15 Ağustos 2024 15:12
Son Güncellenme Tarihi: 15 Ağustos 2024 16:30

Mahmud Abbas TBMM'de konuştu: Gazze’siz bir Filistin devleti olamaz

TBMM Genel Kurulu olağanüstü toplandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Genel Kurul'a hitap etti, "Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin devleti de olamaz" dedi.

Fotoğraf: AA

Paylaş

TBMM Genel Kurulu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Filistin halkının sesini duyurmak için Genel Kurul'a hitap etmesi amacıyla olağanüstü toplandı. Abbas'dan önce konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Yaser Arafat, Şeyh Ahmet Yasin ve İsmail Haniye'yi andı. Kurtulmuş, "Filistin meselesi bizim için milli bir davadır" dedi. Abbas, "Halkımız vatanına, kutsallarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun gaspçıları, işgalcileri def edecektir" ifadelerini kullandı. "Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin devleti de olamaz" dedi, "Barış ve güvenliğe giden yol Filistin ile başlar, Filistin ile biter" diye ekledi. "Topraklarımızı bir karış dahi parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz" diyen Abbas, "Filistin liderliğindeki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitme kararı aldım ve bunu yapacağım" duyurusunda bulundu. Bütün Arap ve İslam ülkeleri lideri ve BM'nin yetkililerini de "bu insani görevi beraber yerine getirmeye" çağırdı.

Milletvekillerinin yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dahil çok sayıda davetli de Genel Kurul salonunda dinleyiciler arasında yer aldı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmayı dinlemek üzere Genel Kurul'a Cumhurbaşkanlığı locasına geldi. Meclis Başkanı ve vekiller, üzerinde Filistin ve Türkiye bayraklarının yer aldığı kefiyeler taktı.

KURTULMUŞ, ARAFAT'I, YASİN'İ VE HANİYE'Yİ ANDI

Toplantı yeter sayısına ulaşılmasının ardından Abbas'ın konuşma yapması oylandı ve kabul edildi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bugün tarihi bir oturuma ev sahipliği ediyor, tarihi bir olaya şahitlik ediyoruz. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin davasını TBMM üzerinden bütün dünya kamuoyuna bir kere daha anlatma fırsatını bulacaktır.

On yıllar boyunca Filistin topraklarında her türlü zulme maruz kalan, yerlerinden edilen, evleri işgal edilen, şehit edilen, her türlü zulme ve işkenceye uğrayan ama mücadeleden vazgeçmeyen ve direnen, bugüne kadar Filistin davasını getiren bütün büyük mücahitleri saygıyla anıyorum. Filistin davasının geçmiş büyük önderlerinden sadece iki tanesinin ismini TBMM'de anıyorum. Yaser Arafat'ın ve Şeyh Ahmet Yasin'in şahsında Filistin davasının büyük mücahitlerini ve mücahidelerini rahmetle, şükranla ve minnetle anıyorum.

Ayrıca 8 Ekim'den bu yana sayıları 40 bini aşmış bulunan Gazze şehitlerinin her birisini saygıyla yad ediyoruz. Çoğu kadın ve çocuklar olan masum insanların hayattan koparılışını izleyen dünyayı da bir kere daha sorumluluk almaya davet ediyoruz.

Gazze şehitlerinin öncüsü, serdarı şüheda, Gazze'nin seçilmiş ilk başbakanı İsmail Haniye kardeşimizin şahsında bütün Gazze şehitlerini rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyoruz. Haniye'nin insanlık tarihine geçen tavrı 3 çocuğu ve 4 torunu şehit edildikten sonra göstermiş olduğu metanetidir. Ayrıca o muhteşem söz insanlık tarihine yazılmıştır: Benim evlatlarımın ve torunlarımın kanı, 'Filistinli kadınların ve çocukların kanlarından daha değerli değildir.' Bu cümleyi tamamlayan Haniye'nin evladıdır. O da 'Benim babamın kanı Gazze şehitlerinden daha değerli değildir' diyerek bütün dünyaya meydan okumuştur."

"FİLİSTİN MESELESİ BİZİM İÇİN MİLLİ BİR DAVADIR"

"Bundan sonra artık İsrail için bu güzel günlerin geride kaldığını söylemek isterim. Çünkü Gazze'deki şühedanın kanı bereketi hürmetine yeryüzünde insanlık cephesi kurulmuş ve her gün kuvvetlenmeye devam etmektedir. Bundan sonra insanlık cephesi Filistin ile birlikte yürüyecek ve Filistin'in davası mutlaka başarıya kavuşacaktır.

Filistin ve Gazze bizim için, Türk milleti için uzakta bir yer değildir. Bizimle ilgisiz olan bir mesele değildir. Filistin meselesi bizim için milli bir davadır. Filsintin Hz. Ömer'in bize mirasıdır. Orayı Haçlılardan alan Selahattin Eyyübi'nin bize mirasıdır. Kanuni Sultan Süleyman'ın bize mirasıdır. En zor zamanlarda bile Siyonizme o Filistin topraklarında yer açmayan Sultan Abdülhamid Han'ın bize mirasıdır. 1. Dünya Savaşı'nda yenildikten sonra geri çekilmek mecburiyetinde kalan ordularımız Filistin topraklarını terk ettikten sonra bile hayatının sonuna kadar Kudüs'ü Şerif'i bekleyen Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın bize mirasıdır. Bu mirasa hayatımızın sonuna kadar sahip çıkacağız. Filistin davasının başarıya kavuştuğunu da inşallah göreceğiz. Bu sahip çıkmamız ta ki 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan egemen, özgür ve toprak bütünlüğü sağlanmış bir Filistin kurulana kadar devam edecektir."

ABBAS: GAZZE'SİZ BİR FİLİSTİN DEVLETİ OLAMAZ

Ardından Mahmud Abbas kürsüye geldi ve uzun süre ayakta alkışlandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, konuşmasında şunları dile getirdi:

“Halkım uluslarası adaletten yoksun olarak, toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Uzun zamandır devam eden bu belanın son bulacağına inanmaktadır. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Bunların en sonuncusu da lider İsmail Haniye'ye karşı işlenen suç olmuştur. Sizleri Haniye'nin ve Filistinli şehitlerin ruhuna Fatiha okumaya davet ediyorum. Sizleri, halkımızın adil davasını savunduğunuz için selamlıyorum.

Allah aşkına soruyorum: Her gün İsrail işgal devletinin Gazze’de sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara nasıl oluyor da uluslararası toplum nasıl sessiz kalabiliyor? Erdoğan liderliğinde Türkye’nin öncü öcü rolünü takdirle karşılıyoruz. Öte yandan İsrail’in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden ve kınayan tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum. Samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını ve haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Halkımızın Filistin ve Kudüs için şehit olan Türk halkını unutması mümkün değildir. Özel olarak da Türkiye’nin İsrail soykırımı karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'na açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum. Türkiye, 10 milyar dolarlık İsrail’le ticareti Filistin halkı için durdurdu. Bizler Türkiye'deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını ana meselesi haline gelmiş olduğundan dolayı büyük şekilde güveniyoruz. Bu Türk halkının ahlakanın ve politikasının bir göstergesidir.

İsrail’in yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kez daha tehcir ettirmektir. 1948 ve 1967’de olduğu gibi aynı tehcir trajedisini yeniden yaşatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız vatanına, kutsallarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun gaspçıları, işgalcileri def edecektir. 7 Ekim’den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edil edildi. 10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da da 10 bin şehit var. Ancak buna rağmen bizler dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız.

Mısır ve Ürdün'ün tutumlarını, İsrail'in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirler karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle örtüşmektedir ve tüm platformlarda destekliyoruz.

Gazze, Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze’nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılmış olsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam ümmetinin ve dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletimizi inşa etmek için yapacağız. Bu ne pahasına olursa olsun.

Ne kadar çok bedel ödersek ödeyelim ve ne kadar zaman alırsa alsın bunu yapacağız. Ancak katiller ve savaş suçluları işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. Bu suçlar da öyle zaman aşımıyla falan düşmez. Şüphesiz hesaba çekilecektir. Özellikle de Netanyahu'nun.

Halkımız tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci açgözlü Siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına da ön safta yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz.

"KUDÜS BİZLERE EMANETTİR"

"Kudüs sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Küdüs'ü Şerif konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Osmanlılar da bunu söylüyordu. Siz de devam ediyorsunuz. Kudüs ilk kıblemiz. Sizin ve bizim için kırmızı çizgidir. Filistin toprağının bir zerresini ve bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir.

Bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Biz de diyoruz ki Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru ülke tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır. Bu olmazsa olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa bu şiddet sarmalı devam edecektir. Barış ve güvenliğe giden yol Filistin ile başlar, Filistin ile biter."

"TUTSAKLARIMIZ SERBEST BIRAKILMALIDIR"

"İsrail’in barbar saldırısına karşı mücadelemiz, tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir. İnsanlar yüksek sesle İsrail’i ve yıkım güçlerini, orada işledikleri soykırımlarını ve ırkçı suçları da kınamaktadırlar. 

Burada metnin dışına çıkarak net bir şey söylemek istiyorum: Amerika'daki Yahudilerin yaklaşık yüzde 40’ı İsrail’i suçlu görmektedir. Uluslararası kuruluşlar İsrail'in suçlarına karşı sessiz kalamazlar.

Tüm tutsaklarımız da serbest bırakılmalıdır. Şu an 10 bin kadar kadın ve erkek tutsak İsrail’in cezaevlerinde bulunmaktadır.

Kendi aramızda ulusal uzlaşı konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Bunu ne kadar hızlı tesis edersek zafere de o kadar hızlı ulaşabiliriz. Bütün kardeşlerimize desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyoruz.

Gazze tümüyle, bütün topraklarıyla bizimdir. Batı Şeria ve Kudüs gibidir. Onlar da bizimdir. Topraklarımızı bir karış dahi parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz."

"GAZZE'YE GİDECEĞİM" DEDİ, DİĞER ÜLKE LİDERLERİ VE BM YETKİLİLERİNE ÇAĞRI YAPTI

"Burada sizlerin, bütün dünyanın huzurunda bir şeyi duyurmak istiyorum: Önümüzde bir çözüm kalmadı. Filistin liderliğindeki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitme kararı aldım ve bunu yapacağım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Herkese şu mesajı vermek istiyoruz. Bu sınır tanımayan düşmanlığa karşı beraberiz. Bunun bedeli hayatımız da olsa. Benim hayatım, bizim hayatımız Gazze'deki en ufak bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz: Ya zafer ya şehadet. Bütün Arap ve İslam ülkeleri lideri ve BM'nin yetkililerini bu insani görevi beraber yerine getirmeye çağırıyorum. Amacımız herkes için barış ve istikrarsa bunu yapalım. BMGK'ye de sesleniyorum. Gazze'den sonra Kudüs'ü Şerif'e yöneleceğimi de söylemek istiyorum. Ebedi başkentimize de gideceğim.

Artık Avrupa ülkeleri Filistin devletini tanıyorlar. Bizler ABD'yi Filistin devletini tanımaya mecbur bırakıncaya kadar devam edeceğiz. Uluslararası toplumu, İsrail işgal devletinin uluslararası hukuku açıkça ihlal etmesine karşı gerekli yasal tedbirleri almaya ve Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarını uygulamaya çağırıyoruz. Kardeş Türkiye'den de Filistin'e bu konuda yardım etmesini talep ediyoruz.

Mücadeleci, sabırlı ve direnen Filistin halkımız adına bizler, ulusal kimliğimize, meşru haklarımıza, topraklarımıza ve kutsallarımıza ve kutsal mekanlarımıza bağlıyız. Bağımsızlık ve özgürlüğü er geç gerçekleştireceğiz. Buna kavuşacağız. Ne olursa olsun. İşgal sona erecektir. Filistin özgür ve ebedi kalacaktır. Şan ve ebediyet masum şehitlerimizindir. Yaralılarımza şifa, cesur tutsaklarımıza özgürlük! Hep birlikte hürriyete, devlete ve Kudüs'e doğru! Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği! Teşekkürler Türkiye, teşekkürler kardeş halkı, teşekkürler Cumhurbaşkanı."  

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın konuşması Türkçe, İngilizce ve Fransızcaya anlık olarak tercüme edildi.

Genel Kurul özel toplantısının ardından Erdoğan, Abbas ve Kurtulmuş, TBMM'deki Filistin temalı fotoğraf sergisini gezdi. Kurtulmuş, daha sonra Abbas ve heyetiyle Meclisteki Mermerli Salon’da bir araya geldi. Heyetler arası Meclis Başkanlığında görüşmeler gerçekleştirildi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Gazze'de ateşkes müzakereleri Doha'da başladı: Hamas katılmadı

SONRAKİ HABER

Acının dindiği yer

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa