12 Ağustos 2024 04:14

Piyasa çöküşü resesyon mu demek?

“Merkez kapitalist ülkelerde borsanın çöküşünü Financial Times, “Herkes bir sakin olsun!” diyerek karşıladı. ABD borsa çöküşü şu anda üretim, yatırım ve istihdamda bir durgunluğun habercisi mi?”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Michael ROBERTS

Geçtiğimiz hafta ABD’de başlayan ve büyük ekonomilerin borsalarında yaşanan çöküş tersine döndü. Ancak ABD'nin en büyük 500 şirketinin hisse senedi fiyatlarının yer aldığı ABD S&P-500 endeksindeki düşüş, temmuz ortasındaki zirvesinden ve temmuz sonundaki 'çöküşün' başlangıcından bu yana hâlâ aşağıda. Bu nedenle, yılbaşından ve özellikle mayıs ayından bu yana ABD hisse senetlerindeki büyük yükselişin sona erdiği görülüyor.

Bu aşağı yönlü dönüşe ne sebep oldu ve ABD ekonomisi için daha ciddi bir şeyin habercisi mi? İşte nisan ayında söylediğim şey - kelimesi kelimesine.

2024'ün 1. çeyreğinde küresel hisse senedi piyasaları, ABD'de yumuşak bir ekonomik iniş umutları ve yapay zekaya duyulan coşkuyla beş yılın en iyi ilk çeyrek performansını kaydetti. Dünya çapındaki hisse senetlerinin yer aldığı bir MSCI endeksi bu yıl yüzde 7.7 kazandı ve bu 2019'dan bu yana en yüksek artış oldu. Hisse senetleri, 2020'den bu yana herhangi bir çeyrekte tahvilleri en büyük farkla geride bıraktı.

Bu küresel artışa, son çeyrekte 22 ayrı durumda rekor seviyede kapanan ABD hisse senedi endeksi S&P 500 büyük ölçüde yardımcı oldu. Yapay zeka çılgınlığı, piyasanın kazançlarını körükledi ve büyük yapay zeka çipi tasarımcısı Nvidia, piyasa değerine 1 trilyon dolardan fazla değer kattı; bu, bu yıl küresel hisse senedi piyasalarındaki toplam kazancın yaklaşık beşte birine denk geliyor! Nvidia’nın piyasa değeri yaklaşık 277 milyar dolar arttı; bu da HSBC'ye göre Filipinler'deki her halka açık şirketin piyasa değerine kabaca eşit.

ABD borsasındaki coşku, yatırımcıların ABD'deki herhangi bir ekonomik durgunluğun gündemde olmadığına ve bunun yerine ABD'deki ekonomik büyümenin bu yıl hızlanıp küresel şirket kârlarını artıracağına ikna olmasıyla devam ediyor. Haklılar mı?

PİYASA DEĞERİ VE KÂR

Finans kapitalistleri genellikle bir şirketin değerini hisse senedi fiyatının yıllık kâra bölünmesiyle ölçerler. Bir şirket tarafından ihraç edilen tüm hisseleri toplayıp bunu hisse senedi fiyatıyla çarparsanız, şirketin 'piyasa değerini' elde edersiniz; başka bir deyişle, piyasanın şirketin değerini düşündüğü değer. Bu 'piyasa değeri' yıllık kazancın 10, 20, 30 veya daha fazla katı olabilir. Buna bakmanın bir başka yolu da, bir şirketin piyasa değeri kazancın 20 katıysa ve hisselerini satın aldıysanız, yatırımınızı iki katına çıkarmak için 20 yıllık kâr beklemeniz gerekeceğini söylemektir. Ve bir dizi şirketten bir hisse senedi fiyatı sepeti kullanarak ve bunu endeksleyerek bir borsadaki tüm şirket hisselerinin ortalama fiyatını elde edebiliriz. Bu bize piyasa değerindeki en büyük 500 ABD şirketi için S&P-500 endeksi gibi bir borsa endeksi verir.

“Şirket hisse senedi fiyatları finansal yatırımcıların öznel yargılarına dayandığından, şirketlerin elde ettiği gerçek kârlarla ve şirketlerin sahip olduğu varlıkların (makine, tesis, teknoloji vb.) değeriyle çok uyuşmayabilir. Mevcut durum budur.”

Yani ABD ve diğer borsalar gerçek değerin çok üzerinde havada asılı kaldı. S&P-500'ün hisse senedi fiyat değerlerinin 500 şirketin varlıklarının defter (parasal) değerine oranıyla ölçüldüğünde, (yani Tobin'in Q teorisi) tarihi rekor yüksekliğe yakındı.

Ancak hatırlatalım: “Hisse senedi fiyatlarındaki dalgalanma ne olursa olsun, sonunda bir şirketin değeri yatırımcılar tarafından kâr elde etme kabiliyetine göre değerlendirilmelidir. Bir şirketin hisse senedi fiyatı, gerçek varlıklarının veya kazançlarının birikmiş değerinin çok dışına çıkabilir, ancak sonunda fiyat tekrar aynı çizgiye çekilecektir.” Nisan ayında şunu söylemiştim: "Temel olarak, ABD kurumsal kâr büyümesi yavaşlarsa (ve öyle olmuştur) ve borçlanma faiz oranları yüksek kalırsa, hisse senedi fiyatlarındaki sıkışma sonunda mevcut piyasa patlamasının tersine dönmesine yol açacaktır.”

O zamanlar, patlamada ('Boğa piyasası' olarak adlandırılan) fay hatları belirmeye başlamıştı. S&P 500 hisse senedi endeksi (en büyük 500 ABD şirketi için) neredeyse tamamen yedi büyük sosyal medya, teknoloji ve çip şirketi tarafından yönlendiriliyordu. Sözde muhteşem yedili: Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla. S&P endeksindeki diğer 493 şirketin piyasa fiyatları kazançlara göre neredeyse hiç hareket etmemişti. Bu yüzden tüm piyasa endeksi ‘muhteşem yedili’nin kâr kazanımlarını sürdürmesine bağlıydı.

ÇÖKÜŞÜ POLİTİKA FAİZİ TETİKLEDİ

Çöküşün tetikleyicisi, ABD Federal Rezervi'nin temmuz sonu toplantısında enflasyonun 'yapışkan' kaldığını düşündüğü için politika faiz oranını düşürmemeye karar vermesiyle geldi. Sadece birkaç gün sonra temmuz ayı ABD iş gücü rakamları açıklandı ve bunlar çok zayıf bir büyüme gösterdi, net işler sadece 114 bin arttı, önceki 12 aylık ortalama artışın yarısı.

Ve resmi işsizlik oranı yüzde 4.3'e yükselerek, resesyonu öngören sözde Sahm kuralını tetikledi ve nisan 2023'teki yüzde 3.4'lük pandemi sonrası düşük seviyesinin çok üzerine çıktı. Sahm Durgunluk Göstergesi (eski bir Federal Rezerv ekonomisti olan Claudia Sahm'ın adını taşıyor) bir resesyonun başlangıcı için oldukça doğru bir sinyaldir. Ulusal işsizlik oranının üç aylık hareketli ortalamasının, önceki 12 ayın en düşük seviyesine göre 0.50 yüzde puanı veya daha fazla artması anlamına gelir. Ve bu ihlal edildi.

İMALAT DARALMA BÖLGESİNDE

Aynı zamanda, ABD imalat sektörü, haziran ayındaki 48.5'ten temmuz ayında 46.6'ya düşen son ISM imalat faaliyeti anketine göre derin bir daralma bölgesinde kaldı. (50'nin altındaki herhangi bir puan daralma anlamına gelir.) Temmuz rakamı, kasım 2023'ten bu yana ABD fabrika faaliyetlerindeki en keskin daralma ve son 21 dönemdeki 20. faaliyet düşüşü oldu.

