21. Gençlik Yaz Kampı'na veda: El ele, nicelerine, mücadeleyle!
“Bu dünya böyle geldi, böyle gidecek” deyişlerine karşın kampta kurduğumuz dünyayı birlikte aldığımız kararlarla nasıl değiştirebildiğimizi gördük.
İrem TAÇYILDIZ
Ankara
Türkiye’nin dört bir yanından gençler, 21. kez başka bir dünyayı mümkün kılmak için bir araya geldi. 4-11 Ağustos tarihlerinde "Geleceği Barışla, Yarını Birlikte Kuruyoruz" şiarıyla İzmir Dikili'de buluştu.
KAMPI NASIL ÖRGÜTLEDİYSEK HAYATI DA ÖYLE ÖRGÜTLEMELİYİZ
Bizleri buluşturan bu slogan nasıl bir gelecek düşlediğimizi ortaya koyarken, yüzlerce genç 21. Gençlik Yaz Kampı ile tam da bu düşü gerçekliğe kavuşturmanın peşine düştük. Her sene olduğu gibi bu sene de sınıfsız, sömürüsüz bir dünyayı var etme mücadelesini büyüteceğimize dair birbirimize verdiğimiz sözü yinelemek için bir araya geldik. Dünyanın dört bir yanında yankılanan savaş çığırtkanlığına, halktan çalarken şirketleri büyüten ekonomi programlarına, gençliğin yaşamını dar eden baskı ve yasaklara karşın gelecekte var edeceğimiz dünyayı 7 gün boyunca deneyimledik.
7 gün boyunca bu deneyimi kamp alanının temizliğinden güvenliğine yapılan tartışmalardan herhangi bir sorunun çözümüne dek birlikte edindik. Kampın sağlıklı bir biçimde işleyişini garantilemek adına görev yapan kamp komitesini kamp katılımcıları ile hep birlikte belirledik. Ancak kampı aldığımız görevlerle her birimizin parçası olduğu bir biçimde ördük. Gelecekte kurmayı hedeflediğimiz savaşsız, sömürüsüz dünyayı da her birimizin parçası olduğu bir mücadeleyle kuracağız!
Bizler bu kampta kendi sermayesini büyütmek uğruna tüm yaşamı kendi kurallarıyla dizayn edenlere karşın, yaşamı kendi kararlarımızla dizayn edince neler olduğunu gördük. Hâl böyle olunca yataktan kalkmak istemediğimiz günler, Gençlik Yaz Kampı’nda 3 saatlik uykuyla dopdolu geçen günlere dönüştü. Bizleri her geçen gün daha da çıkmaza sokan gelecek kaygısına karşın geleceği kazanmanın mücadeleyle, örgütlülükle mümkün olduğunu öğrenerek çıktık.
Yalnızca katılımcısı değil her bir anının örgütleyicisi olduğumuz bu kamp yaşamımızı planlarken söz sahibi olmanın, yaşamı birlikte planlamanın farkını ortaya koydu. Bizleri her alanda rekabete mahkûm eden bu sisteme karşın el ele verip temizliğinden güvenliğine bir kamp alanında yaşamı inşa etmeyi deneyimledik. “Bu dünya böyle geldi, böyle gidecek” deyişlerine karşın kampta kurduğumuz dünyayı birlikte aldığımız kararlarla nasıl değiştirebildiğimizi gördük. Aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanında mücadeleyle değiştirdiklerimizi ve değiştireceklerimizi tartıştık. Mücadele araçlarını elimizden alanlara, baskı ve yasaklarla bizleri sindirmeye çalışanlara karşın üniversitelerde, liselerde, semtlerde, işyerlerinde yürüttüğümüz mücadelenin birikimini kuşandık.
Sermaye gruplarını beslerken bizleri geleceksizleştiren tek adam iktidarının gençlik için ortaya koyduğu planları kendi yaşam mücadelemizle bozacağız! Kârı uğruna dünyayı paylaşma savaşlarına girişen emperyalistlerin planlarının aksine, yoksulluğa, ölüme razı olmayacağız! Bu savaşlar içerisinde savaş sanayiine, silah tekellerine yatırımları hızlandıran kapitalistlere karşın savaşsız, sömürüsüz bir dünyayı mümkün kılmak için bir araya gelmekten geri durmayacağız!
KAMPIN ÇIKTILARI
Bu kamp; örgütlenişiyle, programıyla, içeriğiyle yaşamı kendi kararlarıyla örme iradesini ortaya koyduğumuzda, değişimin nasıl da mümkün olduğunu gözler önüne serdi. Kampın içerisinde gerçekleşen paneller, atölyeler, forumlar bu değişimi nasıl mümkün kılacağımızı yanıtlayan cevapları ortaya çıkardı.
