EMEP Milletvekili Karaca'dan iktidara: Söylemler iki yüzlü davet göstermelik
Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın Meclis’te ağırlanması vesilesiyle iktidarın İsrail’e karşı tutumunu değerlendirdi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, mecliste Mahmut Abbas’ın genel kurula sesleneceği oturumun öncesinde bir basın toplantısı yaparak, partisinin bu ziyarete ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
Oturuma, Filistin halkının onurlu direnişine ve yaşam mücadelesine saygıları ve destekleri dolayısıyla, tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan soykırımı lanetlemek ve Filistin halkının yanında olduklarını ifade etmek üzere katıldıklarını söyleyen Karaca, "Erdoğan ve tek adam yönetimi için bu olağanüstü toplantı, Filistin halkı için sahte gözyaşları dökme siyasetine yeni bir halka eklemekten öte bir anlam ifade etmiyor” dedi.
İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgali genişletmenin yanı sıra Lübnan’a, Suriye’ye ve İran’a saldırılar düzenleyerek bölgesel ve uluslararası genişlikte savaş kışkırtıcılığıyla bütün halklara karşı suç işlediğini belirten Karaca, İsrail’in Ortadoğu’daki ateşe daha çok aktörü dahil etme peşinde olduğunu söyledi.
"İsrail’in saldırıları sadece emperyalistlerden değil, bölgede emperyalizmin işbirlikçisi olan devletlerin laftan öteye gitmeyen işgal karşıtlığından da güç alıyor” diyen Karaca, İsrail’in saldırıları sürerken bu ülkeyle ticari ilişkileri durdurmayan AKP iktidarının bunun açık bir örneği olduğunu vurguladı.
"TÜRKİYE'NİN İSRAİL'İ DESTEKLEYEN ABD EMPERYALİZMİNE BAĞIMLILIĞI ORTADA"
Karaca, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İsrail’e gireriz’ sözü bomboş bir tehdit, ülke içine ve dışına yönelik bomboş bir hamasetten ötesi değil. Türkiye’nin İsrail’i destekleyen ABD emperyalizmine bağımlılığı ortada. İsrail yönetimi de zaten Erdoğan’ın, başta ABD olmak üzere İsrail’e destek veren emperyalist güçlerle ipleri germeyi göze alamayacağını ve tepkilerinin söylemle sınırlı kalacağını bilmenin özgüveniyle, Erdoğan’ı hiç takmayarak hareket ediyor” dedi.
“İsrail bugünkü saldırıları yaparken kimden, nereden güç alıyor? Bu saldırganlığına nasıl devam edebiliyor?” diye soran Karaca, siyonist İsrail devletinin, “hem ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki 'savaş uçak gemisi’, hem de bölge ve dünya halklarını gerginlik, çatışma ve savaşlara sürükleyen bir provokatör korsan, emperyalistlerle iş birlikçi gerici diktatörlükleri, kendi politikasına ortak olmaya zorlayan bir provokasyon gücü” olduğunu söyledi.
"AKP GÖSTERMELİK DAVETLERLE İSRAİL’İ KORKUTAMAZ"
Tek adam iktidarı altındaki Türkiye’nin, gerçekte, bugün mecliste ağırladığı Mahmut Abbas nezdinde Filistin halkının değil, Filistin’i kana bulayan Amerika’nın, onun bölgedeki soykırım üssü siyonist İsrail’in bağımlı dostu olduğunu vurgulayan Karaca, iktidarın tutumunu şu sözlerle eleştirdi:
"Erdoğan kalktı Rize’de dedi ki: ‘Biz ticâretimizi kestik’. Ne zaman kesti? Halk nezdinde İsrail’le ticari ilişkileri iyiden iyiye faş olunca. Kesmediğini, sadece gözlerden kaçırdığını, ticaretin olanca hızıyla sürdüğünü onurlu gazeteciler, mücadeleci gençler belgeleriyle ortaya seriyor. Bu yüzden baskı görüyorlar, gece yarısı ev baskınlarıyla göz altına alınıyorlar. Gerçek faşizm uygulamaları gerçekler ortaya çıkmasın diye her gün üstümüze boca edilirken, dijital faşizm lafazanlıklarıyla sosyal medya yasaklarıyla halk, büyük bir hamasete kurban ediliyor, iktidar bir yandan da baskıcı uygulamalarını gündelikleştirip, halkı tepkisizleştirmeye çalışıyor. Erdoğan hem iç politikada kaybettiği itibarı onarmak hem de bölgede çalınan savaş davullarından birinin tokmağını tutmak için atıp tutuyor. Söze geldiğinde 'Netanyahu’nun Hitler olduğu'nu haykıran Erdoğan yönetimi, Türkiye’deki NATO olanaklarının ve Kürecik Üssü’nün İsrail savunmasının hizmetine sunulmasına ses çıkarmıyor. Böylelikle, İsrail’e bu vahşeti sürdürme cesaretini bizzat kendisi veriyor.”
"NATO’DAN ÇIKILMALI, ÜSLER KAPATILMALI"
Türkiye’nin bölgedeki savaşlardan pay kapmak üzere 2024 yılı için askeri harcamalara ayırdığı bütçenin 1 trilyon 133 milyar lira olduğunu hatırlatan Karaca, “12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, Kamuda Tasarruf Paketi gibi bir dizi ekonomi-politik plan ve programla halkın boğazına basıyorlar. Silah ve savunma sanayi üzerine yoğunlaşan şirketlerin de olduğu tekellere vergi affı ve teşviklerle milyarlar akıtmaya devam ediyorlar. İktidar, yerli-yabancı sermayedarlara ülkenin tüm kaynaklarını peşkeş çekerek, sermayedarların çıkarı için halkı çatışmalara ve tarafı olmadığı savaşların merkezine iterek ABD emperyalizminin işbirlikçisi olma pozisyonunu koruyor.”
Türkiye açısından Filistin’e desteğin ancak İsrail ile olan tüm ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi, Türkiye’nin üye olduğu savaş örgütü NATO’dan çıkması, ülkedeki yabancı askeri üslerin kapatılması, ülkeyi bağımlı hale getiren tüm ekonomik ve siyasi anlaşmaların iptal edilmesi gibi taleplerle anti-emperyalist mücadelenin büyütülmesiyle mümkün olduğunu söyleyen Karaca bunlar yapılmadıkça hiçbir genel kurul ağırlaması, hiçbir hamaset Filistinli bebeklerin ölümünü durduramayacağını dile getirdi. (HABER MERKEZİ)
