14 Ağustos 2024 05:40

CVK zehrini katlayacak

CVK’nın Kaz Dağlarındaki maden işletmesi kapasite artışına gidiyor. Flotasyon tesisinin kapasitesinin artırılması ve ilave atık depolama tesisi (ADT) yapma planını Eşref Atabey değerlerdirdi.

Fotoğraf:Özer Akdemir / Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
Çanakkale

Çanakkale’nin Yenice ilçesi Karaaydın köyü yakınlarında faaliyet gösteren CVK Maden İşletmelerinin kapasite artışına gittiği; kurşun, çinko, bakır madeni çevre ve sağlık açısından bölgedeki canlı yaşamını tehdit ediyor. Çevresinde birçok barajın bulunduğu maden işletmesinin çevre ve sağlığa etkilerini sorduğumuz Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Eşref Atabey, kullanılan kimyasalların yanı sıra maden işletmesinin asıl tehlikesinin asit maden drenajı olacağını söyledi.

MADEN İŞLETMESİ KAPASİTESİNİ 3.5 KAT ARTTIRMAK İSTİYOR!

Son kapasite artışı projesi ile mevcut flotasyon tesisinin kapasitesinin artırılması ve ilave olarak yeni bir atık depolama tesisi (ADT) yapmayı planlayan CVK Maden İşletmeleri kurşun, çinko, bakır flotasyon tesisi ve atık depolama tesisi için, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 16.03.2010 tarihinde ÇED olumlu kararı verilmişti. Şirket 68 bin 210.4 metrekarelik alanda 300 ton/gün kapasite ile faaliyete başlamıştı. Şirket kapasite artışı projesi ile mevcut flotasyon tesis kapasitesini günlük 300 tondan 1000 tona çıkararak 3.5 kat kapasite artışı planlıyor. Projeye göre 4.99 hektarlık alanda 250 bin metreküp hacme sahip olacak şekilde yeni bir ADT alanı inşa edilecek.

KULLANILACAK KİMYASALLARIN SAĞLIK ETKİLERİ

Tesisteki üretim süreci ile ilgili bilgi veren Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey cevherin kırılıp, öğütüldükten sonra yüzdürme tesisine gönderildiğini, burada kurşun, çinko ve bakırın ayrı ayrı işlemlerle alındığını dile getirdi. Atabey, kurşun elde etme aşamasında pH (asitlik-baziklik) (ortam düzenleyici) olarak sodyum metabisülfit ve zaman zaman kireç kullanılacağını, çinko bastırıcı olarak çinko sülfat, pirit bastırıcı olarak ise demir sülfat, köpürtücü olarak ise butil kullanılacağını belirtti. New Jersey Sağlık Servisi kataloğuna göre; sodyum metabisülfitin solunduğunda insan sağlığına etkisi olduğunu dile getiren Atabey bu etkileri şöyle sıraladı, “Temas halinde cildi ve gözleri tahriş eder. Sodyum metabisülfitin solunması burun boğazını ve akciğerleri tahriş ederek öksürüğe, hırıltıya ya da nefes darlığına neden olabilir. Sodyum metabisülfit astım benzeri bir alerjiye neden olabilir. Gelecekte maruz kalma nefes darlığı, hırıltılı öksürük ya da göğüste sıkışma gibi ataklara neden olabilir.”

İşletmede çinko mineralini canlandırmak için bakır sülfat pH düzenleyici olarak ta kireç kullanılacağına işaret eden Atabey, bu devrede ayrıca sodyum silikat ve potasyum amil kısantat kullanılacağına dikkat çekerek, “Bu kimyasalların hava su ve nemli ortamda birbiriyle reaksiyona geçip, insan sağlığı için zararlı duruma geçebileceği gözden kaçırılmamalı” uyarısında bulundu.

OLUŞACAK ATIKLAR TEHLİKELİ ATIK SINIFINDA

İlave atık depolama tesisi hacminin 250 bin m3 olacağına dikkat çeken Atabey, “mevcut atık depolama tesisi ve ilave planlanan atık depolama tesisi için, cevher zenginleştirme tesisi faaliyetinden kaynaklı oluşacak atık tehlikeli sınıfındadır. Dolayısıyla tehlikeli atıktır. Çevre ve insan sağlığı yönüyle risk taşımaktadır” dedi.  

"MADEN İŞLETMELERİ VERDİĞİ TAAHHÜTLERE UYMUYOR"

Ortaya çıkan atıkların, atık depolama tesisinde ulusal ve uluslararası standartlara uygun şekilde geçirimsiz taban teşkili oluşturulacağı ve sıfır deşarj politikası ile gerekli tüm önlemler, depremsellik gibi faktörler dikkate alınarak inşa edileceğine yönelik ÇED raporundaki ibarelerin “taahhütten ibaret” olduğunu kaydeden Atebey şöyle konuştu; “Bu taahhütlere şimdiye kadar hiçbir madencilik faaliyetinde uyulduğuna şahit olunmamıştır. Örneklerinde görüldüğü üzere maden terk edildikten sonra yıllarca çevreyi, suyu ve havayı kirletmeye devam etmektedirler”.

YER ÜSTÜ VE YER ALTI SULARI KİRLENECEK

CVK Madencilik’te en tehlikeli kirlenmenin asit maden drenajı (ADT) olacağı uyarısında bulunan Atabey, “Bu maden cevheri içinde asit maden drenajına yol açan en önemli mineral olan pirit ve kükürt elementi bulunmaktadır. Maden ocağı ve pasaların içindeki sülfürlü mineraller hava ve nemin etkisiyle sülfürik asite dönüşür, pasalardan süzülen ve pasa tabanında biriken bu asidik su toprağa ve su kaynaklarına ulaşarak, tüm canlı varlığı için tehdit oluşturur. Bu madende asıl tehlikenin asit maden drenajı olduğunu belirtmek isterim” dedi.

Atabey, jeolojik olarak ÇED alanında yer alan kayaların geçirimli özelliği bulunduğunun altını çizerek, “Maden sahasından kaynaklı kimyasallar, toz ve asit maden drenajı olayında drenaj ağıyla çevredeki dere ve çaylar, yer altı suları kirlenecektir” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Mersin Silifke’de orman yangını

SONRAKİ HABER

Cengiz Holding yaşam alanlarına saldırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa