18 Ağustos 2024 14:27

TTB’nin deprem bölgesi sağlık raporu: 18’inci ayda da sorunlar ciddi boyutta

Türk Tabipleri Birliği, 6 Şubat depremlerinin 18’inci ayında sağlık raporunu çıkardı. Raporda, sağlık emekçilerinin gelecek kaygısı, kadın ve çocukların alamadığı sağlık hizmetine dikkat çekildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Şubat 2023 Depremleri 18. Ay Raporu’nu 17 Ağustos 1999 depreminin 25. yıldönümünde, Hatay’daki TTB-KESK Deprem Koordinasyon Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısı ile paylaştı.

Raporun ilk bölümünde sağlık hizmetlerinin ve sağlık emekçilerinin durumları yer aldı. Koruyucu sağlık hizmetlerinin ayrıntılı bir biçimde ele alındığı raporda ayrıca tıp eğitimi, kentsel sorunlar, deprem bölgesindeki ikincil felaketler de değerlendirildi. Kentin yeniden inşasında demokratik güçlerin katkılarına da yer verilen rapor, sonuç ve çözüm önerileri ile son buldu.

Açıklamaya CHP’nin Gölge Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz da katıldı. Raporu paylaşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Ali Kanatlı, sorunların çokluğu ve bölgede sağlık emekçileri açısından çalışmayı özendirici hiçbir şeyin olmamasından kaynaklı umutsuzluğun arttığını belirtti.

Umutsuzluk ve geleceksizlik duyguları ile il dışına tayin, il dışı başka kuruma geçme, yurtdışına gitme ve erken emekliliğe ayrılma düşünceleri sağlık emekçilerinin arasında yaygınlaşırken deprem sonrasında çocuk, kadın ve yaşlıların karşı karşıya kaldığı sağlık ve güvenlik sorunları ciddi bir boyuta ulaştığı belirtildi.

BEBEK ÖLÜM HIZI BÖLGEDE ÜLKE ORTALAMASINDAN DA YÜLSEK

Raporda, “Ne yazık ki en önemli toplumsal sağlık göstergesi olan Bebek Ölüm Hızı deprem bölgesi illerinde ülke geneline göre çok daha yüksektir. Ülke genelinde Bebek Ölüm Hızı bin canlı doğanda 10.0 iken Malatya’da 11,5, Gaziantep’te 17,7, Hatay’da 20,3, Kahramanmaraş’ta 20,8 ve Adıyaman’da 23,0’dir. Bununla birlikte Bebek Ölüm Hızı ülke genelinde artış eğiliminde olduğunu 81 ilimizin 50’sinde artış gösterdiğini not etmeliyiz. BÖH’deki artış ekonomik kriz, pandemi, Şubat depremleri ve Ortadoğu’da uzayan çatışma ortamı gibi yaşanan toplumsal sorunların göstergesi olarak değerlendirilmelidir” denildi.

KAYIP ÇOCUKLAR HAKKINDA NET BİLGİ YOK, İSTİSMAR ARTTI

Kayıp çocuklar ve çocuk istismarının çocuk sağlığında öne çıkan başlıklar arasında yer aldığı belirtilen raporda, “Çocukların refakatsiz kalması, ailelerinden ayrı düşmesi, istismar ve ihmale maruz kalma risklerini artırmıştır. Kayıp çocuklar hakkında kamu otoriteleri tarafından net bilgi verilmemesi, endişeleri derinleştirmekte, istismar vakalarının artışı ise sorunun ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle eğitim kurumlarındaki denetim eksiklikleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla yetersiz koordinasyon, çocukların güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Derinleşen yoksulluk ve mutlak yoksulluk ve çocuk işçiliğin artmasına neden olmakta ve eğitim hakkına erişimi doğrudan engellemektedir” ifadelerine yer verildi.

KADINLAR İÇİN SAĞLIK HİZMETİ VE GÜVENLİK DAHA DA SIKINTILI

Deprem bölgesinde Aile Sağlık Merkezlerindeki eksiklikler, yetersiz KETEM hizmetleri ve kadınların sağlık hizmetlerine erişim sorunları üreme sağlık hizmetlerinde de ciddi sıkıntılara yol açmaya devam ederken artan şiddet, istismar ve taciz vakalarına rağmen sığınma evlerinin yetersizliği, kadınların güvenliği konusunda ciddi bir tehdit oluşturduğu açıklandı.

