23 Ağustos 2024 15:21

Tarafsızlık masalı: Gerçek gazetecilik hangi tarafta?

Tarafsız gazetecilik illüzyonuna kapılmak yerine, gazetecilik ezilenlerin sesini duyurmalı ve toplumsal adaleti sağlamak için mücadele etmelidir.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Efe KOÇDOĞAN

Ankara Üniversitesi İLEF

 

Günümüz medya dünyasında “tarafsız gazetecilik” kavramı sıkça dile getirilen, ancak derinlemesine incelendiğinde pek de gerçekçi olmayan bir iddia olarak karşımıza çıkıyor. Gazeteciliğin doğası gereği tamamen tarafsız olamayacağını savunmak belki de bu mesleğin en temel gerçeklerinden birini kabul etmek anlamına gelir. Ancak bu iddia gazeteciliğin tamamen taraflı ve propagandaya dayalı bir hale gelmesi gerektiği anlamına da gelmez. Tarafsız gazetecilik ve gerçek gazetecilik arasındaki farkı anlamak kritik öneme sahiptir.

TARAFSIZ GAZETECİLİK NEDİR?

Tarafsız gazetecilik iddiası medyanın olayları ve haberleri herhangi bir bakış açısı ideoloji ya da çıkar gözetmeksizin aktardığını öne sürer. Ancak bu ideal çeşitli nedenlerden ötürü pratikte mümkün değildir. Öncelikle her bir haberin seçimi, hangi konunun öne çıkarılacağı ve nasıl sunulacağına dair kararlar kaçınılmaz olarak bir bakış açısı içerir. Haberler onları üreten gazetecilerin, editörlerin ve medya kuruluşlarının değerleri, inançları ve hatta toplumsal yapıların etkisiyle şekillenir.

Kapitalist toplumlarda medya organlarının büyük bir kısmı sermaye sahiplerinin kontrolündedir. Bu durum, medyanın, sermaye sahiplerinin çıkarlarını gözeten bir yapı içinde çalışmasına neden olur. Dolayısıyla “tarafsızlık” iddiası altında bile çoğu zaman sermayeyi koruyan bir yayın politikası izlenir. Toplumun genel çıkarlarını savunmak yerine sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir medya yapılanması ortaya çıkar.

Dahası iktidarın medya üzerindeki baskıları, bu taraflılığı daha da derinleştirir. Yandaş medya kuruluşları her ne kadar tarafsız olduklarını iddia etseler de gerçekte iktidarın çıkarlarına hizmet eden ve onların politikalarını meşrulaştıran bir yayın anlayışı benimserler. Bu medya kuruluşları toplumsal meseleleri iktidarın bakış açısıyla çerçeveler ve muhalif sesleri bastırarak gerçekleri çarpıtırlar.

Örneğin 2013 yılında Gezi Parkı protestoları sırasında iki farklı gazete olayları nasıl iki farklı şekilde yayınladığına bakalım. Bir gazete yaşananları “Radikal Grupların Provokasyonu Ülkeyi Karıştırdı” başlığıyla vererek olayları radikal grupların kışkırtması olarak nitelendirdi ve hükümetin müdahalesini meşru göstermeye çalıştı. Başka bir gazete “Ferman Padişahın Gezi Milyonların” manşetiyle protestoları toplumun özgürlük ve adalet taleplerini dile getirdiği halk hareketi olarak sundu. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere aynı olay iki farklı şekilde haber olarak kullanılabiliyor. Önemli olan haberin halkın istek ve taleplerini yansıtıp yansıtmadığıdır.

GERÇEK GAZETECİLİK NEDİR?

Gerçek gazetecilik tarafsızlık illüzyonunu yıkmalı ve haberin toplumsal bir amaca hizmet ettiğini kabul etmelidir. Gazetecilik; ezilenlerin, işçilerin ve ezilen halkların sesini duyurmayı hedeflemelidir. Bunun anlamı sermayenin ve iktidarın çıkarlarını gözetmek yerine bu kesimlerin taleplerini ve sorunlarını merkeze alacak bir habercilik anlayışını benimsemektir.

Gerçek gazetecilik; gerçekleri sınıfsal çelişkileri ve toplumsal adaletsizlikleri ortaya koyan bir çabadır. Bu bağlamda gazeteciler tarafsız olduklarını iddia etmek yerine hangi tarafta durduklarını açıkça belirtmeli ve bunu yaparken de olabildiğince şeffaf olmalıdır. Toplumsal değişim ve dönüşümü hedefleyen bir gazetecilik yalnızca bilgi vermekle kalmaz aynı zamanda insanları harekete geçmeye, düşünmeye ve mevcut durumu sorgulamaya teşvik eder.

Tarafsız gazetecilik safsatası gerçekte mümkün olmayan bir idealdir ve bu idealin peşinden gitmek gazeteciliğin asli görevini yerine getirmesine engel olabilir. Gerçek gazetecilik, toplumun ezilen ve dışlanan kesimlerinin sesini duyurmak, onların haklarını savunmak ve toplumsal adaleti sağlamak için mücadele eden bir habercilik anlayışıdır. Tarafsızlık iddiası yerine hangi değerler ve amaçlar doğrultusunda haber yapıldığını açıkça ifade eden, şeffaf ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden bir gazetecilik pratiği, çağımızın en büyük ihtiyaçlarından biridir.

ÖNCEKİ HABER

İmamoğlu'dan imza engeline tepki: Siyasi kibirden, hasımlıktan kurtulun

SONRAKİ HABER

Daha öncekilere katılmadığım için üzgünüm!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa