Oyuncu Gena Rowlands'ın ardından | Etki altında etkileyici bir oyuncu

Amerikan bağımsız sinemasında öne çıkan oyunculardan Gena Rowlands üç gün önce 94 yaşında hayata veda etti. Oğlu Nick Cassavetes annesinin ölümünü duyurdu ve Rowlands’a daha önce alzaymır teşhisi konulduğunu belirtti.

Sinema tarihinde birlikte anılan yönetmen-oyuncu ikilileri çokça mevcut. Ingmar Bergman-Liv Ullmann’dan Martin Scorsese-Robert De Niro’ya, Akira Kurosawa-Toshirō Mifune’den Alfred Hitchcock-Cary Grant’a bu ikililer sadece birbirleriyle uyumuyla değil, filmlerin kendisine de yansımasıyla önem kazanıyor. İşte Gena Rowlands ve John Cassavetes de böyle bir ikiliydi. Aynı zamanda evli olan çiftin filmleri ikiliye Emmy ve Altın Küre gibi ödüller de getirdi.

Gena Rowlands’ın oyunculuk kariyeri televizyon ve sinemada geçen yetmiş yılı kapsıyor ve şimdiye kadar Woody Allen, Jim Jarmusch ve Mira Nair gibi yönetmenlerle çalıştı. 86 yaşındayken Matt Zoller Seitz’in yaptığı söyleşide Rowlands, kariyeri boyunca oynadığı filmler arasında en çok Cassavetes ile birlikte yaptıkları filmleri sevdiğini söylüyor.

Cassavetes ile birlikte çalışmaya dair Rowlands bir röportajında şu ifadeleri kullanıyor: “John ile çalışmak gibisi yok! ... John’un oyuncularına tanıdığı özgürlük hayret verici.”

GÜÇLÜ VE ‘KAÇIK’ BİR KADIN: ETKİ ALTINDA MABEL

Kendisinin en sevdiği film olan A Woman Under the Influence (1974)’taki “sorunlu” ev kadını Mabel Longhetti rolüyle Rowlands, en şaşırtıcı performanslarından birini sergiledi.

Aile içi kargaşanın bu portresi, banliyöde yaşayan bir ev kadınının duygusal çöküşünü ve ailesinin onu kendinden kurtarma çabasını anlatıyor. Gena Rowlands ve Peter Falk, birbirlerine derinden aşık olan ama aşklarını birbirlerinin anlayabileceği şekilde ifade edemeyen evli bir çifti canlandırırken unutulmaz derecede üzücü performanslar sergiliyorlar. Bu dönüm noktası niteliğindeki bağımsız Amerikan filmi, John Cassavetes'in belki de en sevilen eseri.

Birçok kez Oscar, Emmy ve Altın Küre’ye aday gösterilen (Ve ödüllerden payına düşeni alan) Gena Rowlands’ın “Mabel” rolünde sevimli bir “deli”den kasvetli bir tutarsızlığa dönüşümünü anlatan film, belki de akıl sağlığının beyazperdeye aktarılmış en önemli incelemelerinden. Filmin merkezinde bir yandan da, Mabel’ı düşüşünden kurtarmak için boşuna mücadele eden muhafazakar kocasıyla olan ilişkisi yer ediniyor.

Bu film aynı zamanda 1990’da, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Film Arşivi’nde “kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli” olarak korunmak üzere seçilen filmlerden biri oldu. (KÜLTÜR SERVİSİ)