HASTANELERDE İŞ YÜKÜ ARTTI

Ayrıca yıkılan hastaneler ve artan sağlık hizmet gereksinimi nedeniyle hastanelerde iş yükü çok arttığı belirtilen raporda şu örnekler aktarıldı: “Örneğin Şubat 2023 depremleri öncesi Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi (HEAH)’nin binin üstünde olan aktif yatak kapasitesi depremin 18’inci ayında Defne Devlet Hastanesinin yatak kapasitesi ile birlikte ancak yüzde 50’lerde kalmaktadır. Üçüncü basamak sağlık hizmetleri sunulması beklenen HEAH’da Tıbbı Onkoloji Uzmanı, Radyasyon Onkoloji Uzmanı, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı, Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı, Çocuk Kardiyoloji, Çocuk İmmünoloji ve diğer bazı branşlarda uzman hekim kalmamıştır. Tıbbı Onkoloji, Onkolojik cerrahi ile Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Üniversite dahil ildeki bütün kamu hastanelerinden sadece İskenderun Devlet Hastanesinde mevcut iken, üniversite dahil ildeki kamu hastanelerinde radyasyon onkolojisi uzmanı bulunmamaktadır. MKÜ’de göğüs cerrahisi ana bilim dalı kapanmıştır.”

TUS KONTENJANLARI DÜŞTÜ

Tıp eğitimi ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri üreten deprem bölgesinde tıp fakültelerinde akademik çalışma ve yaşam koşullarında da ciddi yetersizlik söz konusu olduğu belirtilen raporda, “Depremden sonra akademik kadrolarda düşüş (Akademisyenlerin ayrılması, akademik kadroların tercih edilmemesi) kapanan ya da ciddi yetersizlikler içinde olan bölümler depreme bölgesinde yaşam koşullarının zorluğu, TUS kontenjanlarında düşüşe yol açmıştır”

SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN PSİKOSOSYAL DESTEK PROGRAMI YOK

Raporda, çalışma koşullarının ve yaşam koşullarının ağırlığı yanında sağlık çalışanlarına yönelik psikososyal destek programının olmaması da ikinci ve üçüncü basamak sağlık çalışanlarını da tükenmişlik noktasına getirdiği açıklandı. “Deprem bölgesi acil sağlık hizmetleri toplum için de acil sağlık çalışanları için de sorun yumağına dönüşmüştür. Afet bölgelerindeki koşulların ortaya çıkardığı sağlık sorunları nedeniyle acil servis başvuruları yoğun bir şekilde devam etmektedir” denildi.

“SAĞLIĞA VE İNSANA SAHİP ÇIKILIYOR!”

Öte yandan Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz ise konuşmasında şunlara değindi: “Hatay’ın sağlık ortamı ile ilgili konuşunca salığı yönetenlerin rahatsız olduğunu gördüğümden bugün sizlere Hatay yerine Kayseri’yi anlatmak istiyorum. Depremin merkez üssüne Hatay ile benzer mesafede olduğu için Kayseri’yi seçtim. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre Kayseri’de 89 bin 25 bina kullanılamaz hale gelmedi. 66 Aile Sağlığı merkezi yıkılmadı. 207 konteyner kentte 177 bin insan yaşamıyor. Depremden bu yana Aile hekimlerinin maaşları yarı yarıya düşmedi. Hekimler istifa ve göçe zorlanmadı. Tıp fakültesi hastanesinde hoca ve asistan olmadığından plastik cerrahi, göğüs cerrahisi, tıbbi onkoloji bölümleri kapanmadı. Yıkımlar usulüne göre yapıldığı için halk asbest içeren toz solumadı. Şebeke suyu içilemez hale gelmedi. Her mahalleye bir beton santrali kurulmadığı için çevre ve insan sağlığı etkilenmiyor. Kısacası çevreye, hayvana, zeytine, sağlığa ve insana sahip çıkıyor.” (Hatay/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Muğla'nın Yatağan ve Ula ilçelerinde orman yangınları: 58 ev tahliye edildi

SONRAKİ HABER

İsrail'den Lübnan’a hava saldırısı: 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa