12 Ağustos 2024 14:57

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası: “Sağlıkta şiddet sona ersin”

İzmir Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde güvenlik görevlisi Abdullah Bahur’a yönelik şiddet ile ilgili yapılan açıklamada şiddetin sona ermesi için gereken önlemlerin alınması istendi

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel

Reklam

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası İzmir Şube Başkanlığı, geçtiğimiz hafta İzmir Yeşilyurt’ta yer alan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olan Abdullah Bahur’un darp edilmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Başhekimlik önünde yapılan açıklamada “Sağlıkta şiddet istemiyoruz” sloganları atılırken, basın açıklamasına Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası İzmir Şube Sekreteri Savaş Erdoğan okudu. Öte yandan darbedilen güvenlik görevlisi Abdullah Bahur yaşananları gazetemize anlattı.

SAVCILIK SERBEST BIRAKTI, HASTANE YÖNETİMİ SESSİZ KALDI

Güvenlik görevlisi Abdullah Bahur’un, ziyaret saati dışında ve kalabalık bir şekilde hasta ziyareti yapmak isteyen hasta yakınını uyardıktan sonra hasta yakını tarafından darbedildiğini belirten Erdoğan, “Yaşanan olayda güvenlik görevlisi, kolluk kuvvetlerinin yanında yumruklu saldırıya uğramıştır. Olaydan sonra şahıstan şikayetçi olunmuştur fakat şahıs savcılık tarafından serbest bırakılmıştır. Şiddet gören emekçimize hastane yönetimi tarafından hiçbir geçmiş olsun mesajı verilmemiştir. Yönetim bu olaya sessiz kalmayı seçmiştir. Sağlık emekçilerinin bu saldırılara maruz kalmasını hiçbir şekilde kabullenmeyeceğiz ve normalleştirmeyeceğiz” diye konuştu. 

“TOPLUM SAĞLIKTA ŞİDDET OLAYLARINA KARŞI BİRLEŞMELİ”

Sağlık alanında hekimlerin, hemşirelerin, sağlık emekçilerinin saldırıya, hakarete ve şiddete maruz kaldığını, hatta bununla da bitmeyip cinayetle sonuçlanan olaylar yaşandığını dile getiren Erdoğan, “Son yıllarda sağlık çalışanlarına artan şiddet ve cinayet vakaları toplumsal olarak ciddi bir sorun haline gelmektedir. Toplum için fedakarlıklar yapan sağlık emekçileri, asla bu olayları hak etmiyorlar. Bu durumdan sadece emekçi kardeşlerimiz değil toplum olarak etkileniyoruz. Yaptığı işin karşılığı olarak şiddete maruz kalan herkesin bu işe karşı hassasiyeti azalır. Toplum, bu soruna karşı birleşmez ise ileride daha büyük sorunlar ile karşılaşabiliriz. Pandemi döneminin en büyük sorumluluğunu ve riskini alan sağlık emekçileri, bizleri virüse karşı korumak için kendi hayatlarını tehlikeye atmışlardı. Kendi çocuklarını, sevenlerini bir kenara koyup hastanede zor şartlarda çalışan sağlık emekçileri saldırıya uğramayı ve cinayete kurban gitmeyi hak etmiyor. Bu toplumsal sorunun bir an önce çözüme ulaştırılması gerekmektedir. Bu olayın tek bir sorumlusu yoktur. Sağlıkta şiddetin sadece, taziye mesajı veya haberle çözülmeyeceği aşikardır. Sağlıkta şiddet olayları kınama veya para cezası ile asla son bulmayacak. Bu konuda kimin elini taşın altına koyması gerekiyorsa bir an önce müdahale edilmelidir” ifadelerini kullandı. 

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ İLE BİNDİRİLEN YÜK KABUL EDİLEMEZ”

Son olarak sağlıkta dönüşüm projesi adı altında hastanelerin özelleştirilmesine ve hastalara ticari gözle bakılmasına değinen Erdoğan, “Proje ile sağlık emekçilerinin sırtına bindirilen aşırı yük kabul edilemez. Önlem alınmaz ise sağlık emekçilerine karşı yaşanan şiddet olaylarının önüne geçmek imkansız hale gelecektir. Sağlık hizmetleri temel kanunda değişiklik yapılarak suç ve ceza politikasının yaptırımları ağırlaştırılarak önlem alınmak istenmiştir fakat bunun yanında sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının, özlük haklarının ve ücret haklarının da düzenlenmesi gerekmektedir. Sağlıkta şiddete karşı asla duyarsız kalmayacağız. Emekçi kardeşlerimizin taciz, şiddet ve cinayete kurban gitmelerine göz yumamayacağız. Şiddete uğrayan emekçi kardeşimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, sağlıkta teröre kurban verdiğimiz tüm çalışma arkadaşlarımızı saygıyla ve sevgiyle anıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

“YEDİĞİM YUMRUKLAR YÖNETİMİN SESSİZLİĞİ KADAR ACITMADI”

Saldırıya uğrayan güvenlik görevlisi Abdullah Bahur ise, yaşadıklarını gazetemize anlattı. Ziyaret saati dışında giriş yapmak isteyen hasta yakınlarını uyardığını ve çocukları alamayacağını belirtmesinin ardından küfürlere maruz kaldığını belirten Bahur, “Küfürlerle üzerime yürüdüler. O sırada mesai arkadaşlarım araya girdi ve engel oldular. Ardından ise beyaz kod verdim ve olayı emniyete intikal ettirdim. Tutanak tuttuğumuz sırada hasta yakını geldi. Ben özür dileyeceğini düşünürken, bana polislerin yanında iki yumruk attı. Ardından ise savcılığa çıkmış ancak serbest bırakıldığını öğrendik. Burada insanların can güvenliğini sağlamak için çalışıyoruz ancak bizim can güvenliğimiz yok. Son olarak hastane yönetiminden bir geçmiş olsun mesajı dahi almadım. Diyebilirim ki, yediğim yumruklar hastane yönetiminin sessizliği kadar acıtmadı” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

Reklam