YAPAY ZEKADA ‘ABARTI’NIN ETKİSİ…

Daha sonra, temmuz sonunda üç aylık şirket kazanç sonuçları açıklandığında, ilan edilen iyi sonuçlara rağmen yatırımcılar, ‘muhteşem yedili'nin planladığı yapay zeka ve yarı iletkenlere yönelik büyük sermaye harcamalarının gelecekte daha iyi kazançlar sağlamayacağından endişe ederek satış yapmaya başladılar. Bu şirketler yapay zeka altyapılarına milyarlarca dolar yatırım yaptı, ancak yatırımcılar artık bu yatırımın getirisi hakkında merak etmeye başladılar. Sermaye yatırımcısı şirket Elliot Management, yapay zekanın “Birçok uygulamanın henüz hazır olmaması nedeniyle aşırı abartıldığını” ve kullanımların “Asla maliyet açısından verimli olmayacağını, asla doğru çalışmayacağını, çok fazla enerji harcayacağını veya güvenilmez olacağını” söyledi. Gerçekten de anketler, şu ana kadar firmaların yalnızca yüzde 5'inin operasyonlarında yapay zeka kullandığını gösteriyor ve bu da sınırlı büyümeyi veya en azından yavaş büyümeyi gösteriyor.

JAPONYA POLİTİKA FAİZİNİ ARTIRDI

Durum, Japonya Merkez Bankasının, dolara karşı yenin değerini artırmak ve artan enflasyonu kontrol altına almak amacıyla politika faiz oranını artırma kararıyla daha da kötüleşti. Bu, para spekülasyonunda 'carry trade' olarak adlandırılan şeyi zayıflattı. Spekülatörlerin daha önce sıfır faiz oranlarıyla çok sayıda yen ödünç alıp daha sonra ABD doları varlıkları (teknoloji hisseleri gibi) satın aldığı yer burasıdır. Ancak Japonya Merkez Bankasının eylemi, yen cinsinden borçlanmanın maliyetinin aniden artması ve böylece dolar varlıklarındaki spekülasyonun gerilemesi anlamına geliyordu.

‘KARA PAZARTESİ’ TEKRAR ZİRVEDE

Tüm bu faktörler geçen cuma günü ve ardından gelen 'Kara Pazartesi'de tekrar zirveye ulaştı. Yatırımcılar panikledi, yatırımcı 'korkusunu' ölçen sözde Vix endeksinde ifade edildiği gibi.

Peki bu çöküş ABD ekonomisinin resesyona girdiği anlamına mı geliyor? Çöküşten bu yana, tüm ana akım ekonomistler yatırımcılara her şeyin yolunda olduğuna dair güvence vermek için koşturdu. FT bağırdı: “Herkes sakin olsun!” İşsizliğin hâlâ düşük olduğu, enflasyonun daha da düşeceği ve ABD ekonomisinin bir bütün olarak hâlâ büyüdüğüne dair kanıtlar uzun uzun sunuldu.

Ve borsa piyasalarının 'gerçek' ekonomi olmadığı doğrudur. Özünde, borsa fiyatlarının ifade ettiği şey, yatırımcıların gelecekteki kârlar ve kârlılık hakkındaki beklentileridir (rasyonel veya irrasyonel). Sonunda düdüğü çalan kârlardır. ABD kurumsal kârları geçen yıl bu zamanlarda daralmaya başladı ancak o zamandan beri mütevazı bir toparlanma gösterdi.

Yani belki de bu çöküş sadece bir 'düzeltme'dir, hisse senedi fiyatlarını şirket kazanç büyümesine yaklaştırmaktadır. 1987'de daha büyük bir borsa çöküşü yaşandığında olan da buydu. Haftalar içinde piyasalar toparlanarak yeni zirvelere ulaştı.

Öte yandan, finansal olmayan sektör sermayesinin (kârların kendisi değil) kârlılığı, 2008-9'daki Büyük Durgunluğun sona ermesinden bu yana en düşük seviyede. Bu, gelecekte durgunluk anlamına geliyor.

Borsanın düştüğü ve Büyük Buhran'ın başlangıcını ‘müjdelediği’ 1929 yılı değil. ABD kurumsal kârlılığı 1924'ten bu yana yüzde 13'ün üzerinde düşmüştü. Ancak bu borsa çöküşü şu anda gerçek çıktı, yatırım ve istihdamda bir durgunluğun habercisi olmasa bile, kârlılıktaki mevcut eğilim, bu on yıl bitmeden bir durgunluğun sonunda gerçekleşeceğini gösteriyor.

Michael Roberts Blog'dan Evrensel tarafından çevrilmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Eskişehir'de altın madenine karşı TMMOB'den eylem: Alpagut ve Atalan yok olmasın

SONRAKİ HABER

Tokat'ta orman yangınında, 8 hektarlık alan yandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa