Kısa ama yeni bir hayata merhaba

Merve

Hacettepe Üniversitesi

Bilmeden ve deniz, kum ve güneş üçgeninde sarsaklık yapma planıyla kampa gelmiş, ilk günler biraz sarsılmış olsam da dönerken düşündüğüm tek şey hayatımdaki bütün şansımı buraya gelerek kullanmış olma ihtimalimdi. Şimdi gelin dilimin döndüğünce neden bu kadar büyülendiğime bakalım. Öncelikle kamp alanına ilk girdiğinizde hatırı sayılır bir kalabalıkla karşılaşıyor fakat denk geldiğiniz her yabancıda ruhunuza dokunan bir güler yüz ve hoş geldin ile karşılaşıyorsunuz.

BERABER OLURSAK HALLEDEBİLİRİZ

Gelecekten çaldığımız bu yedi günde sabahın ilk ışıklarından gecenin zifiri karanlığına kadar tanıdık tanımadık herkesle omuz omuza oluyor. Öğrenmeden tartışmadan tek bir an bile geçirmiyorsunuz. Yemeğinden temizliğine, güvenliğinden kantinine kadar hep birlikte kolektif bir yaşam kuruyoruz. Etkilendiğim yanlarından birisiyse daha parlak bir gelecek için izlememiz gereken yolu kinlendirmeden taşkınlık yapmadan el ele bilimle sanatla nasıl örebileceğimizi görmemizdi. Atölyesinden paneline hatta duş sırası beklerken bile konuşup tartışabileceğiniz içinizdeki öğrenme ateşini sürekli harlayan bir yer ve diğer en önemli kısmı direnen, direnmeye hazır insanları kanlı canlı görebilmek. Şöyle ki işçi olan, KYK mağduru olan, ezilen sömürülen insanları X’te okuyup ya da bir yerlerden dinleyip sorunlara başkaldırılara sadece vay be deyip geçiyoruz. Seninle aynı sorunları yaşamış yeri geldiğinde direnmiş kişileri görmenin, onlardan da dinlemenin verdiği güven ve beraber olursak hallederiz hissi gerçekten en tatmin edici şeydi. Bir sonraki gençlik yaz kampında daha kalabalık ve daha güçlü olmak dileğiyle.