Kamu işçisinin mektubu: İnisiyatif alıp işin başına geçelim

Bir kamu işçisi
Ankara

700 bin kamu işçisinin aylardır ek zam ve vergide adalet talebiyle verdiği mücadele Türk-İş bürokratları tarafından gözle görülmeyip, kulaklar tıkanıyor. Bu uzun süreçte başta askeri iş kolunda çalışan Eskişehir, İstanbul ve Kayseri’deki Harb-İş üyesi işçiler, yine Eskişehir’de TÜRASAŞ işçileri kent merkezine yürüyerek Ergün Atalay ve sendika genel başkanlarını istifaya davet etti. Harb-İş üyeleri sendika genel merkezlerinin umursamaz tavırlarına rağmen başlattıkları mücadele ateşine kaldıkları yerden devam ediyor.

Sendikal bürokrasinin başındaki zat Ergün Atalay “Bu kriz diğerlerinden farklı, kamu işçileri dip noktayı görüyor” diye laf kalabalığı içeren açıklama yapmaya devam ediyor. 6 Ağustos’ta Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantısında tekrar toplantı yapmak üzere bir karar çıktı. Bu bölge toplantılarında ise işçilerin taleplerini tam olarak karşılamayan eylem kararları açıklandı. Bu kararları açıklarken halen tek adam iktidarından ve onun bakanlarından beklenti içinde olduklarını dile getirdiler. Tepkiler biraz artınca zaman kazanmak için laf kalabalığı yapıp top çevirecekler. Önümüzdeki iki üç ayı böyle geçiştirip “Sözleşmede alacağız, sözünü aldık” deyip mart ayını işaret edecekler. Sonra ne olacağını hepimiz biliyoruz; öyle bir kamu çerçeve protokolü imzalayacaklar ki, bunu başarı diye sunacaklar ama çok geçmeden enflasyonun altında ezileceğiz. Boş laftan usandık, bir yaptırım uygulamalıyız ve gerçekten bir yaptırım uygulamak için iş yerlerinde üretimi etkileyecek eylemler yapılmalı, grev kararı alınmalıdır. Bizden yıllardır aldıkları aidatları bir yerlerde biriktirip grev sürecinde işçiye destek ödemesi için ‘ihtiyat akçesi’ olarak ellerinde tutmaları gerekir.

Peki biz işçiler ne yapmalıyız? Geçtiğimiz günlerde Kayseri’de şube binasına gidip yönetimi istifaya çağıran, İstanbul’da şubeye gidip açıklama yapan, Eskişehir’de emek nöbeti yapan Harb-İş üyesi işçiler yürünecek yolu işaret etmiştir. Aynı zamanda 1989 Bahar Eylemleriyle başlayan ve sonrasında günlerce süren grev ve direnişler de kamu işçileri açısından önemli bir deneyimdir. Buradan tüm kamu işçilerine şu çağrıyı yapmak istiyorum. İş yerlerinde ve atölyelerde sendikal bürokrasiden medet ummayalım. Birliğimizi sağlayalım, inisiyatif alalım, eylem komiteleri kurarak üretimden gelen gücümüzü kullanalım. Başka türlü kazanamayacağız.