"Artan yangınların sebebi rantçı politikalar"

Eylem NAZLIER
İstanbul

Artan orman yangınlarının en önemli nedeninin iktidarın ormanları yerleşime ve ranta açan politikaları olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tüm uyarılara rağmen gerekli önlemlerin alınmadığına da işaret ediyor. Madenler, turizm tesisleri ve şehirlerin ormanların içine girdiğine vurgu yapan uzmanlar “Bu ortamda yangınları engellemek çok zor” uyarısını yaptı.

"KARADAKİ EKİPLER GÜÇLENDİRİLMELİ"

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihan Erdönmez, yangını önlemenin söndürmekten çok daha kolay olduğuna işaret ederek “Radikal önlemler alındığında Türkiye’de çıkan her 10 yangından 5'i çok kolaylıkla önlenebilir” dedi.  Yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin hızlı müdahale için önemli olduğunu ancak yangının karada söndürüldüğüne işaret eden Erdönmez “Türkiye’de geçici orman işçisi ve orman mühendisinden oluşan yangın ekipleri yani kara ekiplerinin istihdamı artırılmalı. Geçici işçi statüsünde çalışanlar sürekli işçi statüsüne geçirilmeli, çalışma koşulları, alet edevat ve ekipman yetersizliği giderilmeli. 7-8 ay istihdam ettiğimiz orman işçisi sayısı 10 bin civarında bu sayı en az 20-25 bin olmalı ve 12 ay istihdam edilmeliler. Yangınla mücadele eden ekiplerin eğitimine ve deneyimine daha fazla önem verilmeli” ifadelerini kullanarak kara ekiplerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

"YAPILAR ORMANLARIN İÇİNE GİRDİ"

Kentler, turizm tesisleri ve maden işletmeleri gibi tesislerin ormanların içine girmesinin yangın riskini artırdığına işaret eden Erdönmez “Türkiye gibi orman yangınlarının büyük bir gerçeklik olduğu bir ülkede, maalesef turizm tesisleri de yerleşimler de maden işletmeleri de ormanların içerisinde. Geleneksel orman köylerinden bahsetmiyorum, kentler ormanların içine giriyor artık. Bu mevsimde madenler dinamit patlatıyor ormanın içerisinde. Bunlar hiç konuşulmuyor. Dolayısıyla bu kadar çok insan yapısı, bina ve tesisin ormanın içerisine bu kadar sirayet ettiği bir ortamda yangının çıkmasını engellemek çok kolay değil” dedi. Türkiye’de orman alanlarının madencilik ve enerji sektörlerine tahsis edilmesinin önünü açan 2018’de çıkarılan tehditlere dikkat çeken Erdönmez “Bu madde bazı orman alanlarının bir cumhurbaşkanı kararıyla orman sınırları dışarısına çıkarılmasıydı. Bu ormanlara çok önemli bir tehdit. Bu maddenin mutlaka kaldırılması lazım” dedi.

"GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMIYOR"

Yüksek sıcaklık, düşük nem, aşırı rüzgarın yanı sıra uzun yıllardır bilim insanlarının iklim değişikliği krizine dikkat çekerek uyardığı hükümetlerin bu uyarıları ciddiye almadığına da dikkat çeken Erdönmez “Türkiye dahil birçok hükümet, iklim değişikliğini ciddiye almıyor, tedbir almıyor.  Bu nedenle mevcut koşullar artarak devam ediyor. Sayın bakan, meteorolojik koşulları gerekçe gösteriyorsa, bu koşulların eskisine göre neden daha kötü bir yönde ilerlediğini sorgulamalı. 20 yılı aşkın süredir ülkeyi yöneten hükümetin bir üyesi olarak bu konuda öz eleştiri yapması gerekiyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yaz aylarının çok daha sıcak, kurak ve şiddetli rüzgarlarla geçeceğini aylar öncesinden bildirmişti. Bu durumda, meteorolojik koşulları değiştiremeyeceğimize göre, yangın çıkmasını engelleyecek tedbirlerin alınması yangın söndürme organizasyonundaki eksikliklerin de giderilmesi şart” diye konuştu.

"YANLIŞ POLİTİKALARIN SONUCUNU YAŞIYORUZ"

Vrije Universiteit Amsterdam Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış, iktidarın yanlış ormancılık ve yerleşim politikaları nedeniyle orman yangınlarının arttığına işaret ederek “Yangınların sorumlusu iktidar ve onun yanlış politikalarıdır” dedi. Ormanların içindeki insan etkileşiminin artmasının yangın riskini yükselttiğine işaret eden Atmış “2B ve Ek 16 düzenlemeleriyle orman dışına çıkarılan araziler ve bu arazilerde yapılan tahsisler, orman alanlarını parçalayarak yangın riskini artırıyor. Bu tahsislerin büyük kısmı mevcut iktidar döneminde yapıldı. Ayrıca, orman içindeki yerleşimler ve enerji iletim hatları da ormanları parçaladı” dedi. Öte yandan Cumhurbaşkanının özellikle arazi rantı yüksek yerleri orman vasfı dışına çıkarabildiğini dile getiren Atmış “Buraları orman vasfı dışına çıkararak  yerleşime açıyorlar. Orman içinde siteler, yeni yerleşimler, şehirler kurup ormanları parçalıyorlar. Ormanları bu şekilde parçaladığımız için bunlar yaşanıyor” dedi. Öte yandan ormanların turizm, maden ve enerji sektörü için de tahsis edildiğine vurgu yapan Atmış “Bu da 830 bin hektarı aştı. İkisini toplayınca 1 milyon 300 bin hektarı geçiyor” dedi. Yanan ormanlara karşı akıtılan göz yaşlarının timsah göz yaşları olduğuna dikkati çeken Atmış “Ormanların yok olmasının nedeni bu iktidar ve onun rantçı politikalarıdır. Ormanlar ranta açıldığı için daha çok yangın oluyor” dedi.