Dokufest'te "Yeni Düzen"in savaşları ve kadın bedeni | Benim bedenim, kimin kararı?
DokuFest , temasıyla “Yeni Düzen”e odaklanırken seçkisinde bu düzenin tahakküm kurduklarının başında kadın ve işçi bedenlerinin geldiğini işleyen filmlerle dikkat çekiyor.
Stray Bodies filminden bir sahne
Nil KURAL
10 Ağustos’ta sonlanan 23. DokuFest Uluslararası Belgesel ve Kısa Film Festivali, Yeni Düzen (New Order) temasıyla savaşların, silahlanmanın ve gitgide derinleşen gelir adaletsizliğinin kol gezdiği bir dünya düzenini işaret etti. Seçkideki filmler sıklıkla, bu ‘yeni-eski’ düzende tahakküm kurulan ve sömürülenlerin başında bedenin ve özellikle de kadın bedeninin geldiğini gösteriyordu.
Festivalin İnsan Hakları Yarışması’ndan En İyi Film Ödülü ile dönen Kumjana Novakova imzalı “Silence of Reason”, Yugoslavya İç Savaşı sırasında Bosnalı kadınların Sırplar tarafından kitlesel tecavüze uğramasını, kadınların mahkeme verdikleri ifadeler ve suç mahallerinin fotoğraflarıyla gösteren bir makale film. Kuzey Makedonya-Bosna Hersek ortak yapımı filmde, kanıtlar ve ifadelerle kurulan mesafeli anlatım, daha önce kurgusal sinemanın da işlediği bu savaş suçunu daha da kan dondurucu bir şekilde resmediyor. Ataerkil ve askeri düzende savaşın kadın bedenine nasıl amansız bir saldırı gerçekleştirdiğinin altını çizen film, bir kabusu andırsa da tamamen karanlık değil. Zira yaşadıklarını saklamayıp kitlesel tecavüzü dünyaya duyuran Bosnalı kadınlar, filmde gösterilen hukuki sürecin sonunda savaşın bir parçası kabul edilen ve neredeyse sorgulanmayan tecavüzü insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında kabul ettirdiler.
Bosnalı kadınların cesareti ve hukuki kazanımları kadın bedeninin savaş bölgelerinde sömürülmesini durdurmuş değil. Festivalin İnsan Hakları Yarışması’nda yer alan Hasan Oswald imzalı “Mediha”, çocukken IŞİD tarafından kaçırılan ve birkaç yıl sonra amcasının çabalarıyla kurtarılan ergenlik çağındaki Mediha’ya odaklanıyor. ABD yapımı filmde, Yezidilere zulüm eden IŞİD tarafından esir alınmasından sonra bir köle gibi alınıp satılan Mediha’nın travmasını anlattığı video günlüklere, ailenin IŞİD tarafından kaçırılan diğer üyelerinin kurtarılma çabaları da eşlik ediyor.
Mediha, Ankara’da onu kaçıran IŞİD’li aileyle yaşadığı ortaya çıkan küçük kardeşinin kurtarılmasını beklerken IŞİD’in elinden alınmış diğer erkek kardeşlerinin bakımını da üstleniyor. Mediha’ya yakınları tarafından geçmişi unutması öğütlenirken, genç kadın yaşadıklarını unutup bu kabusu atlatmakta güçlük çekiyor. Film, Mediha üzerinden IŞİD’in kadınlara uyguladığı zulmü birçok yönüyle işliyor. Mediha’nın “Silence of Reason”ın kadınlarıyla bir diğer ortak noktası da işkencecilerinden birini tespit edip hukuki süreç başlatan bir avuç insandan biri olması.
Elina Psykou imzalı “Stray Bodies”, kadın bedeninin sadece savaşta değil, günlük yaşamda da din, siyaset veya toplumun ilerici olmayan bir bölümü tarafından nasıl etkilendiğini gösteriyor. Yunanistan-İsviçre-İtalya-Bulgaristan ortak yapımı olan ve festivalin Balkan Yarışması’ndan mansiyon ödülü kazanan film, üç kadına odaklanıyor: Malta’da kürtaj yasak olduğu için İtalya’ya giden Robin; İtalya’da evli olmayan kadınlara tüp bebek tedavisi olmadığı için Yunanistan’a giden Gaia ve Yunanistan’da yaşayan ve tedavi edilemeyen bir hastalık nedeniyle ötanaziyi seçmek isteyen Kiki. Kadınların kürtaj hakkı gibi kazanımlarının geri alındığı günümüzde, “Stray Bodies” çok yönlü bir anlatımla ölüm kalım meselelerini işlese de oyuncu bir anlatımı seçiyor. Film, “benim bedenim, benim kararım”ı izleyicisine güçlü bir şekilde hissettiren, bedenlerimizle ilgili kararların siyaset veya din üzerinden alınmasına karşı açılan bir isyan bayrağı gibi.
Festivalin ulusal kısa yarışmasından Yetenek Ödülü’nü kazanan “Workers’ Wings” ise sömürülen işçi bedenleri üzerine. Kosova yapımı ve Ilir Hasanaj’ın imzasını taşıyan filmde, iş kazalarında bedenleri hasar gören işçilerin anlatımlarına güçlü portreler ve endüstriyel görüntülerle örtüşen bir ses kurgusu eşlik ediyor. Yaratıcı bir anlatımı başarıyla kuran film, bedenleri sermaye tarafından hiçe sayılan işçilerin yüzlerinde sömürü düzeninin izlerini akıldan çıkmayacak bir güçle yakalıyor.
DOKUFEST’TE TÜRKİYE
Geçen yıl “Boşlukta” ile festivalden En İyi Balkan Filmi Ödülü’nü kazanan Somnur Vardar’ın Balkan yarışması jürisinde yer aldığı festivalde Türkiye yapımı iki film izleyiciyle buluştu. Berke Baş’ın yönettiği “Dargeçit”, festivalin Hakikat Belgeselleri Yarışması’nda yer aldı. 1995’te Mardin Dargeçit’te kaybolan Kürt gençlerin ailelerinin ve avukatlarının davayı sürdürme ve adalet arayışını uzun zaman boyunca takip eden belgesel, bu yılki İstanbul Film Festivali’nden En İyi Belgesel Ödülü ile dönmüştü. Yakup Tekintangaç’ın dünya prömiyerini Obenhausen Kısa Film Festivali’nde yapan filmi “Morî” ise festivalde Kısa Film Yarışması’nda izleyiciyle buluştu. Kurmaca film, babasını özleyen Morî adlı küçük kızın yeni atanan köy öğretmenini babası sanması üzerinden ilerliyor. Türkiye kökenli İsveçli Yönetmen Aylin Gökmen’in imzasını taşıyan ve Balkan Yarışması’nda yer alan kısa metraj “O gün bu gündür, uçuyorum” ise Vakıf adlı 60 yaşındaki Kürt bir adamın gençliğine damga vuran bir travması üzerine.