Mahmut Demirtaş ve el Hemdan cinayeti
Mahmut Demirtaş'ın Emniyet Genel Müdürlüğüne atanmasıyla haber siteleri, “Mahmut Demirtaş Kimdir?” başlıklı haberlerle doldu. Ancak bizim gerçek Mahmut Demirtaş’ı hatırlamaya ihtiyacımız var.
Fotoğraf: DHA
Av. Tugay BEK
Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, 16 Ağustos tarihli Erdoğan kararnamesiyle Emniyet Genel Müdürlüğüne atandı.
İnternet haber siteleri, “Yeni Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş Kimdir?” başlıklı haberlerle doldu taştı. Hepsi aynı kalemden çıktığı anlaşılan bu yazılarda Mahmut Demirtaş’ın “resmi” öz geçmişi ve mesleki kariyeri özetleniyor.
Bizim, bu koronun methiye dizdiği, anlatılanın, görünenin arkasındaki gerçek Mahmut Demirtaş’ı hatırlamaya ihtiyacımız var. Kendisini, Adana Valisi olduğu dönemde, 18 yaşındaki Suriyeli Ali el Hemdan’ın polis tarafından öldürülmesinde yaptıklarıyla tanıyoruz. 27 Nisan 2020’de pandemi tedbirleri arasında bulunan sokağa çıkma yasakları için uygulama yapan polislerden Fatih Karaca, 18 yaşındaki Suriyeli Ali el Hemdan’ı 15 metreden vurdu. Kalbine isabet eden kurşun nedeni ile Ali el Hemdan olay yerinde öldü.
Polis Memuru Fatih Karaca, benzer suçlar işleyen meslektaşlarının istisnasız hepsinin kullandığı savunmaya sığınarak, kovalamaca esnasında dur ihtarında bulunduğunu, ayağının kaydığını ve silahının istem dışı ateş alması nedeniyle kaza sonucu Ali el Hemdan’ın vurulduğunu ileri sürdü. Aynı yerde görevli meslektaşı da Fatih Karaca’nın bu ifadesini aynen tasdik etti.
Mahmut Demirtaş’ın başında olduğu Adana Valiliği ertesi gün yayımladığı basın bülteninde Fatih Karaca’nın bu savunmasını destekledi. Bültende, Ali el Hemdan’ın dur ihtarına uymadığı, uyarı ateşi açılması sonrası kazaen yaralandığı ve hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadığı söylendi. Vali, suç işleyen polis memurun arkasında durup savunmayı tercih etti. Çok sayıda basın kuruluşu Valiliğin servis ettiği şekli ile olayı haberleştirdi.
Ali el Hemdan’ın üzerinden çıkan tişört ve atlet üzerinde inceleme yapan Adana Emniyet Müdürlüğü Kriminal Laboratuvarı, seken kurşunun ölüme neden olduğu şeklinde düzmece bir rapor hazırlayarak, sanığın yalanlarına delil üretmeye çalıştı. Oysa kıyafetteki deliğe bakarak, seken kurşun olduğuna hükmetmek mümkün değildi. Kriminal uzmanlar, bilimsel olarak, yalnızca mermi çekirdeğinde bir deformasyonun tespiti halinde, vücuda girmeden önce taş, demir beton gibi sert bir cisme çarparak sektiği sonucuna varılabilir. Polisler, meslektaş dayanışması için, bu gerçeği bir defalık ihlal etmekle bir şey olmaz diye düşündüler.
Dönemin Valisi ve altında bulundan Emniyet Müdürlüğü, Polis Kriminal Laboratuvarı ve sanık polisin meslektaşları el birliği ile cinayete kaza süsü vermeye çalıştılar. Yapılan tüm bu usulsüzlükler, daha sonra, İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri tarafından da tespit edilerek raporlaştırıldı.
BU DEFA CİNAYETİN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEDİLER
Olay yerini gören bir güvenlik kamerası Ali el Hemdan’ın ellerini kaldırarak teslim olduğunu, Polis Memuru Fatih Karaca’nın Ali el Hemdan’ı nişan alarak vurup öldürdüğünü, ayağının kayması sonucu silahın ateş almasının yalan olduğunu kanıtlamaktaydı.
Yine cinayet anını gören mahalle sakinleri de Ali el Hemdan’ın ellerini kaldırıp teslim olmasına rağmen polis tarafından vurulduğuna tanık olduklarını anlatılar. İnsan hakları örgütlerinin, baroların, hukukçuların ısrarlı takipleri sonucu Ali el Hemdan’ın katili Fatih Karaca hakkında kasten insan öldürmek suçundan 25 yıl mahkumiyet kararı verildi. Böylece, ilk defa dur ihtarına uymadığı için insan öldüren bir polis memuru kasten insan öldürmek suçundan mahkum olmuş oldu. Benzer birçok olayda olayın kaza sonucu olduğu, havaya, yere ateş ederken veya ayağın kayması sonucu silahın ateş aldığı ileri sürülerek, polisler ceza almadan veya az bir ceza ile sıyrılıp, mesleklerini yapmaya devam etti.
Bu davada cinayet sanığı Polis Memuru Fatih Karaca’nın yanı sıra, Adana Valisi, tanık polis memurları, kriminal polis laboratuvarı ve Valiliğin bilgilendirmesiyle haber yapan medyanın da yalan söylediği, halkı ve yargıyı yanıltmaya çalıştığı ortaya çıkmış oldu.
SÜLEYMAN SOYLU SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ
Ali el Hemdan cinayetini ört bas etmeye çalışan Dönemin Adana Valisi Mahmut Demirtaş hakkında yapmış olduğumuz suç duyurusuna Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi.
Mahmut Demirtaş, cinayeti işleyen polis memurunun yalanlarına destek mahiyetindeki basın bülteniyle kamuoyunu yanıltmaya çalışmasına dair bir açıklama yapmadı. Emrindeki polislerin ve kriminal polis laboratuvarının yargıyı ve kamuoyunu yanıltmaya çalışmalarında kendisinin bir talimatı veya dahlinin olup olmadığı netlik kazanmadı. Soruşturma izni verilmediği için Mahmut Demirtaş bu suçlardan aklanmadı.
Bundan dört yıl önce bir polis memurunun işlediği cinayeti örtbas etmeye çalışan Mahmut Demirtaş, bugün 300 bin kişilik polis teşkilatının başına getirildi. Ali el Hemdan cinayetinde adaletin gerçekleşmesine, gerçeğin ortaya çıkmasına engel olmaya çalışan Dönemin Adana Valisine, bugün 85 milyonun can ve mal güvenliği emanet edilmiş durumda.
TBMM Genel Kurulunda kan dökenlerin, hesap vermek bir yana sırtının sıvazlandığı bir süreçte Emniyet Genel Müdürlüğüne yapılan bu atamanın dönemin ruhu ile uyumlu olduğuna kuşku yok.
Erdoğan’ın bu tercihi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ve insan haklarının tesisi için mücadele edenler açısından, daha çetin ve zorlu bir sürecin gelmekte olduğunun göstergesi olarak okunması gerekir.