Marksizm Atölyesi’nde Marksizm’in bu sömürü sistemi karşısında halen daha güncel olduğunu ve bilimsel sosyalizmin eşit, özgür bir dünya mücadelesinde nasıl bir rol oynadığını ele aldık. Politik İktisat Atölyesi’nde bizlere yaşamı dar eden bu sistemin çarklarını döndüren başat unsurun emek sömürüsü olduğunu tartıştık. Kadın Çalışmaları Atölyesi’nde kadının ikincil konumunun nedenlerini ele alırken bu nedenleri nasıl yok edeceğimizi, kadınlar için eşit ve özgür bir dünyayı nasıl var edeceğimizi konuştuk. Evrim Atölyesi’nde insanlığın evrimini incelerken değişimin her daim mümkün olduğunu gördük.
Kampın ikinci gününde “Türkiye’de ve Dünya’da Gençlik Mücadelesi ve Antiemperyalist Seçenek” panelinde Almanya’dan gelen konuğumuz birlikte savaşa ayrılan bütçenin tırmanışını ele alırken bununla beraber ırkçılığın ve milliyetçiliğin dünyanın dört bir yanında nasıl örgütlendiğini hep birlikte görmüş olduk. Bunun karşısında gençliğin savaşa karşı biriktirdiği mücadele deneyimlerini yeniden hatırladık. Bir sonraki gün üniversite forumunda üniversiteli arkadaşlarımızdan baskı ve sömürü koşullarının üniversitelilerin yaşamına etkilerini dinlerken bu koşulları yok etmek için önümüze koyacağımız yol haritasını alınan sözlerle çizmeye çalıştık. Lise forumunda ise liselilerin aldığı sözlerle eşit ve özgür bir dünya mücadelesini lise sıralarında nasıl sürdüreceğine dair bir tartışmayı yürüttük. Buradan birtakım sonuçlar çıkardık:
-Ekonomik krizin üstesinden gelme vaadiyle uygulanan Mehmet Şimşek programlarında gençliğin payına düşen yoksulluk olurken eğitime bütçe ayrılmıyor, eğitim masrafları artıyor. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamak gün geçtikçe güçleşiyor, yeni başlayacak olan dönem aratacak olan eğitim masraflarıyla da beraber “eğitime bütçe” talebi de can alıcı bir noktaya geliyor. Krizin çözümünü halkın kemer sıkmasında görenlere karşı “eğitime bütçe” talebini liselerimizde, üniversitelerimizde yükseltmek için bölüm bölüm, sınıf sınıf bir araya geleceğiz!
-Topluluklardan öğrenci temsilciliklerine üniversitelerde bir araya geldiğimiz ve taleplerimiz etrafında birleşebildiğimiz alanlar tek adam yönetimi tarafından baskılanıyor, yasaklanıyor. Şenlik yasaklarından, mezuniyet iptallerine, üniversite bileşenlerinin ülkeye, üniversiteye yönelik talepleri görmezden geliniyor. Bunun karşısında üniversite öğrencilerinin kendi sözlerini söyledikleri alanların ihtiyacı da artıyor. Öğrenci temsilciliklerini her alanda kurarak öğrencilerin yönetime dahil olduğu demokratik ve özerk üniversiteleri inşa etmenin adımlarını atacağız!
-Ortadoğu’da hız kazanan emperyalist paylaşım kavgaları yayılmaya devam ediyor. Buradan pay almak isteyen ülkeler savaş sanayisine yatırımlar yapıyor. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları her geçen gün büyüyor. Filistin halkına yönelik işgal ve saldırı politikalarının karşısında anti-emperyalist, enternasyonal mücadeleyi üniversitelerden liselere, bölüm bölüm sınıf sınıf örgütlemenin araçlarını inşa edeceğiz!
-İş baskısıyla, yok sayılmayla, kölelikten hallice çalışma ve yaşama koşullarıyla bugünümüzü ve geleceğimizi zapt edenlerin karşısında en acil taleplerimiz için bir araya gelecek, ücretlere zam, vergide adalet, insanca yaşama koşulları için mücadele edeceğiz!
-Başka bir dünyanın mücadelesini nasıl vereceğimizi hep birlikte tartıştık. Ancak bu dünyayı mümkün kılmanın peşine düşecek daha çoklarla mücadeleyi büyütmek gerekliliği de karşımızda duruyor. O nedenle liseli, üniversiteli, işçi, işsiz daha çok gençle bir araya gelecek ve Gençlik Yaz Kampı’nı daha çoklarla birlikte örgütleyeceğiz, var edeceğiz!
Kararlarımızın tamamı üniversitelerimize, liselerimize, atölyelere döndüğümüzde başka bir dünyayı örgütleme hedefimizi de beraberinde taşıyacak. Gençlik Yaz Kampı’nda buluşmuş yüzlerce genç olarak bizler, kampımızın barış, gelecek, eşitlik sloganlarının gerçeğe dönüşmesinin olanaklarını taşıyoruz. Bu olanakları bulunduğumuz her alanda eşit, özgür bir dünya mücadelesini örerek başka bir dünyaya dönüştüreceğiz!