12 Ağustos 2024 04:37

Biz ‘Ücretler artsın’ diyoruz, Festo ‘çeri domates’ diyor

“Biz ücretlerimiz düşük derken, müdürümüz kahvaltıda verilen peynirin kalitesini artırdıklarını, daha önce verilen domatesi çeri domatesle değiştirdiklerini söylüyor.”

Ekran görüntüsü: Fetso tanıtım videosundan alınmıştır

Paylaş

Festo’dan bir grup işçi
Manisa

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Festo Fabrikasında çalışan işçiler olarak daha önce Evrensel gazetesine iş yerindeki sorunlarımızı dile getirmek üzere mektuplar gönderdik. Son mektubumuzda, hedefleri arasında Manisa’daki üretim kapasitesini artırmak da olan Festo Fabrikasının işçileri olarak bize reva görülen asgari ücretin üzerine altı bin liralık alışveriş çeki ve yakacak yardımının bu ekonomik koşullarda yeterli olmadığından bahsetmiştik. Üstelik fazla mesai ücretlerimiz dahi maaşımıza tam olarak yansımazken ve ağustos ayı itibarıyla 7-8 bin liralardan başlayan vergiler öderken nasıl geçinebiliriz ki? Tüm bu sorunlara bir çözüm önerisi olarak iş yerimizde; işçinin sözünün geçtiği, taleplerinin başka sözleşmelere ertelenmediği, temsilcilerini işçilerin seçtiği ve her aşamasında işçilerin söz sahibi olduğu ve yer aldığı bir sendika için de mücadele etmeye, kendi gücümüze ve birbirimize güvenmeye ihtiyacımız olduğunu söylemiştik. Fabrikanın genel müdüründen birbirimize güvenmeye ve örgütlenmeye olan ihtiyacımızı doğrulayan sözler duyduk. İş yerindeki sorunları ve taleplerimizi dile getirmek suçmuş gibi “Yazıyı yazan kişiyi istesek buluruz” diyerek tehditle başlayan konuşmanın devamında ise bizi yok sayan ve küçümseyen sözler işittik.

Evrensel’e ilk mektubumuzdan sonra iş yerinde dağıtılan memnuniyet anketinin neticesinde iyileştirmeler yaptıklarını ifade eden genel müdürün ‘iyileştirme’lerini sizler de duyun istiyoruz. Biz fazla mesailerin yatmadığından bahsederken, ücretlerin asgari ücret seviyelerinde kalmasından yakınırken genel müdürümüz iş yerinde daha önce ayakkabı dolabının olmadığını ancak ayakkabı dolabı yaptıklarını söylüyor. İş yerimize göre bu bir iyileştirme. İşçinin talebiyle ilgisi olmayan, iş yerinin bir kusurunun gecikmiş düzeltmesinin bize böyle bir güzellemeyle anlatılmasını kabul etmiyoruz. Müdürümüz kahvaltıda verilen peynirin kalitesini artırdıklarını, daha önce verilen domatesi çeri domatesle değiştirdiklerini söylüyor. Molalarda verilen dondurma ve soda da elbette ki genel müdürün lütuf listesinde yerini aldı. Böylece kahvaltımızın kırıntısından, dondurmadan hatta sodadan nasıl ince hesaplar yapıldığını anlıyoruz. Fabrikanın düzenlendiğini, fabrikaya yeni makinelerin geldiğini anlatıyor yöneticilerimiz. O halde soralım. Yeni makineler almaya, büyümeye imkanı olan fabrikamız neden işçisinin kazancı söz konusu olunca domatesin çerisine kadar hesapları inceltmektedir?

Dünya çapında bir işletme olmakla övünen, her platformda da bunu vurgulayan şirketimiz, ücret söz konusu olunca yan sanayi şirketlerle bizleri kıyaslıyor. Mitsubishi, Bosch gibi fabrikalardaki ücret düzeyi örnek gösterilince de “Onlar 6 ay çalıştırıp atıyorlar, biz öyle yapmıyoruz” diye cevap veriyorlar. İş yerimiz, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin en düşük ücretlerini, en güvencesiz çalıştırma biçimlerini, kendi ücret düzeyini haklı çıkarmak için örnek göstermekten vazgeçmelidir. Üstelik işten çıkarmanın tek yolu kapıyı göstermek değildir. İş yerinden, ücretlerden, koşullardan yıldırarak da işçileri sözde ‘kendi rızasıyla’ işten atabilirsiniz. Bizim de bu süreçte 4 işçi arkadaşımız bu biçimde işten çıktı.

Biz “Vergi yükümüz çok” deyince aldığımız cevap “Vergiyi kaldırırız ama yan hakları da iptal ederiz” şeklindeydi. Geçtiğimiz yılın sonunda aslında yüzde 35 zam vermeyi düşündüklerini, ancak asgari ücret zammı yüzde 50 düzeyinde olunca bunu verdiklerini söylüyor genel müdür. Asgari ücretin bile altında kalan bir ücreti işçiye reva gördüklerinin, ellerinden gelse asgari ücreti dahi vermeyeceklerinin itirafı biçimindeki bu durumun böyle ballandıra ballandıra anlatılmasını hayretle izledik. Üstelik 2027 yılına kadar asgari ücret zammı dışında bir zam vermeyeceklerini de ilave ettiler. Böylece ‘müebbet asgari ücret’ alacaksınız, hazır olun demek istiyorlar.

Layık görüldüğümüz koşulları ve bu küçümseyici yaklaşımı kabul etmiyoruz. Asgari ücret müebbedine, vergilerle maaşlarımızın kuşa dönmesine, fazla mesai ücretlerinin düşük olmasına ve yatmamasına, hak ettiğimiz promosyonların yatırılmamasına, küçümsenmeye ve muhatap alınmamaya karşı da birleşmekten, mücadele etmekten başka yol olmadığını biliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Bergama Tiyatro Festivali'nden | ‘Eski Köye Yeni Hayal’ getirdiler

SONRAKİ HABER

Tuzla'da İTÜ arazisinde yangın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa