17 Ağustos 2024 19:13

Demokratik kitle örgütleri: Saldırı, milletin egemenliğine yönelmiştir, Can Atalay serbest bırakılsın

Sendikalar ve meslek odaları TBMM'de yaşanan saldırıya ve Can Atalay kararına tepki gösterdi. Yapılan açıklamalarda "Can Atalay serbest bırakılsın" çağrısı yinelendi.

Ekran görüntüsü ANKA yayınından alınmıştır

Paylaş

Türkiye Barolar Birliği (TBB), TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplantısında alınan Can Atalay kararına ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada “Hiç var olmadığı tespit edilen bir işleme dayanılarak, bir milletvekilinin cezaevinde tutulması, Meclis çalışmalarına katılmasının engellenmesi, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlalinin yanında yasama organına yönelik ağır bir saldırıdır. Karşı karşıya olduğumuz durum, Ş. Can Atalay’ın milletvekilliğinin ötesinde, anayasal düzenimiz bakımından bir varlık yokluk meselesi hâline gelmiştir” denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’n milletvekilliğinin düşürülmesi hakkında Anayasa Mahkemesinin (AYM) yaptığı yokluk tespitini görüşmek üzere 16 Ağustos 2024 günü toplantıya çağrılmıştı. Ne var ki, Meclis çoğunluğu, genel görüşme açılmasını engelleyerek, TBMM Genel Kurulunca bugüne kadar süregelen yanlışın tespitini yapmak, yanlışın ortadan kaldırılması yolunda ilgili makamlarca adım atılması gerekliliğini ortaya koymak ve her şeyden öte gücünü Anayasa’dan alan bir hukuk devleti olduğumuzun altını çizme iradesinin ortaya konulmasını da engellemiştir. Görüşmeler esnasında TBMM Genel Kurulunda yaşanan ve bazı milletvekillerinin yaralanmasına, Genel Kurul kürsüsünde kan dökülmesine sebep olan hadiselerin hiçbir şekilde izah ve kabul imkânı bulunmamaktadır. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ifadesinin altında milletin temsilcilerine yapılan saldırı, milletin egemenliğine yönelmiştir.

“CAN ATALAY DERHAL SERBEST BIRAKILMALI”

AYM’nin 22/2/2024 tarih, E. 2024/43 ve K. 2024/65 sayılı kararındaki yokluk tespiti, Ş. Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmediğini ifade etmektedir. TBMM’nin veya herhangi başka bir organın bu kararın doğruluğu veya yanlışlığı üzerine bir oylama yapma yetkisi bulunmadığı gibi, kararın sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde hareket etmesi de mümkün değildir. AYM’ye göre, Ş. Can Atalay’ın hakkındaki yargı kararının TBMM Genel Kurulunda okunması suretiyle milletvekilliğinin düşürülmesi işlemi, 'fiilî (de facto) bir durum' yani 'hukuken var olmayan' bir işlemdir. Hiç var olmadığı tespit edilen bir işleme dayanılarak, bir milletvekilinin cezaevinde tutulması, Meclis çalışmalarına katılmasının engellenmesi, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlalinin yanında yasama organına yönelik ağır bir saldırıdır. Karşı karşıya olduğumuz durum, Ş. Can Atalay’ın milletvekilliğinin ötesinde, anayasal düzenimiz bakımından bir varlık yokluk meselesi hâline gelmiştir. Herkesi bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeye, Hatay Milletvekili Ş. Can Atalay’ın derhal serbest bırakılarak, Meclis çalışmalarına katılmasını sağlamaya davet ediyoruz."

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB’DEN ORTAK AÇIKLAMA

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ortak açıklama yayımladı.

“Milletvekillerinin saldırıya maruz kalmalarını kınıyoruz” denilen açıklamada “Anayasa hükümlerinin alenen yok sayılması yetmezmiş gibi, yasama organında kürsü dokunulmazlığının da şiddet yoluyla çiğnenmesi, ‘demokratik hukuk devleti’ tanımından her geçen gün uzaklaşıldığının açık göstergesidir” vurgusu yapıldı.

Açıklamada “Bizler, emek ve meslek örgütleri olarak, şiddetsiz bir yaşamı ve yasalarla yönetilen demokratik bir ülkeyi kurana kadar mücadele edeceğimizi kararlılıkla vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı.

DOKUNULMAZLIK FİİLEN ZIRH OLMAKTAN ÇIKTI MI?

29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan da bir açıklama yayımladı.

Sarıhan “Dün Meclis Kürsüsünde düşüncelerini açıklayan Ahmet Şık'ın yumruklanması ve buna tepki gösteren Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in darp edilmesi ise salt ifade özgürlüğü değil, yaşam hakkımızın dahi ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösteriyor” dedi.

“Yasalar onları dokunulmazlık zırhı ile koruyor” diyen Sarıhan “Ancak, seçilmiş bir Milletvekili olan Can Atalay'ın hukukunun korunması amacıyla yapılan konuşmalara uygulanan şiddetin tarihte bırakacağı ‘İZ’, Genel Kurul merdivenlerine akan kanın silinmesi kadar kolay yok edilemeyecektir” diyerek tepki gösterdi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Antep'te, Akcanlar Tekstil’de işçiler iş bıraktı

SONRAKİ HABER

Milyarlık şantiyenin kölelik koşulları: Kurtlu yemekler, tahtakurulu yataklar…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa