SES: "Sağlık Bakanı, sağlık emekçilerinin sorunlarını yine görmezden geldi"
Sağlık Bakanı'nın katıldığı bir televizyon programında sağlık emekçilerinin ve halkın sağlık hizmetine erişimindeki sorunlarına değinmediğini söyleyen SES, emekçilerin yaşadıklarını hatırlattı.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun bir televizyon programındaki açıklamalarına ilişkin değerlendirme yaptı. Bakan Memişoğlu’nun konuşmasında yer almayan sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara ve çözümlere ilişkin hatırlatma yaptı.
“SAĞLIK EMEKÇİLERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ”
SES açıklamasında, Bakan’ın yaklaşık iki saat süren TV programında Covid-19 pandemisinde olduğu gibi deprem sürecinin de başarılı atlatıldığını söylediğini belirterek, “Alanda çalışanlar ve çalışanların örgütü olarak, yeterli kişisel koruyucu ekipmandan yoksun olarak pandemi mücadelesine başladığımızı hatırlatırız. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden yüzlercesi yaşamını yitirdi. Üretimin kesintisiz devam ettirildi. Fabrikalarda 18-65 yaş arası işçi ve emekçi aynı şekilde koruyucu ekipmanlara erişemeden hatta hastalıklarının gizlenmesi için baskılara maruz kalarak çalışmak ve toplu taşıma araçları ile işlerine gitmek zorunda kaldılar. Sağlık bakanlığından bu süreçte tüm verileri şeffaflıkla paylaşılmasını beklerken on binlerce insanımızı koruyamadık ve kaybettik. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri hayatları pahasına sağlık hakkı için mücadele ederken özlük ve mali hakları için alanlara inene kadar görmezden duymazdan gelindi” ifadelerine yer verildi.
“SAĞLIK DEPREMDE ENKAZ ALTINDA KALDI”
Açıklamada, yaşanılan deprem sürecine ilişkin ise, “Gerçekten çok iyi mi atlattık? Yoksa pandemi sonrası psikososyal destek alamadan 11 ili etkileyen büyük yıkımda organizasyon kopukluğu ve gecikmeler yüzünden enkazlardan sağ çıkabilenlerin üzerlerine yüklediğiniz yaşatma sorumluluğunun altında ezilmeye mecbur mu bıraktınız? Depremin ilk anından başlayarak ve halende saha da olan bir örgüt olarak pandemi ve deprem sürecini iki cümlede ‘Sağlıkta dönüşüm programının pandemide cilası döküldü. Deprem de ise enkaz altında kaldı’ diye özetlemiştik. Biz sağlık emekçileri olarak yeni bir pandemiye hazır değiliz” denildi.
“1.BASAMAKTAKİ İŞ YÜKÜNÜN FARKINDA MISINIZ?”
Bakanın aile hekimliği sisteminin iyi bir reform olduğunu anlatmaya çalıştığı belirtilen açıklamada, “Gebe ve bebek takiplerinde göçle birlikte hareketlenen akışkan bir nüfusta ulaşılamayan her gebe ve bebeğin sorumluluğunu ebe ve hemşirelerin üzerine yıkıp, performans kesintileri yaparak koruyucu sağlık hizmetlerinin etkili bir şekilde yürütüldüğünü gerçekten düşünüyor musunuz? Bakanlığın dahi kira aldığı, kamusal hizmetlerin sunulduğu ASM’ler apartman altlarında, cami altlarında, kiralık mekanlarda depreme dayanıksız güvenli olmayan mekanlarda veriliyor. Depremde bazı kentlerde ASM’lerin birçoğu enkaz altında kaldı. Birçok hastane yıkıldı. Depremin üzerinden 18 ay geçmiş olmasına rağmen halen ASM binaları yapılmış değil. 1. Basamaktaki iş yükünün umarız farkındasınız” diye belirtildi.
“SAĞLIKTA ŞİDDETE ÖLMEDEN ÇÖZÜM İSTİYORUZ”
Konuşmanın neredeyse tamamının hekimlere dair olduğunu gözlemlediklerini söyleyen SES, “Az bile söylediniz sayın bakan. Şiddetin hayata kastedecek şekilde hekimlere yönelmesi elbette tesadüf değildir. Ölmeden çözüm bekliyoruz. Sağlıkta şiddete karşı mücadele etmek keşke telkinle olsaydı içtenliğinize inanıyoruz ancak sizden daha net adımlar bekliyoruz” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ SAĞLIK EMEKÇİSİNİN İŞ YÜKÜ OECD ÜLKELERİNİN EN AZ 3 KATI
Sağlığın giderek büyüyen sektörlerin başında geldiğini vurgulayarak neoliberal politikalara hızla devam edileceğini anladıklarını kaydeden SES, şehir hastanelerinin de mevcut sorunlarını hatırlattı.
Açıklamada, Bakanın bir yılda bir kişinin sağlık hizmetleri başvuru sayılarını vermesini de tek başına yetmeyeceğini Türkiye’deki hekim, hemşire, ebe vb. diğer sağlık emekçilerinin sayısını da kıyaslaması gerektiğinin altı çizildi. SES, “Yani sağlık kurumlarına başvuru sayısı Türkiye’de OECD ve AB ortalamasının 2 katına yakınken çalışan sayısı da neredeyse yarısı kadar kadardır. Bu da şu anlama gelmektedir. Türkiye’deki bir sağlık emekçisinin iş yükü AB ve OECD ülkelerinin en az 3 katıdır” dedi.
“EMEKLİLİK HAYAL OLDU”
Sağlık emekçilerinin ücretlerine de değinilen açıklamada, “Bugün sağlık emekçilerinin aylık olarak eline geçen ücret yoksulluk sınırının çok altındadır. Üstelik emekli oldukları zaman aldıkları ücretlerin sadece yüzde 40’ını ancak bulmaktadır. Bu iş yükü altında sağlık emekçileri ücretleri düşmesin diye en temel insan hakkı olan dinlenme hakkını dahi almayıp izin kullanamıyor. Emeklilik bile hayal oldu” dedi.
“ÇÖZÜM İÇİN KOLEKTİF ÇALIŞMAYA HAZIRIZ”
Son olarak Bakanın konuşmalarında sağlık hizmetlerinin “ekip işi” olduğunu vurgulayan tek bir cümlenin olmadığını da belirten SES, “Gelen sorular karşısında kısmen hekimlerden, eczacılardan, diyetisyenlerden bahsetse de onların da sorunlarına yönelik ciddi bir çözüm önerisi göremedik. Sorulan soruların birçoğuna bu konuda çalışmalar başladı diye yanıtlar verdi. Sorunların çözümüne yönelik çalışmaların başlatılmasından elbette memnuniyet duyarız. Her türlü olumlu çalışmayı da destekleriz. Fakat işkolunda örgütlü emek ve meslek örgütlerinin de önerilerini dikkate alacağını, çözüm için kolektif çalışmaya hazır olduğunu da ifade etmesini isterdik” dedi.
Açıklamada son olarak, “Sağlık emekçilerinin ekonomik özlük ve demokratik hakları ile parçası olduğumuz halkın sağlık hizmetlerine erişim hakkı için yapılacak her türlü olumlu çalışmada destek olmaya ve birlikte çalışmaya herkesin yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için sorumluluk almaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz” denildi. (HABER MERKEZİ)