15 Ağustos 2024 16:15

Ahmet…

Daha bu yaşında emeğin ve yaşam mücadelesinin bir parçası olmuş durumda göçer obasının çocukları. Ahmet sadece o çocuklardan bir tanesi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İlhami ŞAHBAZ
Kayseri

“Yemyeşil ovaları
Buz gibi pınarları
Kuşlar öter ormanlarda
Zümrüt yeşili çayırlarda yatmayı özledim”*

Her çocuğun Moğollar Müzik Grubu’nun çalışmasına esin kaynağı olan çocuk kadar şanslı olduğunu varsaymasak da dağ ve çocuk kavramları kolaylıkla yan yana gelecek kavramlar olmasa gerek. Dağ, ıssızlığı ve vahşiliği temsil ederken çocuk ise daha çok masumiyetin, sadeliğin timsali gibidir.

Ancak yaşam denilen süreç bazen yan yana gelmeyecek kavramlardan bir armoni de oluşturmaktadır.

Tıpkı ailesiyle birlikte eteklerinde konaklandığı Koç Dağı ile Ahmet’in birlikteliği gibi…

Ahmet İslâhiyeli çoban bir çocuk. Yaz aylarında ailesiyle birlikte yüksek rakımlı yaylalara çıkarak tek geçim kaynakları olan küçükbaş hayvanlarını otlatıyorlar. Ahmet de yaylacılık yapan göçer çocuklardan sadece bir tanesi.

Bir yandan Ahmet’in çocukluğu, masumiyeti, bir yandan dağların poyraz rüzgarı ile sarmalanmış hırçınlığı…

Ancak Ahmet bu yaşamı o kadar benimsemiş ki, onu o ortamdan ayrı düşünmek neredeyse mümkün değil gibi. Yaptığı işin ustası. Çetin doğada maharetle hareket edecek kadar da öz güvenli ve doğayla bütünleşmiş durumda.

Issız dağ yamaçlarında yüzlerce koyun ve kuzudan oluşan sürü içerisinde Ahmet’i uzaktan fark etmek imkansız. Sürüye seslendiği anda onun varlığının farkına varıyorsunuz. Uzaktan bakıldığında küçükbaş hayvanlar arasında pek seçilmeyen “cüssesi” ile Ahmet. Bu cüsseye tezat bir çeviklik ve ustalıkla mesleğini icra ederken sohbet ediyoruz Ahmet’le.

İki bin rakımlı bu dağlarda çocuk işçiliği yaşamın önemli bir parçası olarak hüküm sürüyor. Ancak yayla sakinleri bu durumu çocuk işçiliğinden ziyade normal bir iş bölümü olarak algılıyor. Yine de ‘Ahmetlerin karşı karşıya kaldıkları zorluklar birçok çocuk için geçerliliğini koruyor. O yüzden yaşamları bu dağlarla özdeşleşen göçer obasında birden fazla çocuk çobana rastlamak mümkün.

Birçok yaşıtı parklarda bahçelerde çocukluğun tadını çıkarırken, Ahmet yaşamında park, oyuncak olmayan çocuklardan. O babadan dededen mesleği devralmış bir çoban çocuk.

Okul ise onun için sadece yasal bir zorunluluk.

Ahmet’e “okul” diyorum.

“İzin aldım” diyor, bakışlarını kaçırarak.

Belli ki çok da o konuların konuşulmasını istemiyor.

Üzerine sinmiş çekingenliği attıkça Ahmet ile sohbet keyifli bir hal alıyor.

“Ahmet mesleğin nedir?​” diyorum,

 “Davarcılık” diyor.

Yüzünde yaşadığı coğrafyanın izlerini görüyoruz.  Kardeşleri gibi mimiklerine yerleşen her kıvrım sert doğa koşullarını anlatır cinsten. Daha bu yaşında emeğin ve yaşam mücadelesinin bir parçası olmuş durumda göçer obasının çocukları.

Ahmet sadece o çocuklardan bir tanesi.

O bu amansız ve kadim mücadelenin farkında olmasa da Ahmetler için yaşam böyle şekilleniyor. Ahmet’i bu ıssız dağların bir yankısı olarak kaydediyoruz hafızamıza.

* Moğollar’ın 1970’te yayımladığı “Dağ ve Çocuk” şarkısından

ÖNCEKİ HABER

Yeni Kaledonya’da protestolarda 11 kişi yaşamını yitirdi 

SONRAKİ HABER

Dr. Esin Şenol: DSÖ'nün Maymun Çiçeği çağrısı küresel tehdit olarak algılanmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa