Ya zararına ek ya terk et!

Yok pahasına alınmak istenmesine karşı, kavun karpuz, biber, domates üreticilerinin ürününü sokağa döktüğü, ‘Artık ekmeyeceğiz’ diye isyan ettiği bir dönemde Tarım Bakanlığı, “İki yıl işlenmeyen araziler kiraya verilecek’ duyurusu yaptı; tepki geldi: Zarar ettiği için ekemeyen üreticiyi desteklemek yerine, üreticinin toprağına şirketler adına el konulması tercih ediliyor! Çiftçiler ve çiftçi örgütleri, bu adımın, zararına ekmeyen çiftçinin toprağının şirketlere tahsisinin önünü açacağına dikkat çekti.

ÜZÜMCÜ ZORDA BIRAKILIYOR

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kuru üzüm taban alım fiyatı açıklamadı. TMO alım fiyatını açıklamayarak ya da geç açıklayarak, alımı zorlaştırarak, geç randevu vererek, kuyruklar oluşturarak üreticinin tüccara mahkum olmasına neden olacak yolu döşüyor. Üreticiler fiyatın bir ön önce açıklanmasını istiyor.

PAZARCI DA PERİŞAN

Çiftçiler ürünlerini satamazken, semt pazarlarındaki esnaf da zor günler geçiriyor. Bir pazarcı, “3 liraya karpuz satıyorum, iki tane karpuz satıp 1 litre mazot alıyorum. Poşetin 10 kilosu olmuş 700 lira” sözleriyle sıkıntılarını dile getirirken, başka biri de zincir marketlerle rekabet edebilmelerinin her geçen gün zorlaştığına dikkat çekti.

KİRALAMA SEZONU EYLÜL-AĞUSTOS ARASI

Mülkiyeti gerçek veya tüzel kişilere ait olup üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazileri, arazinin vasfının değiştirilmemesi ve kiralayan tarafından tarımsal üretimde kullanılması şartıyla bu yönetmelik hükümleri çerçevesinde Bakanlıkça sezonluk olarak kiraya verilecek.

Bakanlıkça kiraya verilecek tarım arazilerinin rayiç kira bedelini tespit etmek ve kiralama işlemlerini gerçekleştirmek amacıyla arazi kiralama komisyonu oluşturulacak.

İşlenmeyen tarım arazilerinin tespitinde, içinde bulunulan yılın 1 Eylül tarihi ile bölgelere göre değişen hasat dönemi dikkate alınarak en geç takip eden yılın 31 Ağustos tarihine kadar olan süre dikkate alınacak.

İşlenmeyen tarım arazileri listeleri mahallinde ve internetten ilan edilecek.

TÜM KÖY SEN: İŞLENMEYEN DEĞİL, İŞLETİLEMEYEN…

Bakanlığın uygulamaya dönük, ‘İşlenmeyen atıl kapasiteyi değerlendirmek’ gerekçesine Tüm Üretici Köylü Sendikasından (Tüm Köy Sen) itiraz geldi: İşlenmeyen tarım arazisi değil, tarımı çökerten politikalar nedeniyle işlenemeyen tarım arazisi vardır.

Yönetmeliğin 2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/K maddesine dayanılarak hazırlandığına dikkat çeken Tüm Köy Sen Başkanı Sadık Turan şu tespiti yaptı: “2005 yılından bu yana yürürlükte olan bu kanuna eklenen ‘İki yıl üst üste işlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesi...’ hükmü yıllardır var. Bugün yönetmelik yayımlanması tarımsal üretimi korumak ve artırmak amacıyla değil, ‘Cambaza bak’ diyerek son haftalarda köylülerin yükselen tepkisi karşısında algı yönetme ve de asıl olarak arazilerin seçimlik tarım üretimi yapan köylülerin elinden alınarak şirketlere tahsis etme çabasıdır”.

BİR TARLAYA ÇÖKMEDİĞİNİZ KALMIŞTI

2 hafta önce Seyhan’da sulama birliği üyelerine “Güzlük ekim yapmayın su veremeyiz” diye mesaj göndererek tarım arazilerini işlemek isteyen üretici köylüye su veremeyen iktidarın, işlenmeyen tarım arazilerini kiraya vereceğini duyurmasının çelişki olduğunu dile getiren Turan sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce tarıma destekleri azalt, girdi maliyetlerini karşılayamaz hale getir, ürüne maliyetin altında fiyat açıkla, köylüyü üretime küstürüp tarım arazilerini işleyemez hale getir. Hatta sulama suyuna bile ulaşamaz hale getir. Sonra da işlenmeyen tarım arazilerini kiraya vereceğini açıkla. Bir tarlalara çökmediğiniz kalmıştı, şimdi onu da yapacaksınız”.

TÜM Köy Sen Başkanı Turan, “Artan girdi maliyetleri, azalan tarım destekleri ve ithalatçı politikalar karşısında yalnız kalan üretici köylüler tarım üretiminden koparken ülke tarımı da gıda ve tarım tekellerinin eline bırakılmaktadır” tespiti yaptı.  

Sendikaları Tüm Köy Sen’in, üretici köylüleri tekelleşmiş şirket tarımını dayatan politikalar karşısında toprağına ve geleceğine sahip çıkmak üzere örgütlenmeye çağırdığını vurgulayan Turan talepleri şöyle sıraladı:

• Tarım destekleri artırılmalıdır.
• Başta mazot olmak üzere tüm girdilerde ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır.
• Sulama suyu ve sulamada kullanılan elektrik ucuzlatılmalıdır.
• Üretici köylülerinin banka ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçları silinmelidir.
• Tarımda ithalatçı uygulamalara son verilmelidir.

YA ZARAR YAZDI YA TARLADA KALDI

Bursa’da domates üreticisi 3.5 TL’ye sözleşme imzaladıkları ve sadece toplama masrafı 1 TL olan domatese 1.7 TL fiyat verildi. Domates üreticisi maliyetin altına verilen fiyata isyan ederek traktörlerle yol kapattı.

Doğusundan batısına bütün Karadeniz’in geçim kaynağı olan ve maliyeti 147 TL olan fındığa 132 TL fiyat açıklandı. Tüccar ve ihracatçılar 115 TL’den fındık alıyor. Fındık üreticisi kendi deyimiyle ‘Cenaze evine gider gibi bahçeye gidiyor.’

Malatya’da kayısı üreticisi dayatılan fiyata ve isyan ederek, traktörleriyle eylem yapıyor ve TMO kayısıya taban fiyat açıklasın, alım yapsın diyorlar.

Kahramanmaraş’ta domates ve biber üreticileri, dayatılan düşük fiyata tepki olarak traktörleriyle yol kapatarak domateslerini yola döktü.

Maliyeti 18-19 TL olan çaya 17 TL fiyat açıklandı. ÇAYKUR, kota-kontenjan vb. uygulamalarla çay almadı, bundan faydalanan çay şirketleri 9 TL’den çay aldı. Bu duruma isyan eden çay üreticisi topladığı çaya benzin döküp yaktı.

Tüm bu gelişmeleri ve eylemleri hatırlatan Tüm Köy Sen Başkanı Sadık Turan, “Ülke tarımı açısından sorun işlenmeyen tarım arazisi değil, işlenen tarım arazilerinde yetişen ürünlerin değerinde satılmaması, köylünün emeğinin karşılığını alamaması sorunudur” dedi. (EKONOMİ SERVİSİ)