11 Ağustos 2024 10:28

Cengiz Holding’in siyanürlü altın madenine karşı eylem: Proje doğanın ve yaşamın talanı projesidir

Eskişehir’de Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu Cengiz Holding’in siyanürlü altın ve gümüş madeni projesine tepki gösterdi: “Proje doğanın ve yaşamın talanı projesidir."

Fotoğraf: Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu

Paylaş

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Tepebaşı İlçesi Atalan Mahallesi ve Mihalgazi İlçesi Alpagut Mahallesi mevkiinde, siyanürlü altın ve gümüş madeni açmak için harekete geçti. Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformunu oluşturan çevre dernekleri, meslek odaları, dernekler, sendikalar, platformlar ve siyasi partiler yaptıkları eylemde Cengiz Holding’in yetkililere sunduğu proje doğanın ve yaşamın talanı projesi olduğunu vurguladı.

Platform adına açıklamayı okuyan Uygar Kurtcu Cengiz Holding’e, ilgili bakanlık yetkililerine ve Eskişehir Valiliğine seslenerek; “Eskişehir halkı olarak tek yürek, tek ses buradayız. Ormanımızı, suyumuzu, havamızı, toprağımızı kısaca, doğamızı, yaşamımızı, savunuyor, projeye karşı çıkıyoruz” dedi.

"CENGİZ HOLDİNG’İN YETKİLİLERE SUNDUĞU PROJE DOĞANIN VE YAŞAMIN TALANI PROJESİDİR"

Bölgede 15 yıl boyunca, şimdilik 716 futbol sahası genişliğinde bir alanda 500 m derinliğinde bir çukur açılarak, İliç’te olduğu gibi siyanürlü yığın liçi yöntemi ile altın ve gümüş madeni çıkarılacağını vurgulayan Kurtçu; “Daha önceki açıklamalarımızda söylediğimiz gibi, proje faaliyete geçtiğinde olacaklar bellidir. Ağaçlarımız kesilecek, ormanlarımız, tarım arazilerimiz yok edilecek, patlamalar ve işletme için kullanılacak milyonlarca ton su nedeniyle su kaynaklarımız kuruyacak, tarım, hayvancılık, arıcılık yok olacak. Binalarımız hasar görecek, temiz havamız yerini toza bırakacak, yüzyıllardır bu topraklarda üreten halkımız, çaresizce köylerinden göç etmek zorunda kalacaktır.

Anadolu’nun asıl hazineleri olan endemik bitki türleri yok olacak, bölgede yaşayan hayvanlar yaşam alanlarını kaybedecek, ekosistem onarılmaz hasar alacaktır” dedi.

"AĞIR METALLER SAKARYA NEHRİ’Nİ DE BESLEYEN YER ALTI SULARINA KARIŞACAK"

Siyanür ve toprakta bulunan ve siyanürle temas edince serbest ve zararlı hale gelen arsenik, kurşun, civa gibi ağır metallerin, buharlaşma, yağmur, sızma, taşma gibi yollarla Sakarya Nehri’ni de besleyen yer altı sularına karışacağının altını çizen Kurtcu  şunları söyledi; “Solunum, cilt teması veya bulaştıkları içme ve kullanma suları ve besin yoluyla vücuda girecekler. Bu tehlikeli kimyasal maddeler, kan hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar, bebeklerde bedensel ve zihinsel gelişme geriliği ve cilt, prostat, karaciğer, mesane, böbrek, akciğer gibi çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Ayrıca, sondaj, patlatma ve taşıma sırasında oluşacak toz da amfizem, silikozis, KOAH, kanser gibi akciğer hastalıklarına yol açmaktadır.”

Proje alanının içinden aktif bir fay geçtiğine işaret eden Kurtçu; “Yaşanacak olası bir heyelanda veya deprem sonucu meydana gelecek yıkıntıda Mihalgazi tarım alanları ve Sakarya Nehri kirlenecek ve yıllarca tarım yapılamayacaktır. Bu haliyle bile doğa katliamına sebep olacak büyüklükte olan projenin başladığında çoğu projede olduğu gibi kapasite artırımıyla sadece Alpagut-Atalan’ı değil bütün Sakarya havzasını tehdit eden bir projeye dönüşeceği öngörülebilir” dedi.

“EKOSİSTEM ŞİRKETLERİN KÂRINA KURBAN EDİLMEK İSTENİYOR”

Milyonlarca yılda oluşan ekosistemin şirketlerin kârına kurban edilmek istendiğini vurgulayan Kurtçu; “ ‘Ülke ekonomisine katkı için’ denilerek aklanmaya çalışılan bu projelerin tek katkısı yerli ve yabancı sermayelerin kasalarınadır. İktidar verdiği teşvikler, vergi sıfırlamaları ve imtiyazlarla patronları daha da zenginleştirirken olan halkın doğasına ve yaşamına olmaktadır. Ormanların, tarımın ve tarım alanlarının yok olması, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının tüketilmesi, kirletilmesi, endemik bitki türlerinin ve doğal yaşam alanındaki canlıların yok olması, arkeolojik kültür varlıklarının yok edilme tehlikesinde olması, halk sağlığının hiçe sayılması ülke ekonomisine katkı denilerek aklanamaz. Bir avuç yerli ve yabancı holding patronunun kârlarına kâr katması için ormanımızın, suyumuzun, toprağımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz” ifadelelerini kullandı.

“ALPAGUT-ATALAN’DA DOĞANIN VE YAŞAMIN TALANINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

“Buradan bir kez daha söylüyoruz. Bizler, bu topraklarda yaratılan yıkımın mağdurları; yaşamları, ormanları, dereleri, yaşam alanları bu şirketlerin dizginsiz kar hırsı uğruna gasp edilen bu toprakların asıl sahipleri olarak, Alpagut-Atalan’da doğanın ve yaşamın talanına izin vermeyeceğiz! Artık yeter” diyen Kurtçu şöyle devam etti; “Vahşi madencilik sadece ormana suya toprağa zarar vermez, kâr hırsıyla maksimum verim, minimum iş güvenliği çalışma koşullarında, Soma’da, Ermenek’te, İliç’te ve daha birçok örnekte olduğu gibi iş cinayetlerine ve katliamlara sebep olur. Kontrolsüz, denetimsiz ve liyakatsiz yöneticilerin elinde bu katliam ve felaketlerin tekrar yaşanılmasının kaçınılmaz olduğunu çok iyi biliyoruz.

Bu proje gibi onlarca proje devreye girmiş, yerli ve yabancı sermaye grupları yangından mal kaçırırcasına Anadolu’nun dört bir yanında yağma ve talana girişmiş durumda.

Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz: Bu yağma ve talan projelerini durdurun. Halkın sağlığına ekmeğine doğasına ve yaşamına dokunmayın. Atalarımızdan bize miras kalan ve bizim de evlatlarımıza miras bırakacağımız bu toprakların eken, biçen, üreten asıl sahipleri olarak bu talan ve yağmaya izin vermeyeceğiz”

İlgili kurumların derhal projeye son vermesini istediklerini belirten Kurtçu “Halkımızı 15 Ağustos 2024, Perşembe günü saat 09.30’da Alpagut mahallesinde gerçekleştirilecek olan halkın bilgilendirilmesi toplantısına katılmaya ve maden projesine karşı çıkmaya çağırıyoruz” dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Paris 2024 | 15. günün sonunda Çin, liderliğe yükseldi

SONRAKİ HABER

65 kişinin öldüğü Sueda Kent Sitesi dosyasında tutuklu sanık yok | "Türkiye’de adalet diye bir şey yok"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa