13 Ağustos 2024 17:15

"Gençliğin öfkesi aşırı sağ ile manipüle ediliyor"

Eskişehir’de üzerinde Nazi amblemleri bulunan 18 yaşındaki Arda Küçükyetim'in 5 kişiyi bıçakla yaralamasının ardından sosyal medyada görünür olan gençlerin aşırı sağcı eğilimleri yeniden tartışılıyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

Eskişehir’de başında Nazi miğferi, üzerinde gamalı haç bulunan, Nazilerin “Kara Güneş” amblemi bulunan bir hücum yeleği giyen 18 yaşında Arda Küçükyetim, Tepebaşı Camisi’nden çıkanlara bıçakla saldırdı. 2’si ağır 5 kişi yaralandı, saldırı ile ilgili yayın yasağı kararı alındı, saldırgan gözaltına alındı. Küçükyetim, üzerine taktığı kamerayla saldırı anlarını canlı yayınladı. Saldırının ardından Küçükyetim’in ‘manifestosu’ ortaya çıktı. 2006’da Eskişehir’de doğduğunu söyleyen Küçükyetim, yazdığı metinde “İnsanlığa nefretim ortaokul sonlarına doğru başladı, ortaokul bittiğinde ise büyük bir depresyona girmiştim. Hayat yaşamaya değer değildi, bu boktan sisteme köle olmak mantıklıca gelmiyordu” ifadelerini kullanıyor. Kendisini ‘Nasyonal Sosyalist’ olarak ifade eden Küçükyetim’in ‘manifestosu’nda kendisi gibi gençler için ‘saldırı yöntemi önerileri’ var.

Saldırganın çeşitli sosyal medya platformlarındaki kullanıcı ismi ‘Skreewie’. Küçükyetim’in oynadığı oyunlardan çeşitli video paylaşım platformlarında beğendiği videolara kadar pek çok bilgisine erişilebiliyor. İntihara ilişkin oluşturulan bir forum sitesinde aynı isimli kullanıcıya ait 26 Nisan tarihli bir girdide kullanıcı, birkaç defa intihar girişiminde bulunduğunu ancak cesaret edemediğini anlatıyor. Üç buçuk ay önce 18 yaşına girdiğini anlatarak ebeveynleriyle iletişiminden yakınıyor: “Beni her saniyesinin acısını çekeceğim bir geleceğe zorluyorlar.” Bir işte çalışmak istemediğini, ekonomik bağımsızlığını kazanamayacağı için ailesiyle aynı evde yaşamak zorunda kalacağından bahsediyor, forum kullanıcılarından destek istiyor.

AŞIRI SAĞCI GENÇLER İNTERNET PLATFORMLARINDA BULUŞUYOR

Arda Küçükyetim, ucu bir saldırıya varan ilk örnek olsa da fikirleri ve savunuları ilk ve tek değil. Batı’dan ithal edilmiş kelimeler ve fikirlerle örgütlenen gençler; ‘anonymous board’ denen, anonim kalabilecekleri mecralarda pek çok konuda fikirlerini paylaşıyor. Birbirlerinin fikirlerini besliyor ve bir anlamda ‘dijital’ şekilde örgütleniyorlar. Yurt dışında benzer fikirdeki gençlerce örnek alınan ‘mass murderer/cleaner’ (toplu katliam faili) örnekleri aynı Küçükyetim’in manifestosunda olduğu gibi Türkiye’deki bu platformlarda da tartışılıyor. Geleceksiz olduğundan, ebeveynleriyle iletişiminden, ‘dünyanın anlamsızlığından’ yakınan bu gençler dünyada yükselen aşırı sağ ile kadın düşmanı, ırkçı, göçmen düşmanı radikal fikirlerle besleniyor. Türkiye’de de çeşitli platformlarda uzun zamandır ‘incel’ gibi terimlerle anılan bu gençlerin sokağa yansıyan ilk saldırısı Eskişehir’de gerçekleşti. 20 seneye yakın süredir bu toplumsal koşullarda, bireycilikle yoğrulan bu gençlerin eğilimi ‘oyun bağımlılığı’ ile açıklanmaya çalışılsa da saldırıdan yalnızca birkaç saat sonra Arda Küçükyetim için yapılan övgü dolu video kurguları göz önünde bulundurulunca bu iddialar yalnızca yetersiz kalmıyor, aynı zamanda devasa bir buzdağını görünmez kalıyor.

"AŞIRI SAĞIN SOKAKTAKİ İLK YANSIMASI"

Yükselen aşırı sağın gençler üzerindeki etkisini Fatih Yaşlı, Evrensel’e anlattı. Saldırı haberi sosyal medyaya ilk düştüğünde saldırıyı “ülke tarihinin ilk kanzi eylemi” olarak nitelediğini aktaran Yaşlı, “kanzi” kelimesini radikal sağ karşıtı gençlerin, radikal sağ fikirlere sahip gençlerle dalga geçmek için kullandıkları bir tabir olarak ifade ediyor. “Kanziliğin” gençlik arasında giderek yayıldığını vurgulayan Yaşlı, “Şimdiye kadar Türkiye’de radikal sağın yükselişi daha çok internete, sosyal medyaya yönelik bir olguydu, tepkilerini masa başında, klavye aracılığıyla veriyorlardı. Eskişehir saldırısı ise sokağa taşan ilk eylem oldu” diyor. Eylemin radikal sağın küresel karakterine uygun bir şekilde, örgütlü olmayan bir “yalnız kurt” eylemi olduğunu vurgulayan Yaşlı, benzer eylemler yapma çağrısı olan ‘manifesto’nun başka saldırıları tetikleme ihtimalinin ilerleyen zamanlarda belli olacağını söylüyor.

"GENÇLİĞİN ÖFKESİ RADİKAL SAĞ İLE BİRLEŞİYOR"

Hem dar hem geniş tanımlı işsizliğin arttığını, genç işsizliğinin inanılmaz boyutlara vardığını hatırlatan Yaşlı, “Sinemaya, tiyatroya, kafeye, bara gitme olanakları neredeyse tamamen ellerinden alınmış, sosyalleşmek için maddi olanaklara sahip olmayan, geleceksizleştirilmiş ve tüm bunlar nedeniyle son derece umutsuz bir kuşak var karşımızda” diyor. Buna karşı biriken öfkeyi -güçlü bir sol siyasetin ve emek hareketinin yokluğunda- radikal sağın politize ettiğinin altını çizen Yaşlı, bu manipüle edilmiş öfkenin yöneldiği kesimin bugün göçmenleri hedef aldığını ifade ediyor. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin faturasının göçmenlere kesildiğini, merkezine Arap düşmanlığını alan yeni bir ırkçılığın inşa edildiğini anlatan Yaşlı, “Bu büyük ölçüde içeriksiz bir ‘seküler’ tutumla destekleniyor. Dolayısıyla Türkiye’nin yaşadığı çoklu kriz ve bu krize karşı sol bir alternatif ortaya konulamaması, küresel ölçekte yükselen radikal sağ dalganın da desteğiyle Türkiye’de faşizmin yeni bir versiyonunu, yeni bir radikal sağ yükselişi beraberinde getiriyor. Bu yükselişe kapılan gençler açısından artık ırkçılık utanılacak, mahcup bir şekilde savunulacak bir şey değil; bilakis bununla gurur duyuluyor ve övünülüyor” diyor.

ÖZDAĞ’I AŞAN BİR SOKAK HAREKETİ İHTİMALİ

Aşırı sağa yatkın, ırkçı fikirleri paylaşan gençlerin asıl iletişim ve örgütlenme kanalının internet olduğunu vurgulayan Yaşlı, Batı radikal sağının ‘ithal’ edildiğini ifade ediyor. ‘Marjinal’ denebilecek küçük oluşumların internet dışında da toplantılar gerçekleştirdiğini aktaran Yaşlı, esas politik örgütlenme kanalı olarak Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ni işaret ediyor. Zafer Partisi’nin seçmen kitlesinin çoğunluğunu ergenlikten yeni çıkmış gençlerin oluşturduğunu, Özdağ’ın dünyadaki muadillerine benzer yöntemlerle gençleri etkilediğini söyleyen Yaşlı, bu politikaların etkisini şöyle anlatıyor: “Özdağ’ın merkezine sığınmacı/göçmen düşmanlığını koyan ve Türkiye’deki bütün sorunları buraya bağlayan söylemi gençler arasında ciddi bir karşılık buluyor ve buradan klasik ülkücülükten farklı yeni bir faşist siyaset üretiliyor. Öte yandan Özdağ’ın bilinçli bir şekilde bu gençleri şimdilik sokaktan uzak tuttuğunu, faşist hareketlere temel karakteristiğini veren sokak siyasetinden kaçındığını görebiliyoruz. Bunun ne kadar böyle devam edeceğini bilemiyoruz ama bu ‘pasif’ tutum, ileride bir itiraza ve sokağı önceleyen hareketlerin ortaya çıkışına yol açabilir.”

"MANİFESTO"DA GEÇEN İSİMLER

Küçükyetim'in 'manifestosu’nda bugünün “azizleri” olarak andığı dört isim var. Anders Behring Breivik, Brenton Tarrant, Stephen Paddock, Timothy McVeigh. Çeşitli yerlerde terör saldırıları düzenlemiş bu insanlara özeniyor ve örnek alıyor.

  • Bu isimlerden Anders Behring Breivik, Norveçli bir aşırı sağcı. Göçmen karşıtı ve ‘beyaz üstünlükçü’ olarak anılıyor. 32 yaşındayken, 2011’de, Norveç’te 77 kişinin öldüğü, 242 kişinin ise yaralandığı bir terör eylemi gerçekleştirdi. Brenton Harrison Tarrant de Avusturalyalı bir toplu katliam faili.
  • Yine kendisini ‘beyaz üstünlükçü’ olarak tarif eden Tarrant, bir camiye düzenlediği saldırıda 51 kişiyi öldürdü. Tarrant’ın 14 yaşından beri 4chan platformunu kullandığı ifade ediliyordu.
  • Stephen Craig Paddock ise Nevada'da yaşayan emekli bir muhasebeciydi. 1 Ekim 2017’de Nevada'da bir country müzik festivalindeki konserde bir otelin odasındaki pencereden silahla konser alanını tarayarak 58 kişiyi öldürdü ve 489 kişiyi yaraladı. Polis tarafından yeri tespit edilince intihar etti.
  • Timothy McVaigh ise Oklahoma City’de bombalı bir saldırı gerçekleştirdi. 19 Nisan 1995’te gerçekleştirilen katliamda 19’u çocuk 168 kişi öldü, 680 kişi yaralandı. Alfred P. Murrah Federal Binasının üçte biri yok oldu.

BAKANLIKLAR SUÇU OYUNLARA ATIYOR

Gittikçe yaygınlaşan ve Eskişehir’de bir saldırıya dönüşen bu eğilime karşı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tavrı oyunları suçlamak oldu. Yakın zamanda Instagram ve Roblox’a getirilen erişim engellerinin ardından bunun da bir sansür bahanesi olup olmayacağı özellikle gençler tarafından tartışılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, suçu ‘dijital bağımlılıkta’ bularak şunları söyledi: “Dün Eskişehir'de bir genç oynadığı savaş oyunlarının etkisiyle kesici aletle sokakta vatandaşlarımıza saldırıda bulundu ve maalesef 5 vatandaşımızın yaralanmasına sebep oldu. Ben öncelikle yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Psikososyal destek ekiplerimiz hem yaralı vatandaşlarımıza hem de ailelerine gereken psikososyal desteği sağlamaktadır. Tüm tedavi süreçleri yakından takip edilmektedir. Aslında yaşadığımız bu olay dijital ve oyun bağımlılığının çocuklarımızın, gençlerimizin sağlığını olumsuz etkilediğinin somut bir göstergesidir. Daha önce de oyunların olumsuz etkilerinin neden olduğu vakalarla karşı karşıya kaldık. Bugün oyun bağımlılığı ciddi bir sorun. Dün yaşanan bu olay, durumun vahametini ve aciliyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Ailelerden de bu konuda mesajlar alıyoruz. Geçtiğimiz Mayıs ayında kamuoyuyla paylaştığımız Aile Eylem Planı'mızda da önemli yer verdiğimiz dijital bağımlılıkla mücadele etmeye kararlıyız.”

ÖNCEKİ HABER

SİYAD Altın Portakal’dan çekildi

SONRAKİ HABER

Özel yurt ve kiralık ev fiyatlarına yüzde 60'a varan zam yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa