EŞİK, soyadı dayatmasına karşı TİHEK’e ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurdu
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), kadınlara yönelik soyadı dayatmasını Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'na (TİHEK) ve TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu'na taşıdı.
Fotoğraf: Evrensel
Kadınların soyadlarını tek başına kullanmalarını engelleyen düzenlemenin 9. Yargı Paketi’nden çıkarılmasının ardından EŞİK, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'na ve Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuruda bulundu. Yapılan başvurularda, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının gereği yapılmayarak soyadı dayatmasına devam edilmesinin Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AYM kararlarına açıkça aykırı olduğu belirtildi.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ÖLÜ TAKLİDİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR”
EŞİK yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanlığı soyadı konusundaki cinsiyetçi ve eşitliğe aykırı uygulamaya derhal son verebilecekken, hatta Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararı nedeniyle bunu derhal yapması gerekirken ölü taklidi yapmayı tercih ediyor. Bakanlık hareketsiz kalarak kadınlara karşı bu hukuksuz dayatmanın devam etmesine neden oluyor. Oysa uygulamayı düzenlemek üzere, Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere uygun basit bir genelge ile nüfus müdürlüklerinin nasıl işlem yapacağı belirlenebilir. Yeni bir yasa çıkartılmasının beklenmesine gerek yok. Çünkü yasal bir sınırlama yoksa, kural özgürlüktür” ifadelerine yer verdi.
“ORTADA HUKUKİ BİR BOŞLUK YOKTUR”
Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir yasa maddesinin dayatılmasını eleştiren EŞİK, “Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı yok sayılarak iptal edilmiş bir yasa maddesini dayatmak, Anayasa'nın eşitlik ilkesini düzenleyen ve ayrımcılık yasağı getiren 10. maddesine ve ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesine açıkça aykırıdır, cinsiyet temelli ayrımcılıktır. Ağır bir insan hakları ihlalidir. Aynı zamanda, Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında düzenlenen özel hayata saygı hakkını da ağır biçimde ihlal etmektedir. Ortada hukuki bir boşluk yoktur” diye belirtti.
AİHM ve AYM'nin kadının evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanmasına izin verilmemesinin kadının insan hakları ihlali ve ayrımcılık oluşturduğuna ilişkin çok sayıda kararının olduğu da hatırlatılan açıklamada, “Ayrıca Anayasa Mahkemesi, 187. maddenin iptalinden önce kimi kararlarında uluslararası sözleşmelerin yukarıda sayılan hükümleri nedeniyle 187. maddenin zımnen ilga edilmiş olduğu yönünde kararlar da vermiştir” denildi.
“BU DAYATMA SESSİZLİKLE GEÇİŞTİRİLEMEZ”
TİHEK'ten ve Kamu Denetçiliği Kurumu'ndan, kendilerine yapılan başvuruları Anayasa, CEDAW, AİHS maddeleri; AİHM, AYM ve Yargıtay kararları doğrultusunda acilen inceleyip araştırılarak çözüme kavuşturmaları talep edildiği aktarılan açıklamada, “Aynı zamanda TİHEK'ten, başvurucu kadınlara ilgili nüfus müdürlüğü tarafından sadece evlilik öncesi soyadını içeren yeni bir kimlik verilmesini sağlaması istendi. Bu olmadığı veya sürüncemede bırakıldığı takdirde, TİHEK Kuruluş Kanunu gereğince, ihlalden sorumlu olan kamu kurumlarına idari para cezası uygulanması ve ödenecek idari para cezasının cezaya esas ayrımcı uygulamaya kusuruyla sebebiyet veren kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlilerine rücu edilmesi talep edildi” bilgisi verildi.
EŞİK son olarak şunları kaydetti: “İçişleri Bakanı bu hukuk dışı dayatmayı görmezden gelemez, sessizlikle geçiştiremez. Evli kadınların ve yeni evlenen kadınların talepleri her gün reddediliyor. Her ret kararıyla Anayasa bir kez daha çiğneniyor. Ortada bir yasa yokken bu hukuksuzluğun ısrarla ve uygulamacılar eliyle sürdürülmesinin ana sorumlusu İçişleri Bakanı'dır. İçişleri Bakanı acilen hukuku uygulamalı ve görevini yapmalıdır.” (HABER MERKEZİ)