Özellikle son zamanlarda masalardaki nar ekşisi, zeytin yağı gibi malzemelerin kaldırıldığını söyleyen işçiler de mevcut.

"KREŞ GİBİ BİR İMKANIMIZ OLSAYDI"

Hastanede çalışanların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Ancak hastanede bir kreş bulunmuyor. Bu durumu sorduğumuz kadınlarsa çok fazla kişinin mağdur olduğunu, özellikle yazın çocuklarını bırakacak bir yer bulamadıklarını söylüyorlar. Nöbet usulü çalışan sağlık çalışanlarıyla birlikte taşerona bağlı çalışan kadın işçiler çalışma saatleri dolayısıyla çocuklarının yanında olamadıklarını ifade ediyor. “Kreş gibi bir imkan hepimiz için çok iyi olurdu. Burada hepimiz aynı sorundan mustaribiz. Böyle bir söylenti dolaşıyor ama bir adım görmedik” diyorlar.

Hastane tasarımıyla, içinde yer alan mağazalarıyla restoranlarıyla tüm şehir hastaneleri gibi bir AVM’yi andırıyor. Bu büyüklüğüyle verdiği sağlık hizmetiyle övünülen hastanede, işçilerin kıyafetlerini değiştirebilecekleri bir giyinme odası, rahatça dinlenebilecekleri dinlenme alanları, çocuklarını bırakabilecekleri bir kreş dahi bulunmuyor. Verdikleri sağlık hizmetinin kalitesinin altında ise sağlık çalışanlarının birlikte verdikleri emek yatıyor. Yoksa bu hastaneyi inşa edenlerin de hastanede bulunan taşeron firmaların da hastanenin büyüklüğüyle övünenlerin de ilgilendiği tek şey hastaneden ne kadar kâr ettikleri. Hastane inşa edilirken düşünülmeyen sağlık çalışanları, bugün de bu anlayışın bir devamı olarak ağır çalışma koşulları altında, düşük maaşlarla yaşamaya mecbur bırakılıyor.

ÖNCEKİ HABER

Son sözü kamu işçisinin söyleyeceği bir mücadele için birlik şart

SONRAKİ HABER

İsrail Han Yunus'a saldırdı: 10 Filistinli yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa