Daha öncekilere katılmadığım için üzgünüm!
Kısacası, her şey beklediğimden çok daha güzel ilerledi. Kampa geldiğim için hiç pişman olmadım sadece daha öncekilere katılamadığım için üzüldüm.
Kaynak:Freepik
Dilsu
Atılım Üniversitesi/Ankara
Bu yıl 21.si düzenlenen gençlik yaz kampına bende ilk defa katılma fırsatı buldum. Kampın işleyişi hakkında yeterince bilgi almıştım ama yine de ayak uydurup uyduramayacağım konusunda endişelerim vardı. Kamp öncesinde tanışma etkinliklerinin düzenlenmesi, ön atölyelerin yapılması bu endişelerimin çoğunu gidermemi sağladı. Geriye sadece kamp ortamına ve kolektif yaşama dair ufak endişelerim kalmıştı. Bunlar da daha önce kamp deneyimimin olmamasından ve heyecanımdan kaynaklıydı. Kamp için Ankara’dan uzun otobüs yolculuğu başladığı anda daracık alanda çekilen halaylar, oynanan oyunlar, evlerde yapılıp getirilen yiyeceklerin paylaşıldığı samimi ortam sayesinde bu yolculuğun da kampın da çok eğlenceli geçeceğini anlamıştım ve gerçekten de öyle oldu. Bazı teknik aksaklıklardan dolayı gerekenden daha uzun süren bir yol olmasına rağmen geçirdiğim en zevkli yolculuklardan biriydi. Alana geldiğimizde her şey hazırdı yapmamız gereken tek şey çadırlarımıza yerleşmekti. İstediğimiz an içecek alabileceğimiz, acıkırsak gözleme veya patsomuzu yiyebileceğimiz, sıcaklarsak dondurmamızı alabileceğimiz aslında ihtiyacımız olan her şeye ulaşabileceğimiz bir kantin mevcuttu.
Her sabah ekip olarak gazetemizi okuyup ülkemizdeki güncel olaylar üzerine konuşup tartışıyorduk. Farklı fikirlerin tartışılması, olaylara değişik bakış açılarıyla bakabilmemi sağlıyordu bu yüzden gazete okuma saatlerini çok sevmiştim. Kahvaltıdan sonra saat 10’da atölyeler başlıyordu. Geldiğimiz gün atölyelerin tanıtımı yapılmıştı ve bizler de katılmak istediklerimize isimlerimizi yazdırmıştık. Çok fazla atölye vardı ve hepsi kulağa birbirinden çekici geliyordu bu yüzden seçerken bayağı kararsız kalmıştım, en sonunda evrim atölyesi ve kadın çalışmaları atölyesine katılmaya karar vermiştim. Atölyelerde sadece anlatıcı dinleyici ilişkisi olmasından ziyade herkesin söz alabildiği, kendinden bir şey katabildiği bir ortam olması en çok hoşuma giden şeyler arasında oldu diyebilirim. Atölyeler sayesinde birçok şey öğrendim ve çok şey de merak edip araştırmaya başladım. Bu sebeple atölyeler bana çok şey kattı ve sadece kampta değil kamptan sonra da katmaya devam ediyor.
ORADAYKEN SORUN DEDİĞİM ŞEYLERİ BİLE ÖZLEDİĞİMİ FARKETTİM
Sosyal hayata değinecek olursam öncelikle şunu söyleyebilirim ki kendimi hiç kampa ilk defa geliyormuş gibi hissetmedim. İnsanlarla konuşmaktan, bir şeyler sormaktan ya da görüşlerimi belirtmekten çekinmedim bu sayede de çok güzel arkadaşlıklar edindim, bağlar kurdum ve bu arkadaşlıkların da bana çok şey katacağına eminim. Her şeyde olduğu gibi tabii ki kampta da olumsuz diyebileceğim şeyler vardı ancak bunlar genel anlamdaki kamp hayatının aktifliği, heyecanı ve kattıklarının yanında tolere edilebilecek ve hatta sorun bile sayılmayacak küçük pürüzler olarak kalıyor. Tuvalet, yemek, duş sırası gibi. Oradayken beni rahatsız şeyleri şu an özlediğimi fark edince hepsi tek tek sorun olmaktan çıktı desem yeridir. Kısacası, her şey beklediğimden çok daha güzel ilerledi. Kampa geldiğim için hiç pişman olmadım sadece daha öncekilere katılamadığım için üzüldüm. “Gelecekten bir hafta çalacağız” dediklerinde ben bu kampın geleceğime ve bana çok farklı bakış açılarını, özgür olma hissini, çok değerli anılar ve insanlar katacağını ve geleceğime daha fazla önem vermemi sağlayacağını bilmiyordum. İlk kampımdı ancak kesinlikle son kampım olmayacak!